Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sabreyle işine, hayır gelsin başına.

Sabreyle işine, hayır gelsin başına.
 

http://s.aktifhaber.com


“Aracın temiz kâğıdını almadan önce, arabayı yıkatmam gerekiyor mu?”

Şaka hatta laf olsun diye kurdum yukarıdaki cümleyi...

Ağzımı kapatır kapatmaz ebleh muamelesi görmeye başladım...

Alaycı ve küçümseyen bakışların odağı oluverdim...

Sıkıldım yahu! Darlandım... Zaten sıcak!

“ Espri yaptım” demeye niyetlendim... Caydım...

“ Hayır beyefendi... Yani siz bilirsiniz...”

“ Teşekkür ederim...”

&&&

Kumaş pantolon giydim, üzerine de beyaz keten gömlek uydurdum... Kahverengi iskarpinleri süngerle parlatıp çıktım sokağa...

Çorlu Vergi Dairesi’ndeyim saat sabah on.

Temiz kâğıdı almak için kuyruğa girdim...

Sıkıntılı bir sürü surat... Terli insanlar, gazeteyi yelpaze gibi sallayanlar, kendi kendine mırıldananlar...

Sıradan vatandaşlar... Kırmızı ojeli tombul ve bazısı kıllı ayak parmakları, kırmızı dudaklar, topuklu terlikler, üzerine basılmış ayakkabılar... Beyaz çoraplar...

Ayaküstü yarenlik girişimleri...

Arkadan bir dirsek!

“ Birader senin ne işin vardı?”

“ Arabanın muayenesi bitti de...”

“ Doktora mı getirdin?”

<ı>Sempatik seni... Hatta maymun... Keyfim yerinde olsa yanağından makas bile alırdım, koca keleş, dinozor şey...

“ Temiz kâğıdı alacağım”

<ı>Benim de bir soru sormam lazım şimdi!

“Siz?”

“ Ben de. Az önce şaka yaptım birader anladın değil mi?”

<ı>Olduğumdan daha saf görünüyorum bugünler de!

“ Anladım anladım”

&&&

Kuyruk ilerlemiyor, mırıltılar duyulur hale geliyor, sonunda takım elbiseli bir ağabey dayanamıyor...

“ Neden ilerlemiyor bu sıra, işimiz gücümüz var kardeşim!”

Gişedeki memure ayağa kalkıyor;

“ Sistem gitti beyefendi...”

“ Ne zaman gelir?”

“ Belli olmaz...”

Yandı gülüm keten helva... Saate bakıyorum on buçuk...

Dakikalar geçtikçe kuyruk uzuyor, sinirler geriliyor...

Saat on bir... Sıkıldım!

Sistem henüz gelmedi...

Yetmişli yaşlarda kasketli bir amca, bastonuna dayanarak yamuk yamuk yanıma yaklaşıyor...

“ Niye çalışmıyor bunlar?”

Vereceğim cevabı duymak için başını bana doğru eğiyor, bir elini de kulağına götürüyor.

Sistem yok amca sistem!

Bu kadar adam Rüstem’i mi bekleyeceğiz şimdi!

Kuyruk kopuyor...

On bir buçukta pes ediyor, kendimi dışarı atıyorum...

&&&

Çorlu’da Tonguç’lardan Borsa Meydanı’na inerken, Köfteci Orhan var.

Buraların eskisidir, köftesi de, çorbası da lezizdir...

Oradayım, az işkembe, arkasından Tekirdağ köftesi söylüyorum...

“ Sirke, sarımsak olsun mu?”

<ı>Sirkesiz, sarımsaksız işkembe çorbası mı içilirmiş!

Kuyruğu düşünüyorum, sadece limon istiyorum...

&&&

Saat iki...

Sıra bana geliyor, arabanın ruhsatını sakin görünüşlü bayana uzatıyorum...

Ruhsatı açıyor, klavyenin tuşlarına dokunuyor, küçük beyaz bir kâğıda not alırken yazdıklarını yüksek sesle okuyor;

2000 yılının temmuz ayı bandrolü ödenmemiş, 27 TL katlanmış 168 TL olmuş!!!

Kulaklarımda bir uğuldama oluyor...

“ Nasıl olur ödemişimdir mutlaka!”

Bayan cevap vermeye bile gerek görmüyor...

“ İşiniz aceleyse buradaki vezneye yatırın, bankalardan sisteme düşmesi birkaç gün alıyor...”

Aradan dokuz sene geçmiş, ödedim desem, nasıl ispat edeceğim?

&&&

Saat ikiyi çeyrek geçiyor...

Veznenin önündeki bekleyenleri sayıyorum...47

Kırk sekizinci benim...

Sırtımı duvara yaslıyor, beklemeye başlıyorum...

Vatandaş bekledikçe sıkılıyor, ortamdaki elektrik yükselmeye başlıyor...

Bön ayağına yatıp kuyruğa kaynak olmaya çalışan bir uyanık linç edilmekten son anda kurtuluyor...

Üç buçukta, cüzdanımdan çıkarttığım dört elliliği veznedara uzatıyorum...

Makbuzu alıp tekrar temiz kuyruğuna giriyorum...

&&&

Dördü on geçe arabanın temiz kâğıdını elimde tutuyor, kendimi zafer kazanmış komutan gibi hissediyorum...

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..