Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '09

 
Kategori
Siyaset
 

Pkk sokakları neden karıştırıyor?

Pkk sokakları neden karıştırıyor?
 

Dtp hala neden kapatıldı diyorlar ? Bilen var mı ?


Dtp Türk siyasi tarihinin belgeli arşivinin tozlu raflarına girmeye hazırlanıyor. Tüm, il ve ilçelerdeki örgütlerinin kapatılmasına, levhaların indirilmesi ile başlandı. Dtp, hukuken kapatıldığı için, mecliste de artık grubu yok ve TBMM’deki kendilerine ayrılan odaları da boşaltmaya başladılar. Ve bu partinin tüm mal varlığına ve hesaplarının hazineye devri için kayıtlar incelenmeye başlanmış.

Buraya kadar, normal bir süreç işliyor gibi görünse de, uzun bir süre daha Dtp’nin kapatılma hadisesi tartışılacağa benziyor. Günlerdir, yazılanları okuyor ve yorum yapanları dikkatle dinliyorum. O kadar farklı frekanslardan yayın yapılıyor ki !.. Bir kısım medya, DTP’nin bu oyunu kendisi hazırladığı görüşünde, bir kısmı kapatmanın haksız ve hukuksuz hatta mesnetsiz (dayanaksız) olduğu görüşünde. Bazı yazarlar, DTP’nin AHIM’den boş dönmeyeceğini dile getiriyor. Kimileri de Adaletin verdiği kararın gayet hukuki ve haklı, bir o kadar da dayanacağı çok delil olduğu doğrultusunda fikir beyan etmiş. Durum bu merkezde iken, bazı hükümet vekilleri “DTP hak etti” diye demeç verirken, BBP lideri “sizin sonunuz yağlı urgandır” gibi bir söylemde bulunmuş. Siyaset karışık, sokakların halini ise anlatmaya ne hacet !..

Herkes kendince bir ‘durum tespiti’ yapıyor. Doğrudur, yanlıştır, katılırız ya da katılmayız. Demokratik düzlemde bunlar kabul edilebilir. Hatta bir dereceye kadar DTP’nin siyasi mücadelesi de kabul edilebilir. Ama herkesin ortak paydada buluştuğu “bölücülük”, “etnisite”, “pkk destekçiliği”, “Öcalan yandaşlığı” konusunda taviz vermemeleri, halkı sürekli galeyana getirmeleri, Kürt vatandaşları sürekli kışkırtmaları ve özellikle hükümetin ‘Açılım’ dosyasında muhataplık konusunda sürekli bu iki merciyi, Öcalan’ı ve Pkk’yı adres göstermeleri ve aşırı milliyetçi tavırlar takınmaları, belki de bu sonu hazırladı.

Dtp’nin kapatılmasının siyasi analizleri yapılmaya devam ediyor. Ama asıl soru bundan sonra ne olacağı? Bu konuda da fikirler havada uçuşuyor. Dtp’liler muhtemelen istifa edecekler ve sonra AHIM’e gidecekler. Peki, istifaları meclis başkalığına sununca, iş bitiyor mu? Hayır, meclis genel kurulunda bu istifaların kabul edilmesi gerekiyor. İstifaların kabul edilmesi de o kadar kolay değil. Çünkü istifaların kabul edilmesi demek, meclis çoğunluğunun azalması demek. Yanlış bilmiyorsam eğer, meclis çoğunluğunun %5’inin sandalyesini bırakması (meclisten ayrılması, istifa etmesi veya sine-i millete dönmesi, vefatlar vs.) anayasa gereği ara seçim zorunluluğu var. Bunu muhalefet ister belki ama iktidar partisi istemez. Dolayısı ile istifalar kabul edilmeyecektir ama gözden belki de kaçan bir şey var. O da Dtp’li vekillerin her türlü olasılığı değerlendireceği ve bir şekilde Ahim’e gidecekleri, illaki istifa edecekleri. Ama, DTP’nin a,b,c.. gibi planları olduğunu düşünüyorum. Zira emir başka yerlerden geliyor.

Durum bu resimdeyken, pkk lehtarları sokakları karıştırmaya devam ediyor. Bundan da vazgeçmeyecekler. Kentler ve sokaklar, gittikçe gerilmeye ve yanmaya devam edecek, Molotoflar, havai fişekler, sapanlar, taşlar devam edecek. Çünkü bir kısmı belki, duygusal davranıyor ama bu vicdansızların pek çoğu da, bu şekilde davranılsın, eylem yapılsın diye talimat alıyorlar. Ön saflarda gençler ve çocuklar kullanılıyor. Her zamanki taktik. Güvenlik güçleri biraz zor kullanmaya kalksa, hemen dış destekçilerine şikayet edecekler. Diyecekler ki, bakın Türk devleti bize ne yapıyor. Üzerimize ateş açtılar, çocuklarımızı dövdüler, gençlerimizi vurdular. Kürtler, yoğun şiddet ve mezalimlikle karşı karşıya bırakıldı. Kürtler işkence görüyor, toplu halde tutuklanıyor. Amaç kırım işlemektir. Amaç, Kürtleri susturmaktır. Amaç, Kürtleri köle gibi kullanmaktır. Vesaire, vesaire…

Bakın, takip edin, izleyin. Bunlar olacak. Okuduğunuzda ve duyduğunuzda şaşırmayın. Çünkü Pkk ve Öcalan’ın istekleri ve yöneltmeleri doğrultusunda sokaklar karışıyor. Sokaklar karışırsa, işin içine halk da girecek (İzmir örneğinde olduğu gibi), güvenlik güçleri daha etkili olacak ve sonra… Sonrası malum, bu çatışmalar, ülkeyi bir iç savaşa kadar götürür mü şuan bilinmez ama çok ciddi bir fiziki çatışmalar olacağı kesin. Tabiki, birilerinin de isteği ve tasarladığı bu. Daha fazla pazarlık konusu yapacaklar, dağdakiler belki içteki karışıklıktan sonra daha rahat nefes alacaklar. Peki, her şey onların istediği gibi olursa ne olacak? Bunu hayal edemiyor musunuz? Bunu adlandırmaya gerek var mı?

Sokaklar karışıyor. Halk şimdiye kadar hep itidalli davrandı. Tabut tabut cenazelere rağmen, sakin, vakur ve de çok sabırlı davrandı. Bu ülkenin kanunlarına, nizamlarına ve geleceğine hep inandı. Birlikten yana oldu. Hep ‘vatan sağ olsun’ dedi. Ama devletin başındakiler de, dağdakiler de, düzdekiler de, halkın sabrının taşmak üzere olduğunu görebilmelilerdir. Dtp artık tabela olarak bile yok. Ama vekiller hala ortalıkta salına salına dolaşıyorken, ellerini vicdanlarına koysunlar ve belki de ilk defa tabanına, dağlara mesaj versinler. Desinler ki, sakin olun. Kavgayı bırakın. Biz gerçekten barış istiyoruz. Ama barış ve de demokrasi kanla, şiddetle, ölümle, yakmakla, yıkmakla olmaz. Uzlaşmakla olur, birbirimizi anlamakla, sevmekle olur. Sokakları karıştırmayın. Askere kurşun, polise taş atmayın. Nefreti içinizden sökün atın. Kimseye nefretle yaklaşmayın ki, size de nefretle yaklaşılmasın. Kimseye taş atmayın ki, size de atılmasın. Askere kurşun atmayın ki, üstünüze ne mermi, ne de bomba yağsın..

Ama nerdeee !.. Aynı hamamda, aynı tas. Gerisi fıs !… Dtp bunları yapabilseydi, şuan tabelaları inmez, vekillikler düşmez ve kimse de onları dışlamazdı. Ama ne oldu? Kim kazandı, kim kaybetti?

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..