Saddam’ ın intikamı

İnsan bir başka insanın canına kıyarken neler hisseder?

Bir çok nedeni olabilir bunun ama ben en çok o anda ölenin ve öldürenin aklından neler geçer onu merak ediyorum.

Mesela Saddam’ ı öldüren cellat, kendisine bu görev verildiğinde nasıl hisler duydu, bir gece önceyi nasıl geçirdi? Görev alınca evine gitti, ailesine ve varsa çocuklarına ne dedi?

Cellat - “ Babanız yarın bir adamı asacak canlarım, ama merak etmeyin o bunu çoktan hak etti. ”

Oğlu- “ Nasıl yani? “

Cellat- “ Oğlum, bu adam bir çok insanı öldürttü. Ülkedeki kendisine karşı olan insanları idam etti. ”

Oğlu- “ Ama bize Kur’ an derslerinde, can almak Allah’ a mahsusdur diye öğretiyorlar. Demek ki, böyle değil, bak sen de can alıyorsun. ”

Cellat- “ Bu aynı şey değil. ”

Oğlu- “ Anlıyorum baba. Ben de büyüyünce senin gibi, kötülük yapmış insanları öldüreceğim. Bana katil demeyecekler çünkü kanunlar emrettiği zaman öldürebiliyorsun. Ama ya bu adamın adamları tekrar başa gelirse? Onlar da başka kanunlar çıkartıp, buna gore bizi idam ederlerse. Bu böyle sürüp gitmez mi? ”

Cellat- “ İşte bunun için biz de onu ve bütün yardımcılarını öldürüyoruz ki bir daha gelmesinler. ”

Oğlu- “ Tamam, demek ki bir başlayınca hepsini idam etmek gerekiyor. Bunun sonu ne zaman gelecek baba? Bir yerde dursalar ya, ben gelecekten korkuyorum. Cesetlerin üzerine demokrasi kurulur mu? Öldürme baba, lütfen cani de olsa kimseyi öldürme “

Bu arada Saddam da hücresinde son yemeğini yerken şöyle düşünüyor- Allah’ ım, beni şehitlik mertebesine eriştireceksin. Bana bağlı olanlar, beni vakur ve gururlu görüp, intikam almak için daha fazla insanın canını alacaklar. Ne güzel, barış Irak’ a hiç gelmeyecek. Benim vücudum toprak olacak ama ismim asırlarca kahraman olarak anılacak.

Tabi cellatın oğlu, büyük bir ihtimalle böyle demedi ama keşke deseydi ve bütün cellatlar çocuklarını dinleselerdi. Buna Saddam da dahil… Eğer çocukları daha çok dinleseydi onun da sonu bu olmayacaktı. Benim tavsiyem lütfen çocuklarınıza daha çok kulak verin. Göreceksiniz onlar her şeyi daha açık ve net görebiliyorlar.Çünkü onlar bizim kalıplara dökülüp, sıkıştırılmadılar henüz…