Rumeli Hisarinda,'' İskele Balık Lokantası ''

Seyahatten dönen dostlara sorarlar...

''Yediğin,içtiğin senin olsun ; gezip gördüğün yerleri anlat .'' diye.

Ben de gezilerim sonunda gördüklerimi, yaşadıklarımı anlatmayı severim.

Hele bir de gezip gördüğün yerler içinde ;yiyip içtiğin mekânlar da varsa,'' Yediklerin ve gördüklerin '' bir araya gelmiş oluyor.

''Kazık yemediğimize '' de inanırsak , ilk fırsatta klavyenin başına geçip güzellikleri paylaşma gereği hissediyoruz.

Geçen yaz, İstanbul'da Mısır Çarşısı bitişiğindeki Bâb-ı Hayat Lokantasını, MB'de resimlerle tanıtmıştım.

( http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=135795 )

Ülke turizmine , önemli katkısı olan bu güzel lokantayı , dün yine ziyaret ettim ve kebaplar arkasından içilen mis gibi kahveler eşliğinde, güzel sohbetler yaptık. Oradan yine güzel anılarla ayrıldım.

Bu yaz,İstanbul'da uzun süren tatilimin tadını çıkarmaya çalışırken, bugün, yeğenimin davetiyle gittiğimiz ,güzel bir mekânı da kısaca tanıtmak içimden geldi.

''Rumeli İskele Balık Lokantası ''

Günün her saati, görsel değişime uğrayan İstanbul Boğazı'nın ve O'nu bir gerdanlık gibi saran incilerden Fatih Köprüsü'nün eşsiz görüntülerinde , Rumeli Hisarı'nda, sahildeyiz.

Ve İskele Restaurant'tayız...Boğazda, denizin üzerine kurulmuş mimarlık harikası bir mekân...

Deniz üzerinde oluşunun nedeni ,Osmanlıların kullandığı tarihi bir vapur iskelesinde kurulmuş olmasından...

Güleryüzlü ve işine saygılı bir ekip...

Kendinizi evinizde gibi hissetmenize neden olan ferahlık...

Her çeşit taze balık var...

Levrek ızgarayı tercih ediyorum.

Nefis tatlı türleri...

Harika mezeler...Karides söğüş, patlıcan salata, midye dolma, acılı ezme nefis...

Sırf ,kaymaklı ekmek kadayıfı yemek için bile gidilir...

İstanbul'da sıcaklık 34 derece...Boğazın serin suları üzerinde bu sıcağı hiç hissetmiyorsunuz...

Üstelik, balık ve rakı yanyana...

Yanınızda, Emirgan, Bebek...Karşınızda ,Beylerbeyi, Kanlıca...

Az ilerde...Tevfik Fikret...Âşiyân'da...Ve Orhan Veli şiirleriyle gülümsüyor.

İstanbul'da Boğaz İçinde İstanbul'da Boğaziçi'nde Bir garip Orhan Veli'yim Veli'nin oğluyum Tarifsiz kederler içindeyim Urumeli Hisarı'na oturmuşum Oturmuşta bir türkü tutturmuşum İstanbul'un mermer taşları Başıma da konuyor martı kuşları Gözlerimden boşanır hicran yaşları Edalım... Senin yüzünden bu halim. İstanbul'un orta yeri sinema Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama El konuşurmuş, görüşürmüş bana ne Sevdalım... Boynuna vebalim İstanbul da, Boğaziçindeyim Bir garip Orhan Veliyim

Gel de içme...

Şarkılar, ''Kalamış'tan...'' Boğazdaki yat'larda güzeller, uskumru gibi dizilmiş...Kızarıyor...

Takalar ,sessizce geçiyorlar...Bir, ''yüzücü ihtiyar '' balık olmuş...Boğazı kulaçlıyor..Habire yüzüyor...

Tur vapurlarından âşıklar ve çocuklar bize el sallıyorlar...Kavga yok !..Aşk var orada...Şarkılar var !..

Güzel duygularla ayrılıyoruz oradan...

Teşekkürler...İskele Restaurant ve personeline...