Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '11

 
Kategori
Kitap
 

Risaleler ve Gömlekler. Hz. Yusuf ve Bediuzzaman arasında benzerlikler

Risaleler ve Gömlekler. Hz. Yusuf ve Bediuzzaman arasında benzerlikler
 

Yusuf'un 2 gömleğini giydi. 3. Gömleği giyenler talebeleri oldu....


Siz hangi gömleği giyiyorsunuz?


İnsan ve Hürriyeti. Hz. Yusuf'un Gömleğine sarılmış Risaleler, gözleri açılacak Yakup*ları bekler.

I. KISIM: HAZRETİ YUSUF'UN GÖMLEKLERİ

(*) Hz. Yakup: Hz. Yusuf'un babasıdır ve rivayete göre oğlunun hasretiyle ağlamaktan gözleri kör olmuş ama Yusuf'un gömleğini kokladığında gözleri açılmıştır. 

 

Birinci gömlek (Acının Gömleği) kanlıydı ve oğlunun ölüm haberini getirsede Kurt gömleği parçalamdan oğlunu yiyemeyeceği için o gömlek kardeşlerin ihaneti ve kıskançlığını, Yakup'un uzun sürecek evlat hasretini simgeliyordu. Bu gömlekle Hz. Yakup sabır sınavına çekildi. Hz. Yusuf'sa abilerinin ihanetini hatırlayıp yaşattıkları acılar yüzünden asla onları affetmeyecek miydi? Kin Tuzağınamı düşecekti?

 

Yusuf'a ait ikinci Gömlek ( Namus'un, İffetin ve Nefse karşı Devrimin Gömleği ) ise, iffeti, Yusuf'un namusunu ve suçsuzluğu kanıtlıyordu. Bu gömlek bütün inandığını söyleyen erkeklere namusun iffetin simgesiyken. Hz. Züleyha ve Hz. Yusuf'un nefsiyle sınanmasının simgesidir. Gömlek arkadan yırtıldığı için Hz. Yusuf sınavı kazanmıştır. Gömlek önden yırtılsaydı Hz. Yusuf sınavı kaybetmiş ve Züleyha sınavı kazanmış olacaktı. O yüzden insan manevi gömleğine iyi bakmalı önden mi yoksa arkadan mı yırtılmış?

 

Yusuf Kıssasında üçüncü gömlekse ( Sabrın ve Mücadelenin Zaferinin Gömleği ), Hz Yusuf'un babasına yolladığı gömlektir, bu gömlekle oğlunun yaşadığını anlayan Yakup sevince boğulmuştur. Üçüncü gömlek sınavı kazanmanın habercisidir. Üçüncü gömlek oğlunu kaybetti diye Allah'a küsmemenin ve "İnna ilahe ve inni ileyhi raciun" demenin ifadesidir. 

 

II. KISIM
 
ÜSTAD BEDİUZZAMAN VE RİSALELERİ
 
“Seksen küsur senelik hayatımda dünya zevki namına bir şey bilmiyorum. Bütün ömrüm harp meydanlarında, esaret zindanlarında, yahut memleket hapishanelerinde geçti. Çekmediğim cefa, görmediğim eza kalmadı. Defalarca zehirlendim. Türlü türlü hakaretlere maruz kaldım. Eğer dinim intihardan beni men etmeseydi, belki bugün Said topraklar altında çürümüş gitmişti.”  Bu sözleri söyleyen kişi Türkiye tarihine ve sosyal hayatına aynı zamanda İnançsal yaşamına büyük katkı sağlamış bir insan.
 

O yaşam olarak baktığımızda bir Peygamberin yaşamında görebileceği tüm zorlukları görmüş biri, umut dolu bir insan olmasına rağmen ona yaşatılan zulüm ve işkence dolu mahpusluk hayatı yüzünden canından bezdirilmenin ucuna gelmiş bir insan. 

 

Evet, bu İnsan olanca hapisane ve işkence dolu bir ömür sürsede aklı ve beyni hür bir adam O son yüzyıl içinde yetişmiş en iyi Alimlerden belkide en iyisi Bediuzzaman Said Nursi'den bahsediyorum. Bir çok kişi onu Doğu'da Şeyh Saidle isim benzerliği yüzünden karıştırır.

 

Bediuzzaman yazmış olduğu eserleriyle 20. ve 21. YY Müslümanının önünü açmış bir alimdir. Kitaplarında o kadarçok konuya değinmiştir ki insan İnternet ve Google'ın olmadığı bir zamanda bu kadar çok akademik düzey bilgiye nasıl sahip oldu acaba diye hayret etmeden duramıyor. İncil ve Tevratı okumuş biri olarak Dünya Siyasetine İnançların etkisi konusunda nacizane araştırmaları olan biri olarak Üstad Bediuzzaman'ın Katolikler ve Protestanlar arasında ki farklara ve ayrıntılara bile vurguda bulunması inanılmaz. Bütün bu yazdıklarına rağmen yazdığı eserlerde Kuranla örtüşmeyen sadece iki konu (Beka-Sonsuz cehennemin bile ödül olması- ve vahdeti Vücut konularına bakış) tespit edebildim buda bu kadar çok konu yazıp da iki fire vermek olağandır diye düşünmekteyim. Çünkü benim düşünceme göre Kitaplar içinde sadece Kuran kusursuzdur. İnsan tarafından yazılan tüm kitaplarda kusur ve tutarsızlık az da olsa mutlaka vardır. Kuran'da bazı ateistlerin tutarsızlık gibi gösterdiği bazı ayetler aslında toplum inşası için metodolojik bir uygulamadır...

 

Risalelerde, birçok önemli detayları üzeri atlanmadan anlatılması ile bu eserleri okuyan insanların ufku açılmakta.

 

Diğer yandan Dünya'nın bir çok diline çevrilmesine rağmen inatla Modern Türkçeye çevrilmeyip yeni neslin Üstad'la direk bağlantıya geçmesine engel olan bazı  Nurcu kardeşlerin bu konuda vebal altında kaldıklarını belirtmeden geçemeyeceğim.

 

Daha Üstad sağ iken bile Üstad'a karşı gelme cürettini gösterip Üstad'ın "Risaleler bundan sonra Latin harfleriyle yazılmalı" görüşüne şiddetle karşı çıktıklarını kaynaklardan ve hatta onun hayatını anlatan "Hür Adam" adlı filmden de biliyoruz.

 

Geçmişte nasıl ki Risalelerin Latin harfleriyle basılmasına Osmanlıya İhanet gibi görme geleneksel körlüğüne saplanıldıysa, şimdi aynı hatayı hala Risaleleri modern Türkçe ile yazıp yeni neslin anlayacağı formata getirilmesine karşı koymada ısrar etmek akılmaz negatif frenleyici bir vizyondur.

 

Üstad'ı Hür adam yapan olgu şudur, şayet akıl Allah'ı bulmuş ise ve gönül inanç nuruyla doluysa Hapisanede bile insan Hz. Yusuf gibi Hürdür. Fakat İnsanın aklı zaaflarının tuzaklarıyla çalışıp, gönlü dünya malına esir olmuşsa o zaman bir insan dışarda olsada esirdir ve köledir.

 

Ev taksitlerinin, araba borcunun, kredi kartının sanal alemin kölesi olmaktan ancak ve ancak Üstad gibi yaşayarak kurtulabiliriz. Bu iktisatlı yaşamak, ihtiyaçları minimize etmek ve mal-mülk sevdasının bizi nasıl köleleştirdiğini görerek olur.

 

Bu arada görmeyen varsa mutlaka tavsiye ederim "Hür Adam" filmi muhteşem yapılmış. Allah Filmi yapanlardan razı olsun...

 

Özetle şunu söyleyebiliriz kuyuya düşmeden, mapusa girmeden, gurbete gitmeden, hasret sancısı ve acılarla yaşamadan ne Yusuf olunur ne de Bediuzzaman.....

Bu iki insanın ortak yanı bunları yaşamasının yanında, heva ve heveslerini, arzu ve tutkularını ASLA PUT EDİNMEMİŞ OLMALARIDIR.

 

Yusuf'un Gömleklerini giyenler Üstadın Risalelerini daha iyi yaşarlar...

 

İKİSİNEDE SELAM OLSUN. 

 

"AKIL DÜNYEVİ TUTKULARIN ESİRİ OLDUKTAN SONRA ASLA ÖZGÜR OLAMAZ VE ALLAHADA KUL OLMAZ, BÖYLE BİR AKLA SAHİP OLAN DIŞARDA OLSADA MAPUSTUR, TUTKULARIN ESİRİ OLMAYAN AKIL İSE MAPUSTA OLSADA ÖZGÜRDÜR"

 

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..