Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '13

 
Kategori
Öykü
 

Rebeka itiraf ediyor

Rebeka itiraf ediyor
 

Rebeka


Azgın bir sevişmenin ardından yorgun düşen bedenlerimiz savrulmuştu yatağın iki ucuna. O mışıl mışıl uyurken ben hayatımın en mükemmel seks deneyimini yaşamanın tarifi imkansız çakırkeyifliği içerisindeydim. Hala biraz öncesine kadar yaşananlara inanamıyordum, sanki bir rüyadaymışım da uyanmışım gibi geliyordu.

Bu adam, tipik erkekler gibi kendini tatmin edip beni bir başıma bırakmamıştı, ben orgazmı yaşayana kadar devam etmişti sevişmeye. Yaygın olarak bilinen bencilliği yoktu, bu da beni oldukça etkilemişti. Sanırım sabah, o uyanana kadar, belki de öğlene ya da akşam üzerine doğru uyanacak olması muhtemeldi, ne vakit olursa olsun, onun bu tatlı masum halini izlemeye doyamayacaktım. Hatta dayanamayıp bikaç kez öptüm onu uyurken, ağzından burnundan bal damlıyordu resmen, bu kadar mı tatlı olunurdu yahu.

Böylece birkaç saat geçti, tan vaktinin alacakaranlığı hakimdi dışarıya. Yatağın üstünde oturup, pencereden limon ağacını ve denizi izliyordum. Birden bi kıpırdanma hissettim yatakta ve kafamı yastığa koyup gözlerimi kapadım, çakal öldü yapıyordum Türk halk tabiriyle.

Adam doğruldu, uykulu bir insanın çıkardığı garip iniltili sesler çıkartarak ayağa kalktı ve odadan çıktı. Kısık gözlerle onu takip ediyordum. Başımı kaldırıp göz ucumla onu izledim, antrenin ışığını yaktı ve hemen karşıdaki mutfağa girdi. Bu saatte ne yapacak acaba mutfakta diye düşünürken bardağa doldurulan su sesi geldi. Mesele anlaşılmıştı, bizimki susamıştı meğer. Oysa benden isteseydi ben ona su getirirdim ama uyanık olduğumu bilmiyordu ki, bilse belki rica ederdi, bende seve seve erkeğime bi koşu suyu, sürahiyi hatta damacanayı getirirdim. Kendi ellerimle bardağa doldurur, kendim içirirdim bu dünyanın en mükemmel erkeğine.

Onu düşünürken, biran dalıp gittiğimi fark ettim, hala gelmemişti yatağa ve hala önce bardağa doldurulan su sesi geliyor ardından “gulp gulp” diye yudumlama sesi duyuluyordu gecenin sessizliğinde. Kaçıncı bardağını içiyordu, bu nasıl bir susamışlıktı acaba? Merak ettim ve kalkıp yanına gittim.

Beni gördüğüne şaşırdı, gözleri kanlanmıştı, neden uyandığımı sordu, susadım ben de dedim. Bir bardak su da bana doldurdu. İyi olup olmadığını sordum, midem çok kötü yanıyor dedi, votka yaramamış ona. Şarap içseymiş hiç bişeyi olmazmış. Onu avurtucasına bir ses tonuyla, tamam canım, bidahakine de şarap içeriz dedim. Bir daha mı? diyerek kötü kötü baktı bana, o an ne demek istediğini anlamamıştım, belki yeni yeni anlıyorum anlatmak istediğini.

Su faslını bitirdikten sonra yatağa geri döndük, az önce bana manalı bir şey söylemiş olmanın verdiği suçluluk duygusuyla, pişmanlık tavırları içinde iki kolunun arasına aldı beni, sımsıkı sardı. O an kendimi bir kelebek kadar hafif ve kundaktaki bir bebek kadar korunaklı, huzur içinde ve güvende hissetmiştim. Saçlarımdan başımı, alnımı öpüyor, adeta sevgi kalkanıyla himaye ediyordu beni. Tıpkı kızına sarılan bir baba gibiydi. Onun bu tavırları, beni ona karşı daha da teslimiyetçi yapıyordu. İçimde büyüyen kocaman bir aşk doğuyordu sanki, bu korkunç bir şeydi, aşık olmak!

Kaçınılmaz bir sona doğru sürüklendiğimi fark ettiğimde artık çok geçti, ben bu adama fena halde aşık olmuştum. Umarım o da benim için aynı şeyleri hissediyordur yoksa vay halime.

Hayatımda ilk defa sabahın olmasını hiç istemedim. Bu anın hiç bitmemesini, zamanın tam da bu anda durmasını, böylece donakalmamızı diledim tanrıdan. Bizi mumyalasınlar istedim buraya. Sabah demek, gece görünen hayallerin sona ermesi ve gerçeklerin gün yüzüne çıkması demekti. Gün ışığından hiçbir şey gizlenemiyordu ve acı gerçeklerle yüzleşmek beni tedirgin ediyordu. Ben bunları düşünürken, horozlar sabahın gelişini felaket telalı gibi müjdeliyorlardı ve içime bir ürperme doğuruyorlardı. Her an, kollarında cenneti bulduğum erkeğimden ayırabilirdi beni bugün ışığı ve aydınlık yok edebilirdi tüm masum hayallerimi.

 

Halikarnas Şarapçısı

‘şarapsal anlar’ 

 
Toplam blog
: 149
: 284
Kayıt tarihi
: 03.05.11
 
 

1987 Bandırma'da doğdu. Dokuz Eylül Üniversitesi İstatistik Bölümünden mezun oldu. Araştırma, Ban..