Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Nisan '14

 
Kategori
Otomobil
 

Renault Captur Bi Harika Dostum

Renault Captur Bi Harika Dostum
 

Görsel: Alıntıdır


Bir önceki blogumda Renault Captur ile ilgili eleştirilerimi/tespitlerimi yazmıştım(*). Bugün de aracın güzel bulduğum, beğendiğim özelliklerini (aralarda yine eleştiri/öneri olacak) yazayım. Konuya geçmeden önce bilenlerden ricam olacak. Bu modelin telaffuzu hakkında bir bilgi verebilirler mi acaba?

Birçok araba marka ve modelde olduğu gibi bu modelde de telaffuz ile ilgili küçük problem var. Tabi geneli ilgilendiren bir problem değil bu. Benim gibi şeytanı ayrıntıda arayanlar için mühim (Mesela Renault markasının okunuşu da bazılarımızı zorluyor).

Bu markaları ve modelleri hangi dille okuyacağız? Türkçe mi, İngilizce mi, Fransızca mı? Marka hangi ülkeye aitse aslında o dile ait söylenişle mi söylenmesi gerekiyor? Mesela Captur için aklıma gelen söyleniş şekilleri şöyle: Captur, Kepçır, Kaptur, Septuğ. Bildiğimden değil, kafama göre uydurdum bazısını :)

Konumuza geri dönelim diyeceğim de ondan önce Renault maceramdan da bahsetmek isterim. İlk göz ağrım hep Renault olduğundan mıdır nedir bu defa Renault bayiine gitmemizle arabaları almamız bir oldu neredeyse. Tabi önceden modeli bir fuarda incelemiştik. (O zaman daha pahalıydı)

İlk aracım sevgili kayınpederimin geçici süreyle verdiği Renault 9 Broadway (galiba 90 modeldi)  idi. Yıl 2003. Arabaya alışınca bari bir araba alalım dedik. Yeni evlenmişiz, bir sürü borç da var. Zar zor biriktirip yanlış hatırlamıyorsam 5 milyar TL’ye 93 model Renault 21 Manager aldık. O an için öyle denk geldi. Yine Renault :) Yakıt haricinde bir şikâyetimiz yoktu aslında ama eski olması nedeniyle sık sık sanayiye gitmek hoşuma gitmemişti. Onu satıp 2004 yılında yeni araba almıştık. Eşime Peogeot 206 (yine Fransız yani) bana da Hyundai Getz..

Gelelim Captura.. Aracın hoş ve güzel yönlerini dile getirelim. İlk yazıda fiyat avantajından bahsetmiştim. Segmentindeki diğer model/marka araçlara göre fiyatı oldukça makul (En uygun fiyata en optimal şartları sunan araç tercih ettiğimiz için Renault Captur Touch versiyonunu aldık). Tabi bu bir önceki yılın modelini yani 2013 modelini tercih etmeniz durumunda geçerli. Şahsen benim için araç sıfır km olduktan sonra isterse 2012 model olsun, fark etmez. Tabi donanım farkı olmayacak.

Bu anlamda fiyat avantajı olan Renault Captur motor avantajıyla da size göz kırpıyor. Benim gibi otomatik vites tercih edenlerdenseniz çok şanslısınız. Zira modelin EDC kısaltması ile isimlendirdiği şanzıman bir harika. 1200 cc motor sizi aldatmasın. 120 beygir güç üretiyor. EDC ile düşünüldüğünde sürüş konforunu oldukça etkiliyor. Performans açısından bakarsak motor ve şanzıman oldukça başarılı. Evvelce Peugeot 206 ve Hyundai Getz’de deneyimlediğim otomatik vites konforu Captur ile devam ediyor anlayacağınız.

Aracın gerek dıştan gerekse içten görünümü oldukça şık. Direksiyon ve ön konsol çok güzel ayarlanmış. Üstteki saklama yeri dışında ön konsol hakkında olumsuz bir şey diyemem. Torpido gözünün çekmece tarzında olması da şıklığa katkı sağlıyor. Ayrıca torpido gözünün (artık torpido çekmecesi diyelim) ışıklandırılması da iyi düşünülmüş bir ayrıntı. Touch versiyonunda navigasyon bulunmuyor. Radyo/CD ve konsoldaki diğer düğmeler de iyi seçilmiş. Direksiyondan kumanda ses kontrolü iyi ancak direksiyondaki kanal arama düğmesi döndürmeli yerine basmalı olsaydı daha iyi olurdu kanımca. Yine hız limitörü ve hız regülatörünün ayarları da direksiyon üzerinden yapılıyor.

Keşke güneş gözlüğümüzü koymak için sol kapı üzerindeki tutamaç bölgesine gözlük kabı yapsalarmış. Eski meski ama Hyundai Getz marka aracımda bu şekilde gözlük koyma yeri vardı.

Vites kolu seçimi ve konumu güzel. Vitese giydirilen etek düz vites izlenimi veriyor ki bu da bence güzel görünüyor. Direksiyonda ve viteste kullanılan metal aksam kaliteli. Pedallarla ilgili eleştirimi önceki yazıda yazmıştım. Daha doğrusu pedal bölgesi ile ilgili.. Paspasların zemine sabitlenebiliyor olması da iyi düşünülmüş. Sabitlendiği için ayağınızın altından kayıp gitmiyor.

Benim için en önemli özellikler otomatik vites, hız sabitleyici, yakıt tüketimi ve koltuk konforu idi. Pilonidal sinüs ameliyatı olduğum ve kronik bel problemlerim olduğu için koltuklar çok önemliydi. Koltuk ne çok yumuşak ne de çok sert olacaktı. Keza sırtlığı da ergonomik olmalıydı ki bel ağrılarım nüksetmesin. Bu anlamda Captur’u tavsiye edebilirim. Oturma kısmının sertliği çok iyi ayarlanmış. Tek sıkıntım yükseklik ayarının tek merkezli olması. Hyundai Getz aracımda oturma kısmı hem önden hem de arka kısımdan ayrı ayrı yükseltilebiliyordu. Bu da bacak/kalça uyumu açısından önemliydi. Captur kriko şeklinde ayar mekanizması koymuş. Bu da koltuğu ön ve arka kısımları bağımsız olarak değil bir bütün halinde indirip kaldırıyor. Rahatsızlığım sebebiyle en alt seviyeye indirerek kullanmak zorunda kalıyorum.

Arka koltuklarda oturmadım henüz. Tatil zamanında aracı bir başkası kullanırsa arka koltukların konforuna da bakarım belki ama genellikle arka koltukların konforu öndekilere göre daha alt seviyede oluyor. Tabi D segmentindeki bir araç için konuşmuyorum bunu.

Arka koltukların kaydırılabilir bir platform üzerine konumlandırılması bagaj genişliğinin koltukları yatırmadan ayarlanabilmesine olanak veriyor. Bagaj içerisindeki tetiği çekerek arka koltukları biraz öne doğru kaydırabiliyorsunuz. Arkada çocuklar oturacaksa diz mesafelerinin azalması olumsuz etkilemeyecektir ve bagajınız genişleyecektir. Bu mekanizma ülkemiz şartlarında sarsıntılı yollarda gıcırtı seslerine yol açabiliyor. Her zaman olmasa da ara sıra arkadan gelen bu gıcırtı sesi rahatsızlık verebiliyor.

Aracın yüksek konumlu olmasında 16’ jantlar etkili. Jant seçeneği çok ama ilave masraf istemediğimizden standart olanı tercih ettik. Oldukça güzel duruyor.

En güzel özelliklerinden biri de eller serbest özelliği. Clio’da sadece Icon versiyonunda sunulan bu opsiyon Captur’da hem Touch hem Icon versiyonunda var (zaten iki versiyonu var). Renault uzun bir süre önce kartlı sisteme (start/stop) geçmişti zaten. Kartı yuvasına takıp bir düğme ile aracı çalıştırıyorsunuz. Eller serbest özelliğinde ise kartı yuvaya takmanıza gerek yok. Kart cebinizdeyken kapıları açıp doğrudan düğme ile aracı çalıştırabiliyorsunuz. Cepte çantada anahtar arama derdi yok yani. Kadınlar için bu özellik daha caziptir sanırım :)

Özellikle market alışverişleri öncesinde ya da sonrasında anahtar arama zorunluluğu olmaması oldukça hoş.. burada dikkat edeceğiniz bir husus kartınızı cep telefonunuz ile aynı yerde bulundurmayın. Yine aynı şekilde ikisini bir elinizde alt alta üst üste tutmayın. Sanırım sinyaller kartın eller serbest özelliğini etkiliyor. En azından benim başıma geldi. Cep telefonu ile yapışık bir şekilde çantada tuttuğum anahtar uzaktan tanıma sistemini aktive edemedi. Kapıyı kart üzerindeki açma düğmesini kullanarak açmak zorunda kaldım. Yine aynı şekilde araç çalışınca da bu sorun teşkil edebiliyor. Kartı telefondan uzak tutmakta fayda var.

 

Araç ile yazılabilecek daha çok şey var. Teknik özelliklerine pek girmedim. Bir sürü elektronik destek sistemi var. Bunun dışında yakıt tüketimi, CO2 emisyonu gibi özellikleri de konuşmaya değer. Onları da bir başka blogda yazalım. 

(*) Renault Captur ile ilgili eleştiriler

Murat HACIOĞLU

09.04.2014

www.murathacioglu.com

https://twitter.com/murathacioglu

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..