Rotasyona rağmen

Galatasaray, Turkcell Süper Lig'in ikinci haftasında kendi evinde karşılaştığı Denizlispor'u 4-1 ile geçti.

Maça damgasını vuran ise Teknik Direktör Frank Rijkaard'ın kadro tercihiydi. Frank Rijkaard, geçen hafta Gaziantepspor maçında yer alan altı as oyuncusunu kenarda bırakmıştı.

Rijkaard'ın bu hareketi, rakibi hafife almaktan mı kaynaklanıyor, yoksa ekibine duyduğu güvenden mi? Bunu bilemeyiz. Ancak, Rijkaard'ın bu tutumu oyuncalara, kimsenin yerinin garanti olmayacağını hissettirmiştir kanımca.
Bu sezon sarı-kırmızılı takımda bu tür değişikliklere hazırlıklı olmak gerekiyor. Rijkaard, Barcelona'da yaptıklarını, Galatasaray'da da yavaş yavaş uygulamaya çalışıyor. Her oyuncu her an hazır olacak. Bir oyuncunun yerine giren sırıtmayacak. Oyuncu eksikliği takım için sorun yaratmayacak. İşte, Frank Rijkaard'ın uygulamaya çalıştığı bu.

Elbette maçın sonu Galatasaray için kötü bitseydi, şimdi öven hemen herkes, Rijkaard'ı suçlayacaktı. Ama öyle olmaması gerekiyor. Galatasaray'da, teknik anlamda şimdiye kadar yapılan işler doğru.

Denizlispor da oynadığı futbolla Galatasaray'ın ekmeğine yağ sürdü. Yeşil-siyahlılar pek ileriye gitmeyi düşünmediler. Teknik Direktör Erhan Altın da, geçen haftaki Fenerbahçe maçında oynayan üç oyuncusunu yanında oturtmuştu. Yani o da bir rotasyona gitmişti.

Dakikalar ilerledikçe Galatasaray'ın daha etkili olduğu görüldü. Tabii, aman aman değil.

Ancak golü Denizlispor buldu. Barış'ın bariz hatası defansı hazırlıksız yakalattı. Bir de üstüne üstlük Denizlisporlu oyuncunun yaptığı ortada defanstaki ikili- özellikle Emre Güngör- kademe hatası yapınca Denizlispor golü buldu.

Herhalde pek çok kişinin içinden " Rotasyonun yeri miydi şimdi? Ne rotasyonu yahu? Bu Rijkaard oyun mu oynuyor takımla? " diye geçirdiği dakikalarda Galatasaray penaltı kazandı ve de golü bularak soyunma odasına 1-1 ile gitti.

Penaltıyı, hatta penaltıları tartışmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Özellikle ilk penaltı, futbol sahalarında ender görülebilecek amatörlükle yapılmış bir penaltıydı. Lakin bu penaltıda da Hakem Deniz Çoban'ı yardımcısı kurtardı. Bunlar, futbolumuz adına sevindirici olaylar.

Takımlar ikinci yarıya çıkarken gözler Galatasaray'ın yapacağı oyuncu değişikliklerindeydi. Fakat ikinci yarıya, ilk yarıdaki onbiriyle çıktı sarı- kırmızılılar. Frank Rijkaard, " yaptığımın arkasındayım " mesajı veriyordu.

Galatasaray'ın iştahlı hücumlarına Denizlispor'un dayanabilmesi zaten zor gözüküyordu. Gerçekten de öyle oldu. Galatasaraylı oyuncular, rakiplerine karşı üstünlük kurmakta gecikmediler.

Gardı düşen Denizlispor'a karşı Frank Rijkaard, ilerleyen dakikalarda, iyi top yapan oyuncularından da bazılarını sahaya sürdü.

Galatasaray, iyi yolda. Arda Turan, mükemmel. Keita bence bu gece çok iyi oynadı. Bu oyuncu rakip defansları çok uğraştırır. Gol atar, attırır, penaltı yaptırır. Kewell da kanımca iyiydi. Keza Mustafa Sarp. O da iyiydi.

Kaleci Franco'nun biraz daha oyuna katılması lazım diye düşünüyorum. Defansıyla ara sıra anlaşma sorunları yaşadı gibi geldi bana. Gerçi o da belki, Emre Aşık- Emre Güngör ikilisiyle yeni oynuyor olmasından kaynaklanıyordur.

Sonuçta Galatasaray, gerçekten iyi yolda. İlerleyen haftalarda sarı- kırmızılıların daha da iyi olacağını sanıyorum.

Ege Bölgemizin Süper Ligdeki iki temsilcisinden biri olan Denizlispor, lige fikstür dezavantajı ile başladı. Elbette moraller bozulmuştur. Ardından stress ve gerginlik de oluşabilir. Yeşil- Siyahlılar gelecek maçlara odaklansınlar ve kaynaşmaya çalışsınlar. Çünkü çok yeni oyuncu var. Denizlispor'un geçen sezonlardaki sıkıntıları bir daha yaşamasını istemeyiz. Zaten İzmirimizin Süper ligde takımı yok ( inşallah önümüzdeki sezon olur ), bir de Egeli takımlar sakata gelirse iyi olmaz. En azından Ege Bölgesi'nde yaşayan bizler için.