RTE yeniden batıya döndü!!!

Dört yıldır Edirne’den öte tarafı unutan RTE, içerde ve dışarıda desteğinin azaldığını ve Filistin konusunda kendi kendine gelin güvey olup arabuluculuğa soyunmasının fiyasko ile sonuçlandığını gördükten sonra yüzünü yeniden batıya çevirdi.

İlk önce AB’den sorumlu bir devlet bakanlığı oluşturuldu.

Ali Babacan’ın bu konudaki yetersizliği, daha doğrusu bol paralı Arap Şeyhlerinin çıkarları doğrultusunda yürütülmeye çalışılan Türk Dış Politikasının geçersizliğini gördükten sonra, böyle bir politika değişikliğine gitmesi/gidiyor gibi görünmesi pek de şaşırtıcı değil.

Fakat,

AB politikaları ile bütünleşmeye çalışmak ve ülkemizi AB üyesi bir ülke haline getirmek için atılacak adımlar artık o kadar kolay değil.

Zaten bu konuda büyük bir inandırıcılık sorunu yaşayan RTE, içte ve dışta yaptığı hatalarla AB üyeliği sürecini içinden çıkılmaz hale sokmuştur.

Önce iç politikada büyük hatalar yapmıştır RTE,

AB üyesi ülkeler için hayati önem taşıyan insanların özel hayatı ile ilgili kurallar ihlal edilmiş tamamen kendi özelleri olan telefon konuşmaları açıkça teşhir edilmiştir. Ergenekon soruşturmaları bahane edilerek özellikle AKP’ye muhalefeti ile tanınan insanlar iddianamesiz ve herhangi bir suç dayanağı olmadan günlerce aylarca içerde tutulmuşlardır. Yine AB’nin olmazsa olmazı sayılan demokratikleşme çabaları rafa kaldırılmış ve insan onuruna yakışacak bir Anayasa hazırlığı iptal edilmiştir. Yargı bağımsızlığı yok edilmiş ve AKP güdümünde bir yargı yaratılmıştır. İnsanlar yokluğa ve yolsuzluğa mahkum edilmiş, bu duruma karşı çıkanlar ve laik cumhuriyetten yana olanlar ya göz altına alınmış ya da sindirilmişlerdir.

2002 seçimlerinde dokunulmazlıkların kaldırılması sözünü vererek iktidara geldikleri halde bu söz ile ilgili hiçbir girişimde bulunulmamıştır.

Tabi bu da “temiz toplum yolsuzluklardan arındırılmış toplumdur” tezini savunan samimi AB çevrelerinin dikkat edeceği bir konudur.

RTE, kriz bizi etkilemez, IMF’ye ihtiyacımız yok gibi sonradan geçersizliği kanıtlanmış sözler etmiş ve söylediklerinin hepsinin tersi çıkmıştır.

Bu ya da buna benzer onlarca hatalarını sayabileceğimiz bu icraatlar AB ileri gelenleri tarafından bir kez daha gözden geçirilmeye neden olmuştur.

AB’den sorumlu devlet bakanı Egemen Bağış’ın insanlarımızı AB’ye üye olma çalışmalarına sahip çıkılması için yaptığı çağrılarla AB üyesi olunmuyor.

AKP önce AB’ye karşı takiyyeden vazgeçip AB kriterlerini hayata geçirmelidir. Oradaki insanlar gıda kömür yardımları ve din iman masalları ile kandırılamıyorlar çünki.

*****

AKP ve onun tek hakimi RTE’nin bir diğer önemli hatası da dış politikada kendini göstermiştir.

Orta Doğu ve İsrail’in Filistin kıyımındaki politikalarında da çuvallamıştır RTE. Yıllarca Filistin Halkının temsilcisi olan ve batınında asıl muhatap olarak gördüğü El Fetih ve Mahmut Abas varken, geçmişi karanlık ve bir çok ülke tarafından terörist olarak bilinen ve muhatap alınmayan, terörist Halit Meşal’in liderliğindeki Hamas’ı desteklemiştir.

Hamas’ın Filistin halkını çok büyük sıkıntılara sokan, büyük acılar yaşamasına neden olan terörizme dayalı İsrail politikalarını desteklemiş ve İsrail’in vahşi ve barbar politikasını meşrulaştıran bu gidişatını Hamas liderine anlatacağına bu yanlışlığa ortak olmuştur.

Daha da önemlisi,

Filistin’deki bu insanlık dramını iç politika malzemesi yaparak püfür püfür faşizm kokan “coşkulu” nutuklarda atmıştır. O kadar ileriye gitmiştir ki; Hamas yetkilileri bile bu kraldan çok kralcılığa hayret etmiştir.

Sevgili dostlar;

ABD ve AB yetkililerine bakıyoruz ne yapıyorlar bu durumda?..

Dünyaya demokrasiyi getireceği büyük reklamlarla duyurulan, en azından o havanın pompaladığı Obama ne yapıyor, ilk önce kimi arıyor?.. Mahmut Abas’ı..
Sonra hangi ülkeleri devreye sokmak istiyor AB kanadından Fransa,
Ortadoğu’dan Mısır, Ürdün ve İsrail..

Türkiye var mı bu süreçte?.. Yok..

Eeee hani arabulucuyduk?.. Bırakın Filistin İsrail arasındaki arabuluculuğu, Abas ile Meşal arasındaki çelişkileri keskinleştirmekten başka bir işe yaramamıştır RTE’nin bu işe karışma çabası..

Yani Filistin halkının zararına olmuştur bu kraldan çok kralcılık..Uluslararası arenada, BM nezdinde, masa başında haklılığı kanıtlanmak üzere olan ve bu politikalarda ısrar eden Mahmut Abas’ı desteklemek varken, İsrail’in terörist politikalarına yine terörizmle cevap vermeye çalışan Hamas’ı desteklemiştir RTE..

Geldikleri günden beri dış politikalarındaki fiyaskolarına bir yenisini daha eklemiştir AKP. Bu durumda PKK terörü ile baş etmeye çalışan Türkiye’nin dış politikasınada zarar vermiştir. İnandırıcılığını yitirmiştir dış dünya da..
Bu iş ne olduğu gün gibi ortada olan danışmanların “Türkiye’nin ateşkeste çok büyük rolü olmuştur” yolundaki demeçleri ile olmuyor.

AKP tüm icraatlarında olduğu gibi Filistin konusunda da sınıfta kalmıştır..

Saygılar..

25.01.2009