Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '17

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Rusya Ambargosu ve AB Tarım Ekonomisi

Rusya Ambargosu ve AB Tarım Ekonomisi
 

Özerk Kırım Cumhuriyeti ve Sivastopol’ün 18 Mart 2014'de Rusya tarafından yasa dışı biçimde ilhak edilmesi ve Ukrayna'nın doğusunda çıkan olaylardan sonra Avrupa Birliği, ABD ve diğer ülkeler Rusya’ya bazı stratejik mallarda ekonomik yaptırımlar uygulamaya başlamıştı. Bunu Rusya’nın bu ülkelerin tarım ürünlerine ambargosu takip etti. Bazı basın organlarında Rusya’nın gıda ambargosuyla ilgili olarak, “Avrupa tarım sektörünü felç ettiği” yönünde haberleri, Fransız çiftçilerinin traktörleriyle Paris gösterisi takip etti. Kamuoyunda tarım politikalarının değişmesi gerektiği dile getirilmeye başlandı. Gerçekten de Fransa domuz eti ve elma pazarında ciddi sıkıntılar yaşanmaktaydı. Birleşik Krallık ve Almanya’nın tarımsal ürün ihracatında ön sıralarda yer alan Rusya pazarı kaybının 80 milyar dolarlara ulaşacağı endişesi, yetkilileri bazı acil atılımlara yönlendirdi.
 
Olayların tam anlaşılabilmesi için, AB tarım ekonomisini analiz eden, güncel iki özel raporla yola çıkalım: “Special Reports, Landwirtschaftlicher Handel“(http://www.euractiv.de/section/landwirtschaft-und-ernahrung/special_report/landwirtschaftlicher-handel/)ve “Study on the impact of EU trade agreements on the EU agricultural sector” (https://ec.europa.eu/agriculture/external-studies/2016-bilateral-trade-agreements_en,
 
Söz konusu raporlara göre AB, 2016 yılında 130,7 milyar Euro’ya ulaşan tarımsal ürün ihracatıyla bu alanda dünyada ilk sırada yer almaktadır. Bu ihracat performansı, temel olarak AB tarım politikaları, yapısal değişim ve gıda ve tarım sektöründeki teknolojik yenilikleri uygulama sayesinde gerçekleştirilmiştir. Örneğin bitki ıslah çalışmaları ile 2000 – 2015 yılları arasında geliştirilen yeni çeşitler sayesinde 15 yıllık periyotta,  %16’lık (yıllık %1,24’lük) verim artışı (baklagil ve pancarda %50; buğdayda ve yağlı bitkilerde %80) sağlanmıştır. Ve böylece AB çiftçisi her yıl, yıllık üretimleri dışında fazladan, 22 milyon ton buğday, 10 milyon ton patates, 3,3 milyon ton kolza üretebilmiştir (Açıkgöz 2016).
 
Tarımsal ürün ihracatındaki performansta, belki de topluluğun rafine ticari politikalar geliştirmiş olması en etkili öge olmuştur. Ayrıca, tarımsal destek biçimlerinde pazara yönelik değişimler ve daha az sayıda büyük sermayeli çiftliklere yönelik yasal düzenlemelerin de katkısı büyük olmuştur. Nitekim 2005-2013 yılları arasında tarımsal işletme sayısı %26 oranında azalmış ve çiftlik başına yıllık performans 20 milyar Euro’dan 31 milyar Euro’ya çıkmıştır (Grafik!).  Son 15 yılda oluşturulan ve sürdürülen ikili ticari anlaşmalardaki titizlik, tarımsal ürün ihracatındaki başarının nedenlerinden birisidir. Tüm bu atılımlarla, AB tarım ürünlerinin dünya piyasalarında rekabet gücünü korumasını da sağlayarak, her yıl artış gösteren bir ihracat ivmesi yakalamıştır. Topluluk Meksika, Güney Kore, Kanada, Japonya ve İsviçreyle yapılan ikili ticari anlaşmalar sayesinde tarımsal ürün ihracatını artırırken, dolaylı olarak gıda sanayiinde ve tarımda on binlerce iş imkânının yaratıldığı saptanmıştır) .   
 
AB’nin toplam ihracatının %8’i tarımsal kaynaklıdır. Fakat bu oran bazı ülkelerde oldukça yüksektir. Örneğin İspanya’nın 255 milyar Euro’luk toplam ihracatın % 17’si tarımsal ürünlere aittir. 43 milyar Euro’nun 17’si sebze-meyveye (AB ülkelerine), 6’sı ete (Çin ve Japonya’ya), 4,2’si sıvı ve katı yağa (ABD’ye), 2,5’ğu şaraba aittir.
 
Topluluk tarım ürünlerinin ilk dört alıcısı ABD, Çin, İsviçre ve Japonya’dır. Beşinci sıradaki Rusya, ambargo öncesinde dördüncü pozisyonda bulunuyordu. Bu sırada dahi AB Rusya’ya 5,5 milyar Euro’luk tarım ürünü ihraç etmiştir. Topluluk, tarımsal ürün ithalatında da oldukça önde sıralarda bulunmaktadır.  2016 yılı ithalatı 112 milyar idi. Bu rakam ihracatın 18,7 Euro gerisinde kalmıştır. Tarımsal ürün ithalatında ülkeler Brezilya, ABD, Arjantin, Çin, İsviçre ve Türkiye (5 milyar Euro) şeklinde sıralanmaktadır.
 
2016 yılı ihraç verilerine göre, AB tarımının söz konusu ambargodan sanki olumsuz etkilenmediği anlaşılabilir. Ne var ki, birkaç AB ülkelerindeki bazı alt sektörler bayağı sorun yaşamışlardır. Her ne kadar AB, ürünlerinde ambargo sonrası fiyat kırarak dünya tarımsal ürün piyasalarında önlerdeki yerini korumuşsa da,  tarımsal gelirinde bir gerileme yaşamıştır. Tabii ki bundan da en fazla üretici etkilenmiştir.
 
Raporlardan Türk tarımsal ürün ihracatçıları için çıkarılacak iki önemli konu göze çarpmaktadır. Önce yeni, potansiyel ülkelerle yapılacak ikili ticari anlaşmalar, birçok tarımsal ürünümüzü yeni pazarlara kavuşturabilecektir. Ticari anlaşma hazırlıklarını da eski ürün tanıtım grup paydaşları, ilgili bakanlıklarla yapacakları görüşmelerle başlatabilirler. Unutulmamalıdır ki Asya’da, Afrika’da gelişmekte olan birçok ülkede, hayat standartları yükselen yeni tüketici kesimleri oluşmuş veya oluşacaktır.
 
AB raporlarında öne çıkartılan bir başka konu da, küçük ölçekli tarımsal ürün ihracatçılarının, ikili ticari anlaşmalardan yeterince bilgilendirilmiş olmasıdır.  
 
Nazimi Açıkgöz
 
 
 
Not: Bu yazı https://nazimiacikgoz.wordpress.com/ sitesinde yayınlanan aynı başlıklı analizden derlenmiştir. 
 
Toplam blog
: 145
: 432
Kayıt tarihi
: 04.01.12
 
 

1964 yılında Ankara Üniversitesini bitiren Nazimi Açıkgöz, doktorasını 1972 yılında Münih Teknik ..