Reklamcıların insanları ikna yöntemleri

Aslında ikna yerine kandırma kelimesini de kullanabiliriz ancak bu reklamcılara haksızlık olur. Çünkü herkes her zaman kandırılamaz.

Adam ahirete göç etmiş. Kendisini cennete almışlar ama orası kendisine çok sıkıcı gelmiş. Bir de cehennemi göreyim demiş. Cehennemin kapısına geldiğinde içerden müzik sesleri ve kahkahalar geliyormuş. Adam sesleri duyunca ben cehenneme girmek istiyorum demiş. Peki demişler ve adam bir anda kendini ateşin ortasında bulmuş. Peki o sesler neydi? Diye sorduğunda “O cehennemin reklamıydı” demişler.

İyi bir reklam ancak muhtemel müşterilere ürünü bir kez denemeye ikna eder. Ancak ürün kötüyse tüketici bir daha o malı almaz.

Muhtemel müşteri bu ürüne gereksinimi olan ya da gereksinimi olduğu kendisine anlatılabilen mali güce sahip olan kişilerdir. Örneğin deterjan için ev hanımları muhtemel müşteridir. Otomobile gereksinimi olan biri mali gücü yerinde değilse muhtemel müşteri sayılmaz.

Piyasada rakipsiz olan malların reklama gereksinimi yoktur. Örneğin Windows yazılım programı gibi.

Reklamlarda ana amaç kendi ürününün avantajlarını ileri sürmektir.

- Benim ürünüm en iyidir.

- Neden?

- Çünkü diğerlerinden farklıdır.

Bu nedenle bu farkı öne çıkarmak gerekmektedir.

Eğer ürünün kendisinde orijinal bir avantaj varsa o zaman iş basittir. Dijital fotoğraf makineleri piyasada yokken anında fotoğraf verebilen tek bir fotoğraf makinesi vardı. Polaroid. Bu makinenin diğerlerine göre üstün özelliği film banyosu yapılmadan anında fotoğraf vermesiydi. Reklamda bunu söylemek yeterliydi.

Bazı durumlarda orijinal avantajın bulunması zor olabilir. Başlangıçta tüketici gözünde denenmemiş mal ve hizmetler arasında bir fark yoktur. İşte reklam burada devreye girerek o ürün veya hizmeti muhtemel müşterilere denetecektir. Orijinal avantajın bulunmadığı durumlarda o malın, ambalajı, imalat süreci v.b. durumları incelenir. Örneğin bir sabun üretiminde “betafaz” imalat sırasında bir safhadır. Reklamcı:

- Bizim sabunumuz betafazdır.

diyerek bir farklılık yaratır. Bunu duyan müşteri “Betafaz herhalde iyi bir şeydir.” Diye düşünür. Aslında o safha bütün sabunlarda vardır. Veya “Benim fırınım magnetventil emniyet düzenine sahiptir” der. Aslında bu sistem bütün fırınlarda vardır ama izleyici bu özelliğin sadece o marka fırında olduğunu zanneder.

Bunların dışında bazı reklamcılar ucuzluğu, bazıları da kaliteyi ön plana çıkarırlar. Bir zamanlar bir uçak bir halının üzerine iniyordu. Bu durum izleyicilerde halının sağlamlığı konusunda bir fikir veriyordu.

Reklamcılar bazı durumlarda şöhretli kişileri kullanarak ilgi çekerler. Beğendiğiniz şöhretli kişileri kullandığı ürün o kişiyle özdeşleşir ve markette o ürünü gördüğünüzde beğendiğiniz kişiyi görmüş gibi olup o ürünü satın alırsınız.

Bir zamanlar ABD de uygulanan ancak sonra yasaklanan bir reklam türü vardı. İzleyicilerin bilinçaltına girme yöntemi. İzleyici bir haber veya film izlerken sahnede reklamı yapılan ürün saniyenin 10 da biri gibi bir zamanda ekranda gözüküyor, ancak göz bunun farkına varamıyordu. Aklınıza çok kısa gelip giden bir düşünceyi hatırlamayıp, daha sonra rüyanızda gördüğünüz gibi bir olguydu bu. Gözün farkına varmadığı bu yöntem bilinçaltına yerleşiyor, tüketici ise o ürüne karşı bir istek duyup, o ürünü alıyordu.

Medyanın en büyük gelir kaynağı olan milyarlarca dolarlık bir pazardır reklamcılık. Her ne kadar dizi filmler arasında gördüğümüzde kızıp kanal değiştirmemize rağmen…