Rüştü, "centilmen"di; şimdi “şüpheli” oldu!...

Son haftaları “dedikodu”, “suçlama”, “karalama” ile geçen Turkcell Süper Lig, Bursaspor’un şampiyonluğuyla bitti. Bitmesine bitti ama, Bursaspor’un dışta kaldığı tartışma ortamında, Fenerbahçe ile “karşısındakiler” arasında mücadele süreceğe benziyor.

Şampiyonluğa oynayan, şampiyon olan Bursasspor, ama tartışmaların odağında Bursaspor yok. Fenerbahçe’nin "karşısındakiler", aslında istemedikleri halde, sırf, asıl rakipleri Fenerbahçe şampiyon olmasın, Bursaspor olsun diye bir çaba içine girdiler, bunu bir kampanyaya dönüştürdüler.

Şampiyonluk yarışından kopan takımların yöneticisi, teknik direktörü, kimi futbolcusu, Bursaspor’un şampiyon olmasından yana olduklarını ifade ettiler.

Bursaspor’un şampiyon olması için sanki kollar sıvanmıştı!

Maç sonrası, Trabzonspor takımına teşekkür edilmesi anlaşır da; 11 futbolcu içinde özellikle, kaleci Onur, Giray ve Egemen’e teşekkür edilmesi nasıl anlaşılır?

Düşünebiliyor musun, Bursaspor’un son haftadaki rakibi Beşiktaş’ın Teknik Direktörü Mustafa Denizli bile, Bursasspor’un şampiyon olmasını istediğini söyledi.

Denizli, böyle düşünürse, futbolcusunu Bursaspor maçına nasıl hazırlayacaktı?

Hazırlayamadığı da zaten ortaya çıktı.

Bugün, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın yaptığı basın toplantısında ve sonrasında yapılan açıklamalarla, bir şey daha ortaya çıktı. O da, Rüştü’nün, başka takımlardaki futbolcuları araması, Fenerbahçe’yi yenmeleri yönünde telkinlerde bulunması.

Sazı Aziz Yıldırım'a verelim:

“Eski oyuncumuz Beşiktaşlı Rüştü, Kasımpaşalı oyuncuları arıyor ve ’Aman Fenerbahçe’yi yenin’ diyor. Ankaragücü antrenörünü arıyor, ’Sıra sizde’ diyor. Kupa maçından önce Trabzonlu futbolcuları arıyor. Ben de kendisine ’İnşallah Bursa’da iyi oynarsın da sana bir leke gelmez’ diye haber gönderdim.(...). Beşiktaş Kulübü’nün kalecisinin ne işin var bunlarla? O zaman Bursa’da yediği gol de, bana şaibeli gibi geliyor.”(1)

Böyle düşünen Rüştü’nün Bursasspor maçına nasıl hazırlandığı, maçta ne yaptığı, nasıl oynadığı üzerinde söz söylemeye gerek var mı?

Buna gerek olmadığı, Rüştü’nün, basın toplantısı sonrası telefonla bağlandığı NTV Spor’a “Böyle birşey varsa ispat etsinler. İspat edilirse futbolu yarın bırakırım. (...) Ayrıca özel görüşmelerim kimseyi ilgilendirmez.” dedikten sonra Beşiktaş’tan gelen Beşiktaş JK imzalı açıklamadır (2).

O açıklamadan bir bölüm:

“Oyuncumuz Rüştü Reçber'in 24 saatini kulübü için harcayan bir sporcu olarak başka takımlardaki meslektaşlarıyla onların maçlarında korkmadan ve cesurca oynamalarıyla ilgili telefon görüşmesi veya şahsi görüşme yapması kadar doğal bir şey yoktur. Oyuncular arasında bu tür diyaloglar her zaman olmuştur, bundan sonra da olacaktır.”

Açıklamada şu satırlar dikkat çekici:

“Ancak burada hayret edilmesi ve sorgulanması gereken mesele, oyuncumuz Rüştü Reçber'in bu oyuncuları araması değil, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı’nın kendilerinin rakibi olan takımlardaki bu oyuncuların Rüştü'yle görüştüklerini bilecek, Rüştü’nün gönderdiği telefon mesajlarını okuyacak kadar hayatlarının içinde nasıl olabildiğidir.”

Aziz Yıldırım, “telefon mesajlarını” nereden biliyor?

“Rüştü Reçber’in, başka takım oyuncuları ile yaptığı konuşmaları ve gönderdiği sms mesajlarını bilmemiz gayet doğaldır. Zira kendileri ile konuşma yapılan ve Rüştü Reçber tarafından sms atılan futbolcular, bunu etik bir bozukluk olarak algıladıklarından çok sayıda kişi ile bu konuyu paylaşmışlardır.”(3)

*****

Fenerbahçe cephesinden gelen açıklamaları, şampiyonluğun elden gitmesinin verdiği üzüntüye bağlamak yanlış olur. Zaten, şampiyonluk yarışında ortamı daha da germemek düşüncesiyle, basın toplantısı, Lig sonrasına bırakılmıştı.

Sanıyorum, burada asıl dikkati çeken, Beşiktaş cephesinden gelen açıklamadır.

Bütün bu gelişmeler, Rüştü’yü bir kuşku altında bırakmıştır.

Bir yere gelmek çok zor, oradan inmek çok kolay oluyor!

Centilmen diye bilinen Rüştü, bu sıfatını yitirebilir mi?


(1) fenerbahce.org/fb2008/detay.asp

(2) http://www.bjk.com.tr/tr/haberler.php?h_no=17397


(3) fenerbahce.org/fb2008/detay.asp