PKK'nın son saldırısının analizi

Anayasa Çalışmaları, PKK Saldırıları, Cumhurbaşkanının ve Hükümetin Tavrı

Hükümet referandum sonrasında bütün gücüyle ülkeyi düzlüğe çıkarması, sorunların çözüme ulaştırması umudu taşınan bir Anayasa çalışması içindeyken neden PKK eylemlerinin dozunu arttırmaya başladı?

Yıllarca bir kimlik mücadelesi şeklinde olan ve gelişen Kürt Sorunu, AK Parti iktidarı döneminde önce İnkar politikalrından vaz geçilmesi sonrada soruna yönelik kalıcı bir çözüm içeren Anayasa çalışmaları sürerken PKK artık Kürt Kimliğinin tanınmasını başarı sayarak bundan sonra Federasyonu daha sonrasında ise Bağımsız Kürdistan projesinin 2. aşamasına geçti. Bu aşamada, şimdiye kadar Kürt kimliğinin tanınması ve kürt halkının demokratik haklarının verilmesi, beraberce adil ve eşit şartlarda yaşamak isteyen bu konularda adalet gereği demokrasi ve insan hakları yanında yer alan Kürt olmayıp destek veren blok artık yavaş yavaş bu işin farklı bir renk almaya başladığını olayın arkasında yer alan başta İngiltere, ABD ve İsrail'in asla Türkiye'de demokratik bir anayasa oluşmasını istemediğini görebiliyoruz. 

PKK, kendi meşruiyetini bitirecek ve Bağımsızlığın önünü kesecek Demokratik Anayasayı istemediğini Anayasa sürecinin başlamasıyla beraber arttırdığı eylemleriyle çoktan kanıtladı.

Halbuki, yıllardır sürdürülen söylemleri gereği Demokartik anayasaya sonuna kadar destek vererek sürecin içerisinde BDP'nin bulunmasına daha istekli olabilirdi. Bunu yapmadı.

Peki neden?

Daha önce siyaset konularında yazdığım yazılarda belirttiğim gibi PKK artık emirleri Öcalan'dan değil İsrail'den almakta. İsrail'in hedefi ise başında Silvan Şalom gibi Kürt yahudilerinin bulunduğu bir Kürdistan'ı kurmak ve bunu kendine bağlamak istiyor. Bu, Tevrat'ın hedefidir.

Şu an tezgahlanan başka bir oyun ise İngiletere'nin Türkiye'yi maşa gibi kullanarak Suriye'ye saldırtmak istemesi var. PKK'ya kendilerinin ve İsrail'in verdiği desteği göz ardı ettirerek İngiliz basını PKK'nın arkasında Suriye ve İran var yaygaraları ile Orta Doğu'da yeni bri büyük alev başlatmak istiyor. Batı'nın yardımlarıyla büyümüş sözde bazı Türk medyası da, Suriye ve İran'la Mezhepçi çatışma çıkartmak istiyor. 

İngiltere, Suriye ile Türkiye savaşının acı faturasını bize ödetirken kendi yandaşı Müslüman Kardeşler örgütünün Londra'da ki liderinide Suriye'de lider olarak hazırlıyor.

İşte bu yüzden son saldırıların artmasından İngiltere bu şekilde nemalanmak istemekte. İngilizler Amerika'yı bile Orta Doğu ateşine atabilen bir ülkeyken Türkleri haydi haydi atar durumdadır. 

Hükümeti sıkıştıran konular sırasıyla şunlar;

1-Bir yandan Demokratik Anayasayı oluşturma çabası sürerken diğer yandan gittikçe azalan toplumsal destek ve umutlar.

2-Son saldırılarla gittikçe artan duygusal kırılma ve toplumsal çatışmaların yayılması tehlikesi.

3-Batı'nın PKK'yı ve IMKB'deki yatırılmış paraları koz gibi kullanarak Türkiye'yi Suriye'ye saldırtma baskıları.

Bu durumdan başarılı çıkışı ancak akılcı, adil, mutedil, soğukkanlı bir şekilde davranması ve BATI'yı oyalama takdiği ile mümkün olabilecektir. 

PKK saldırılarını arttırsada, KCK şehirlerde eylemler yaptırtarak Demokratik Anayasa sürecini baltalamaya kalksada, BDP'nin herhangi bri taviz vermeksizin (KCK ile ülke içinde de fakto kendi devletini kurma çalışmaları devam ederken) bu kanlı ortamda siyasal olarak Demokratik Anayasal süreci çıkmaza uğratma çabalarına karşı Hükümet inadına adil ve demokratik anayasayı Türkler, Kürtler, Aleviler, Sünniler, Yezidiler, Hristiyanlar için alabildiğine özgürce oluşturma gayretinden yılmamalı ve bu oyunlara gelmemelidir.

Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımız bu sürece polemik yaratacak şekilde intikam sözleriyle katılmamalıydı, zira intikam tıpkı davulun sesi gibi kan kokan bir kelimedir, intikam kolaylıkla kan davasına döner, kan davası ise kolayca iç savaşı tetikler.

Sayın Cumhurbaşkanımız, ülke ordusunun başkomutanıdır ama daha öncesinde ondan daha önemli bir konumu var, CUMHURUN (Halkın) reisidir ve bence daha özenli ifadeler seçmeliydi. 

Umarım her türlü engelleme girişimine rağmen, şu ellerini ovuşturan derin PKK, derin Ergenekon, İngiltere, derin İsrail'in sevinmesine yol açacak şekilde Demokratik Anayasa rafa kalkmaz, ya da yapılan anayasa beklenileni vermemezlik etmez.

Saldırıda ölen onlarca gencecik yüreğe Allahtan rahmet dilerim.

Merak ettiğim konu çatışmalar saatlerce sürerken o askerler birer birer şehit olurken Helikopterler uçaklar ve korucular neredeydi?