Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '08

 
Kategori
Deneme
 

Pinokyo'nun mumu

Pinokyo'nun mumu
 

“Yalan söylemek başkalarını değil kendini kandırmaktır” söylencesinin aksine söylediğiniz yalan başkasına ya da size zarar verecek cinsten olmadığı sürece hayat bile kurtarabilir. Bu noktada ise yalanın dozu iyi ayarlanmalıdır ve kesinlikle saçmalama yoluna gidilmemelidir. Burada bahsettiğim şey, benim çoğunlukla günlük hayatta kullandığım ve artık bir yaşam biçimi- alışkanlık halini alan zararsız, günü ya da kendini kurtarma ve daha iyi hissettirme yalanları.


Küçük bir çocukken bile şimdi olduğu kadar yalan söylemiyordum. Oysaki küçük çocukların hayal güçleri daha geniştir, kafalarında bin bir türlü fantezi vardır. Yine de onlarınki bir oyun oynama yönteminden başka bir şey değildir. Büyüdükçe söylediğimiz yalan sayısı değil belki ama söylenen yalanların niteliğinde bir artış olabiliyor. Küçükken ise fazlaca yalan söylenir ama çoğu zararsızdır bu yalanların. Büyüdükçe bu tür yalanlara başvurma ihtiyacı o kadar çoğalıyor ki bir müddet sonra bunu doğal karşılamaya bile başlıyorsun. Çünkü –adı üstünde- büyümek hacimce, zekaca ve ruh olarak… Değişmek başlı başına… Büyüdükçe farkına varıyorsun şeylerin, farkına vardıkça acı çekiyorsun ve acı çektikçe yalanlar uyduruyorsun.


Yalanları çoğu kez karşımdakini memnun etmek için kullandım. O halde yalan söylemek kendim için değil, aksine karşımdakini üzmemek adına gerçekleştirdiğim bir eylemdi. Böyle düşünmeye başladığım vakitler kendimi daha iyi hissettiğimi hatırlıyorum. Bu şekilde düşünmek ve yapmak isteyip de engellerin konulduğu şeyler için başvurduğum bir yöntem olarak yalan söylemek bana iyi hissettirmeye başlamıştı, tabii planlarım yolunda gitmiş ve bir sorun çıkmamışsa; sorundan kastım yalanın ortaya çıkması elbette! Bunun farkına varmadan önce ise kendimi yalanlar söylediğim için sürekli suçlarken bulurdum. Bu beni fazlasıyla yormaya başlamıştı. Yalan söylemeyi bırakmanın bana artık böyle hissettirmeyeceğini düşündüğüm an yanıldım. Yalan söylediğim zamanlardaki gibi yolunda gitmiyordu hiçbir şey ve eski yöntemime devam etme kararı aldım. Bunun başka bir yolu olmalıydı. Eğer alışkanlıklarımızdan vazgeçemiyorsak neden onları işimize yarayacak bir hale getirmeyelim? Bu bizim elimizde çoğu şeyde olduğu gibi.


İlk büyük yalanımı geleceğimle ilgili olarak çevremdekilere söyledim. Ondan önce söylediğim ufak tefek yalanları hatırlanacak kadar değerli bulmuyorum ki doğrusu da budur. Bu bir kuraldır ve herkes ama herkes yalan söyler. Bunun aksini iddia eden kişi de bir yalancıdır! Yalan söylemek sadece sizden kaynaklanan bir unsur değil, çoğu zaman karşınızdakiler nedeniyle de yalan söylersiniz. Büyük ya da ufak; zararlı ya da zararsız yalanlar… Çoğu karşınızdaki sizi teşvik ediyorsa söylenecek olan yalanlardır çünkü o anda aklınıza başka bir çıkar yol gelmiyordur. Bu nedenle daha sonradan suçlu hissetmek kendinize yapacağınız büyük bir haksızlık değil midir? Bir başkası bunu yapmanız için sizi itmişse o da bu suçun ortağı sayılır.


Ve işte böyle başladı her şey. Her şey yalan söylemenin bazı zamanlarda iyi bir fikir olabileceği düşüncesinin aklıma düşmesiyle başladı ve artık yalanlar söylüyordum en sevdiklerime bile, yakın arkadaşlarıma, dostlarıma, sevgililerime ve aileme.

Pinokyo’nun burnu yalan söylediği zamanlar uzardı ve yalancının mumu yatsıya kadar yanardı. Bize böyle öğretildi hep. Bize daha neler öğretilmedi ki! Öğretilmeye de devam ediyor. Teoride süperiz, pratikte fiyasko… Masallar çocukları eğlendirmekten çok masa altından ders verme peşinde. Demek ki neymiş, yalan söylemek kötü bir davranışmış. Ya da yetişkinler analiz peşinde. Pinokyo’nun burnu penisi sembolize ediyor olabilir mi? Oldukça akıllıca bir yaklaşım, Freud’dan mı alıntı? Karısını aldatan kocanın penisi uzuyormuş! Çok acınası. Karısının ise mumu eve faturalar gelince sönüyormuş. Bunun için masallara ne gerek var? Bırakınız çocuklara ders vermeyi ya da masalları yetişkinler için analiz etmeyi. Pinokyo yalan söylemeyi seviyorsa öyle yapsın.


Şimdiye kadar mum sönmedi ve herhangi bir organımda uzama ya da büyüme görülmedi ama bu yine de hep böyle devam edeceği anlamına gelmez. Önemli olan da bu değildir zaten. Önemli olan neden yalan söyleme ihtiyacı duyduğum ve beni buna iten etmenlerdir. Planlı bir şekilde hazırlanmış ustaca söylenen bir yalanın yıkıcı bir etkisi olacağını sanmıyorum yine de. Şayet sonuç bu şekilde olursa karşımdaki kişinin bana çıkışmadan önce bir kez daha durup düşünmesi gerekecek tabii bunu anlayabilecek, söyleyeceklerimi idrak edebilecek biri ise. Tam tersi bir kişi için ise bunlar söz konusu bile değildir ve suçunuz açığa çıktığı an cezası idam olan bir mahkumsunuzdur artık onun gözünde. Sonrası için herkese kolay gelsin, deyip kestirip atmak ne kolay değil mi ama! Çoğumuz böyle yapıyoruz, yalan söylemeyiniz, yoksa Pinokyo’nun mumu yanabilir.

 
Toplam blog
: 7
: 541
Kayıt tarihi
: 06.06.08
 
 

1987 İzmir doğumluyum. İngiliz Dili ve Edebiyatı 3.sınıf öğrencisiyim. Bu bölüme girmemle birlikte y..