Sadaka-i fıtır

Mübarek ramazan yaklaşıyor. Bu ayda ve bayramlarda bizim fitre dediğimiz sadaka-i fıtır vermek sevaptır. İhtiyacından fazla erzak veya parası olan, olmayanı arar bulur, onun gururunu bozmayacak lisan-ı münasiple vereceğini verir. Zaten, Diyanet Başkanlığı,her ramazanda asgari nispetleri belirtir. Fitrenin amacı; ramazanda bayramda, garip gurebanın yüzünü güldürmek, mahrum bırakmamaktır. Fitrenin zekattan farkı; zekat farzdır, fitre farz değildir, ama versen iyi olur. Verince vicdanın rahatlar. Kuş gibi olursun. Ne malum, yarın senin "garip gureba" "olmayacağın? Şimdi elinde fazla bir şey varsa, ihtiyacı olanı ara, bul, ver!

Hoca Nasrettin'de pek para bulunmazmış. Ramazan gelmiş, fitre vermesi lazım...Kilere girmiş, fitresini malen verecek. Biraz arpadan, biraz buğdaydan, biraz fasulyeden, biraz pirinçten...Ne bulduysa doldurmuş sepete. Kalkmış gitmiş, o zamanlar Akşehir'in en zengin adamının konağına...

Kahya, sabah sabah Hoca'yı karşısında görünce şaşırmış. "Hayrola Hocam? Sen buralara pek uğramazdın!..." Hoca: "Hayırdır hayır, sen beni ağana götür" demiş.

Hoca ağanın karşısına çıkınca, elindeki sepeti vermiş.
-Bu nedir hoca?
-Bu benim sadaka-i fıtrımdır.
-Aman hocam, ben Akşehir'in en zengin adamıyım. Bana vermen uygun mudur?

Nasrettin Hoca, işaret parmağıyla yukarıyı göstermiş.

-Vallahi ben bilmem, o nereye veriyorsa ben de ona veririm!