Referandumdan hemen sonra tekrar bir daha!

Biz, her kafadan ses çıkması ve sonuç için o seslerin olgunlaşması ve de ortak zemin içinde imkan ve fırsatların oluşturulması için destek vermiştik 2012 yılında İstanbul'da düzenlenmiş olan Anayasa Platformu toplantısında.

Ticaret Odası tarafından çağrılmış olduğum ve iki günlük yevmiyemizin de ödendiği gönüllü olarak katılmış olduğum Anayasa Platformu toplantısında şimdiye kadar devlet faaliyeti olarak algılanmış olan anayasaların devleti kutsayan metinlerin dışına çıkılarak sivil anayasaya geçilmesine destek verebilmenin mutluluğunu yaşamıştım o günlerde.

Türkiye'nin belli bölgelerinde düzenlenmiş olan platforlardan çıkan sonuç, sivil toplum örgütlerinin de içinde olacağı ve yapılacak olan sivil anayasanın geniş kapsamlı bir şekilde tartışılarak düzenleneceği yeni bir anayasaya kavuşulacağı düşünülmüştü.

Oysa üç gün sonra referandumu gerçekleşecek olan anayasa değişikliği yasası mecliste yumruk yumruğa ve tekme tokatlarla birlikte vatandaşın önüne getirilmiş olduğunu görüyoruz.

2012 yıında gönüllü anayasa platformu katılımcısı olarak üzüntü duymakta olduğumu ifade etmek isterim.

Ben bu Pazar günü gerçekleşecek olan referandumdan anayasa değişikliği konusunda sağlıklı sonucun çıkabileceğini düşünemiyorum.

Çikacak olan sonuç yeniden anayasa değişikliği konusunu beraberinde getireceğini düşünüyorum.

Yapılacak olan referandum, bugüne kadar yapılmış olan referandumlardan çok farklı olup cumhuriyet tarihimizin en önemli referandumu olduğunun da altını kalın çizgiyle çizmek isterim. Oldu bittiye getirilebilecek bir referandum değildir!

Demem şu ki; 17 Nisan'dan sonra referanduma sunulmuş olan anayasa değişikliği tasarısı tekrar ele alınarak, sivil toplum örgütlerin de katılacağı ve de bazı değişiklerle ve bazı yetkilerin kısıtlanacağı yeni bir anayasa değişikliği tasarısına kapı aranacağını düşünmekteyim.

Zaten genel seçimler 2019'da.