Roberto Carlos:Kimin azizliğine uğradı?

Milliyet com. tr. 3.Ocak 2010 tarihli Mehmet Çiftçi’nin özel röportajı gerçekten çok ince özellikler barındıran bir spor haberi.

Türkiye futbol dünyasına girerken verdiği ilk röportaj Milliyet’e nasip olmuş ve son demeci de yine Milliyet’e…

Bu neyi anlatır?

Biz de bıraktığı etki ne olur?

Benim aklıma ne getirir?

Dört harften oluşan kısacık bir sözcüğü “Vefa”

Kendi başına; ülkenin küçümsenmeyecek gelir kaynağı ve ülkenin tanıtımında büyük rol oynayan “Futbol”u hâlâ lehimize çevirmeyi becerememenin sıkıntısını yaşamak… Kaderimiz olmamalı.

Fenerbahçe birilerinin çiftliği olmak yerine; profesyonel yaşam koçlarının ellerinde büyümeli.

Bu sadece Fenerbahçe için geçerli değil.

Tüm takımlar, tüm sektörler için de geçerli olması gereken bir durum…

Mehmet Çiftçi’nin yazısına yapılan yorumlara bir göz atılırsa…

İlginç olanlar çoğunlukta: “Çenesi işleyen, ayağı işe yaramayan Carlos” Katılmak veya katılmamak konusunda herkes özgür de…

Anlaşma henüz imzalanmadan “Corinthians” kulübünü yalnızca forma satışlarıyla zengin eden futbolcu Carlos’un ayağı uğurlu sayılmaz mı?

Mantalitesi oldukça bizimkine benzeyen bir sporcuyu ülkeye getirmek için yaptığın vaatleri tutmaz isen; ödeyemediğin maaş borçlarını sonradan “Bonservis” ile kapatmaya kalkarsan; azizlik etmiş olmazsın!

Takım ruhunu besleyebilmek çok ince bir zanaattır.

Aziz bir ruha sahip olmak yeterli olmuyor.

Çil yavrusu gibi dağıtmak ise ayrı hüner; farklı bir meslek dalı…

Balık baştan kokar biliyoruz da…

Kanarya’ya kanat gerenler: Onu kanatları altında eziyorlar!

Farkındalar mı?

4.Ocak 2010 Pazartesi

Alev Meisel İzmir’den