Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Nisan '12

 
Kategori
Güncel
 

Rabia Kazan türbanı attı, istanbul gecelerine aktı

Rabia Kazan türbanı attı, istanbul gecelerine aktı
 

Güzel kadın
Zeki bakışlara sahip
Çok seksi
Muhafazakar görüntüsüyle, tezat bir görüntüsü var
Bir piyon...

Geçmiş zaman olur ki günlerde, karşımıza çıkan kadın hakkında bunları düşünmüştük.

Adını duydunuz, belki duymadınız. Fakat son yıllarda herhangi bir sebeple mutlaka karşımıza çıkan bir isimdi: Rabia Özden Kazan.

Şu an yine gündemde. Fakat gündemde olma sebebi bir hayli farklı.

Daha öncelerde çeşitli sebeplerle huzurlarımızdaydı. Hafızamızı tazeleyelim.

Yazdığı bir kitap vardı. Bu kitap için medyada yayınlanan cümleler şunlardı:

" Rabia Özden Kazan 2006 Ramazan ayında gittiği İran’ da gördüklerini anlattığı “Tahran Melekleri” kitabında: İran’ da gençlerin partilerde su gibi alkol tükettiğini, Hollywoodvari dejenere kadın-erkek ilişkilerine şahit olduğunu yazdı.

Kazan kitapta, İran’ da iftar sonrasında yaşlı bir adamın kendisine 500 dolar karşılığında muta nikahı (Günü birlik nikâh!) kıymak istediğini de anlatıyor. Eylül ayında İtalya’da, daha sonra da Amerika’ da yayınlanacak kitap için Rabia Kazan: "Yurtdışında insanların kendisini İranlı kadınlara benzetmesi nedeniyle; oradaki yaşamı merak ettiği için İran’a gittiğini ve gördüklerini yazdığını belirtti.

20 gün Tahran’ da kaldığını, bu süre içinde para karşılığında nikah yapan kadınlarla karşılaştığını söyleyen Kazan:

“İslam rejiminin zorbalıklarını anlatmak istedim. Dikkat edin İslamiyet demiyorum. Benim öğrendiğim Mevlana’nın İslamiyeti. Oradaki islamiyet değil. İslamiyet’te para karşılığında bir gece beraber olunmaz. Burada tezat ve dram var. Oradaki kadınlar nasıl yaşayacaklarına karar veremiyor.

Ben burada, istediğim için örtünüyorum. Bana "Sen niye örtünüyorsun?" diyorlar. Orada İslamiyet değil; Ahmedinecad ’ın kuralları var ” dedi. "

Bu kitabın öldürülme korkusu ile, 200 sayfalık bir bölümünün yayına verilmediğini de belirtelim!

Peki bu Rabia kim?

Şöyle bir belleklerinizi yoklayınız. Hayatımıza bu isim ne zaman girdi? Evet hatırladınız.

M. Ali Ağca' nın eski nişanlısı!
Gazeteci, yazar, şu an katolik bir ceza hukukçusu İtalyanla evli, milliyetçi olduğunu söyleyen bir kadın.

"Soru: Siz kurgulanmış bir senaryonun piyonu olabilir misiniz?
Cevap: Hayır. Ama bir senaryonun başrol oyuncusuysam; senaristleri ve yönetmenleri hiç görmedim. Kimsenin piyonu olmam da!

Soru: Peki hayatınıza giren İtalyan avukat Giocinto Licursi de bir komünist. Bu da kurgulanmış bir senaryo olabilir mi?
Cevap: Ben de düşünmedim dersem yalan olur. Biri komünist, diğeri faşistti. Birisi italya'da Papa'yı vuruyor, diğeri İtalyan. Şaşırtıcı! " (Bir röportajdan)

Evet, Rabia kim?

Gündeme bir girip, bir çıkan. Ne yapmaya çalıştığı, derin düşünüşlerin(!) konusu olan bu kadın kim?

Piyon olmadığını söylese de, kendini senaryonun başrol oyuncusu olarak görse de; şimdilerde yaptıklarıyla nasıl bir ses getirmeyi amaçlıyor?!

Kendisine Halide Edip Adıvar' ı sembol olarak gören kadının, yeni dünyasına adım atmaktan gayet mutlu olduğu gün gibi aşikar.

Önümüzde ki senelerde: Rabia' nın yeni maceralarında buluşmak üzere!

Yeniden türban mı takar yoksa din mi değiştirir?

 
Toplam blog
: 432
: 6177
Kayıt tarihi
: 08.10.06
 
 

Med cezir içinde kafasına estiği gibi yaşayan bir havva kızı birazcık kağıt kalem aşinalığı olmas..