Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mayıs '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Rahatsız olmayana sivrisinek saz ama

Rahatsız olmayana sivrisinek saz ama
 

teknoloji.com


Doğada sizi rahatsız eden hangi canlının sesidir? Herkes farklı cevaplar verebilir. Yada hiçbir canlının sesi beni rahatsız etmez diyebilirsiniz.

Benim en çok rahatsız olduğum ses; yaz gecelerinde uykunun en tatlı yerinde, kulağımda vızıldayan sivrisineğin sesidir vııızzzzz.

Ve sesin yanında, kaşınmaktan kızarmaya başlamış bir kol yada ayak da ikramiyesidir. Bazen bu bir göz kapağı da olabiliyor.

Genellikle yazlıklarda geçirilen tatillerde bu duruma sık rastlanıyor. Yatmadan önce yanınıza bir sinek öldürücü, kaşıntı için jel bulundurmak çok faydalı olsa da bunlar sizi uykunuzdan etmeye engel olamıyor.

Uyandırıldınız bir kere.

Sizi ısıran ve vızıldayan sineğin ortadan kaldırılması gerekmekte. İşin bu kısmı da en az sesi kadar rahatsız edici. Elde ilaç, sivrisinek avcılığı.

Bunun için değişik taktikler geliştirmiş olabilirsiniz.

Ben bu avcılık işinde pek başarılı olamıyorum. Ama en garantili çözümün yanınızdaki erkeğe bu işi vermek olduğunu öğrendim. Ne de olsa genetik olarak avcılığa daha yatkınlar.

* * *

Geçenlerde tatil yerleri konuşulurken arkadaşlardan biri Sarıgerme’yi merak ettiğini söylediğinde ilk aklıma gelen şey sivrisinekler oldu.

Haksızlık etmeyeyim harika bir doğası muhteşem bir kumsalı var. Ama yine de benim ilk aklıma gelen, sivrisinekleri oluyor.

* * *

Bundan 10 sene kadar önceydi yazlık dönüşünü birkaç gün öne aldık ve Sarıgerme’ye uğradık her şey gayet iyi gidiyordu. Akşam üzeri etrafımda dolaşan sivrisineklerden rahatsız olsam da pek sesimi çıkarmadım. Ama akşam olup yemek saati gelince durumun vahameti ortaya çıktı.

Üzerimize üşüşen sivrisinekleri kovalamaya çalışmaktan ve kaşınmaktan çatal bıçak kullanamadım. Aç kalıp kalmadığımı hatırlamıyorum ama bir an önce oradan uzaklaşmak için duyduğum isteği unutamıyorum.

Benim için çok eziyetli bir yemek ve sonu mutsuz biten bir tatil olmuştu.

* * *

Bu kadar çok sivrisineğin nedeni, doğal ortamı korumak adına o bölgede hiç ilaçlama yapılmamasıymış.

Amaç güzel ama sonuç benim açımdan pek pek sevimli olmadı.

Her insanda böyle olmuyor.

Bazılarına göre, kişinin ter kokusu ve yağ asidi karışımı sivrisinekleri baştan çıkarıyor. Bazılarıysa kolesterol benzeri bazı kimyasalların sivrisineklere yem olmada rol oynadığını söylüyor. Ama işin aslını sadece sivrisinekler biliyor sanırım.

* * * *

Benim de bildiğim, sivrisineklerin bizim kanımızı emerek beslendikleri idi.

Yanılıyormuşum. Onların beslenmek için şekere ihtiyaçları varmış. Bunu da bitki ve meyve sularından elde ediyorlarmış. Kana ihtiyaçları olanlar dişi sivrisineklermiş.

Yani bizi ısıranlar dişi sivrisineklermiş!!!!

Çünkü dişilerin yumurta üretirken kana ihtiyaçları oluyormuş.

Çenelerinde bulunan bıçakların birinden akıtılan sıvı dokumuzu uyuşturup aynı zamanda kanın pıhtılaşmasını engelliyormuş. Böylece kan sivrisineğin karnına rahatça doluyormuş. Sivrisineğin işini bitirdikten sonra derimize akıttığı sıvı da kaşıntıya neden oluyormuş.

Yakında bu sorunumuz çözümlenecekmiş. Üzülsem mi sevinsem mi bilemedim.

* * *

Genetik bilimciler, sivrisineklerin kan taşıdıkları için hastalık bulaştırma risklerinden dolayı sivrisineklerle mücadelede yeni ve tartışma yaratacak bir yöntem geliştirmişler.

Dişi sivrisineklerin kanatlarını yok etmek!!!

Kanat gelişimlerini daha yumurtadayken engellemek. Kanatları olmayan dişi sivrisinekler uçamayacakları için hastalık taşıma riskleri olmayacakmış ve yerde yaşama süreleri çok kısa olacakmış.

Doğanın dengesini de bozmamak için uçan sivrisineklere ihtiyaç olduğunu bunu da erkek sivrisineklerle karşılayacaklarını söylemişler.

Ama dişi sivrisineklerin yerlerde dolaşırken kan bulup üreme yeteneklerini nasıl sürdüreceklerini söylememişler.

* * *

Bunu söyleyenler ABD ulusal bilim akademisindeki araştırmacılar. Sivrisineklerin sonu demek olan bu genetik müdahalenin, doğanın dengesini bozacağını biliyor olduklarını düşünüyorum. Ve doğanın dengesini bozmayacak çözümler olmasını diliyorum.

Mayıs 2010 / Kurşun

 
Toplam blog
: 193
: 998
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Kırklı yaşlarda başladığım yazma serüvenine elli li yaşlarda da devam etmeye çalışıyorum. Ünivers..