Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Sadece bir çizik mi yürekteki?

Sadece bir çizik mi yürekteki?
 

-Tebrik ediyorum seni. dedi kalemine çok güvendiğim kalemşör bir dostum.

-Çok güzel yazıyorsun.

-Yahu biraz yürekten çizik olmak lazım galiba,böylesi demli yazılar yazabilmek için.

Alaycı oldu gülümseyişim.

- Biraz yüreği çizik mi?

Canımdı benim ya. O sıcacık bakan turkuaz gözleri, aslında o kadar iyi biliyordu ki yüreğimin sadece birazcık çizik olmadığını. Züğürt tesellisi idi işte.

Yüreğim hoyrat bir el tarafından , sökülüvermişti bir hamlede sonra fırlatılıp atılmıştı kanlı kanlı ,bir duvara, bir süre yapışıp kaldıktan sonra o soğuk ve pütürlü duvarda, duvarı yalayarak aşağı süzülmüştü yüreğim, sonra o hoyrat elin, hoyrat ayağı tarafından iyice bir ezilmişti. İşin komik tarafı karşımdakinin bunu yaparken, bu yüreğin bana değil O'na ait olduğunu bilmemesiydi. Bir de ne yaptığının farkında olmamasıydı.

Tıpkı benim gibiydi O da. Zeki, çalışkan,becerikli,ne olduğunun ve kim olduğunun farkında ve üstün olduğunun da farkında. İnsanların üstün olduklarını fark etmeleri çok acı. Üstün olduğunu fark ettiğin zaman toleranslı ve alttan alan biri olamıyorsn.Tahammül sınırların da zorlanıyor ister istemez. Bu durum da en çok iş hayatında başına geliyor. Nasıl zengin olduğu bilinmeyen bir takım eksik akıllılar karşına dikilip de paraları ile insanın üzerinde hakimiyet kurmaya kalktıklarında eninde sonunda bıçak kemiğe dayanıyor ve "Dur arkadaş ne oluyor?" deme ihtiyacını hissediyorsun. Ve bakıyorsun ki kaybeden sen olmuşsun. Böylelikle her şeye karşı isyanın ve acımasızlığın başlıyor. Haksızlığa uğramış ya da uğratılmışsın keza bir şekilde. İşte O'nun yaşadığı da buna benzer bir şeydi. Bense erkeğimin yanında sonuna kadar duracağıma ant içtim. Etimin, budumun ne olduğunu unutarak. O'na söz verdim. Güvenini sağladım. İnanmasını sağladım. Sonra da daha ilk adımda olayların da aksi gelişmesiyle O'na olan güvenim sarsıldı. Güvenen bir erkek ve güvenmeyen bir kadın.

İşte o yürek bu yüzden bu hale geldi. Şimdi soruyorum kendime hoyrat ele hükmeden hangi beyindi?O'nun beyni mi kendi beynim mi?

Sadece birazcık çizik bir yürek olsaydı keşke. O zaman birşeyleri birazcık onarabilme şansı da olurdu. Artık yürek yerine bir sakatat taşıyorum. Bayağı hasarlı bir sakatat. Adil olmak lazım. Bir kşi değil elbet bu yüreği bu hale getiren. Çizik, hatta yaralı bir yüreğe denk geldi zavallı, O'ndan gelen son ve öldürücü darbe ise sakatata çevirdi işte yüreği.

O kadar umarsız, o kadar yorgun ve o kadar sıkkını ki şimdi hayata karşı.Güzel yazılar yazıyor olabilirim.İfade yeteneğim kuvvetli olabilir.Beni anlayanlar çok olabilir ki bu benim iin gerçekten çok önemli ve çok teşekkür ediyorum herkese ayrı bir mutluluğu ver okunuyor, anlaşılıyor ve takdir görüyor olmanın. Beni anlamasını en çok istediğim, yanımda olmasını en çok istediğim, gözlerinin taa içine bkmayı en çok istediğim insana kendimi ifade edemedikten sonra bu yürek sakat da olsa, sapasağlam da olsa can yanıyor bir kere.Sevgili dostlar size tavsiyem sakın duygu ve aşk insanı olmayın bedeli bir yürek kadar ağır.Sevgiler...!!!!

 
Toplam blog
: 167
: 1867
Kayıt tarihi
: 20.04.07
 
 

01/06/1967 Rize/fındıklı doğumlu olmama rağmen doğum yerimi hiç görmedim. Türkiye'nin hemen her ilin..