Politikacılar insanların özel hayatlarına karışmaktan vazgeçmelidir..

Başbakanın Hayvanseverliliğiyle tanınan ve iktidar aleyhindeki sert tutumuyla en sevmediği köşe yazarlarının başında gelen Bekir Çoşkun için söylediği ''Onların köpekleri var onlarla yatıp onlarla kalkarlar.'' sözü, sadece Bekir Çoşkun'u değil evinde köpek beslemekten hoşlanan binlerce insanı da hedef almakta.

Yaşamı paylaştığımız hayvanların hayatımızda önemi yadsınamaz.

Daha ilkokulda bize ''Etinden, sütünden, yumurtasından faydalanırız'' diye öğretilen bu değerin günümüzde iç politika malzemesi olması, bir Başbakanın insanların kişisel yaşamlarına bu kadar müdehale etmesi kabul edilecek bir şey değil.

Bugün bazı gazetelerde Bekir Çoşkun'la birlikte evinde köpek besleyen gazetecilerin röportajları yer aldı. Daha önce de bireysel olarak köpekleriyle gazete sayfalarına konuk olan gazeteciler şimdi kendilerini de hedef alan sözlere cevap veriyordu.

***

Bireylerin politik kimlikleri dışında bir de kişisel yaşamları vardır. Politika konuşurken insanların kendi yaşamlarına girmemek bir etik meselesidir.

Oysa Erdoğan, daha önce çok kez yaptığı gibi Türkiye'yi değil, bireyleri konuşuyor.

Yeri geliyor yatak odalarına giriyor, yeri geliyor kendisini eleştiren köşe yazarlarına çatıyor.

Birisi ciddi şekilde uyarmalı. Bir ülkeyi yönetmenin yolunun bu olmadığı belirtmeli. Yoksa Bekir Çoşkun gibi isimlerin gazabıyla başlayan bu dalga, hem siyasi yaşamlarının sonu olacaktır hem de ülkeyi bulunduğu yerden çok farklı bir noktaya götürecektir.

***

Şöyle bir düşünelim;

Gazeteci, iş adamı, doktor, mimar, mühendis vs.. mesleği ya da sosyal statüsü ne olursun olsun, bir insanın köpek beslemesi kötü müdür?

İnsan kendi evinde köpeğiyle, kedisiyle uyumak istiyorsa bunun zararı var mıdır? Kaldı ki evde hayvan beslemek kolay bir iş değildir. Avuç içi kadar muhabbet kuşunun bile yeri geldiğinde nasıl sorun çıkarabildiğini besleyenler gayet iyi bilecektir.

Oysa ''Göbeğini kaşıyan adam''lar ve destekçileri bu durumu anlamazlar. İnsanların hayvanlarıyla kurdukları duygusal bağ onları ilgilendirmez. Uzun bir süre evini paylaştıkları hayvanlarını kaybettiklerinde hissettikleri duygu onlara yabancıdır.

Bu sebeple de aslında insanlara uzaktırlar.

***

Politikacılar insanların özel hayatlarına karışmaktan vazgeçmelidir.

Bu durumda T.C. kimlik kartına sahip bir vatandaş olarak halkına ''Üç çocuk'' öğüdü veren kişiye, ister Başbakan ister Cumhurbaşkanı olsun ''Sanane'' deme hakkım vardır. Evimdeki köpeklerimden, kedilerimden rahatsız olanlara da aynı tepkiyi göstermek hakkımdır.

Herkes kendi işini yapmalıdır.

Politikacının işi kendisini eleştirenlerin yaşamına karışmak değildir. Ülkenin bu kadar önemli meselesi varken kendi halindeki canlıların diline dolamasıysa bir gaflet örneğidir.