Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ocak '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Saf ve salakların enerji verimliliği haftası kutlu olsun...

Saf ve salakların enerji verimliliği haftası kutlu olsun...
 

Günün fosili Türkiye


Her yıl Ocak ayının 2. haftası kutladığımız Enerji Verimliliği Haftası nedeniyle ülke çapında maalesef göstermelik tek bir etkinlik düzenlenir o da İstanbul’da 8-11 Ocak 2014 tarihleri arasında yapılacak olan 5. Enerji Verimliliği forumu ve fuarıdır.

Eskiden bu tür etkinliklere masraflarımı kendi cebimden bile olsa karşılar ve katılırdım. Ama maalesef “Enerji Verimliliği” kavramının içi boşaltıldığından, tüm yapılan etkinlikler 3 günlük bir şova dönüştürüldüğünden katılmak istemiyorum.

Sebeplerini; okuyucuları fazla sıkmadan Kanun, direktif maddesine boğmadan, rakamlarla kafa karıştırmadan açıklamaya çalışacağım.

Ülkemiz yıllık 120 milyon TEP civarında olan enerji ihtiyacının % 76’sını ithal fosil enerji kaynakları (petrol, doğal gaz ve kömür)  ile karşılamaktadır. Peki, fosil enerji kaynağı açısından fakir olan ülkemiz, enerjisini verimli kullanıyor mu?

Hayır… Tüm dünyada enerjinin verimli kullanılıp kullanılmadığının göstergesi olan “Enerji yoğunluğu değeri”  Japonya’nın 0,09 iken, Türkiye’nin rakamı 0.27 dir.  Yani; bir birim gayri safi milli hasılayı elde etmek için Japonlar 1 birim enerji tüketirken, aynı hasılayı elde edebilmek için biz 3 kat daha fazla enerji harcıyoruz. Daha açık bir şekilde ifade edecek olursak, biz bir adet tebeşiri üretmek için 3 birim enerji harcarken, Japonlar aynı tebeşiri bir birim enerji ile üretebiliyorlar.

Binaların ısıtılmasında ve soğutulmasında da benzer rakamlar mevcuttur. Biz 100 metrekarelik bir daireyi ısıtmak için aylık 6 haneli enerji faturalarını telaffuz ederken AB ülkeleri 3 haneli faturalarla evlerini konfor şartlarında ısıtabilmektedirler.

Enerji verimliliği konusunda Japonya veya AB rakamlarını tutturabilirsek eğer, enerji giderlerimizi % 75 oranında düşürmemiz mümkündür.

Türkiye enerji verimliliği konusundan bi haber iken, AB ülkeleri bu konuda önemli adımlar attılar ve bir sürü direktifi 2000 li yıllarda yayınladılar. Sonrasında hem üye ülkeler hem de üye olmak isteyen aday ülkeler için takvimler ortaya konuldu.

Türkiye’de ise AB direktiflerine uygun olarak; enerjinin etkin kullanılması, enerji israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması için enerji kullanımında verimliliğin artırılmasını ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını sağlamak amacıyla Mayıs 2007 yılında 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu çıkartıldı. 

Kanun; Enerji Bakanlığına, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, Milli Eğitim Bakanlığına ve Mahalli İdarelere birçok yetki ve sorumluluk yükledi. Örneğin binaların enerji açısından bundan sonra daha verimli inşası için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Mahalli İdarelere görev ve sorumluluk yüklerken, İnsanların Enerji verimliliği konusunda bilinçlendirilmesi için Milli Eğitim Bakanlığına görevler verdi. 

Kanuna göre; her yıl Mart ayında 10 bin metrekare inşaat alanı olan kamu binaları ile 20 bin metre kare inşaat alanı olan ticari binalar enerji tüketimlerini Enerji bakanlığına bildirmek zorundaydı.

Bildiriliyor mu? Hayır… Enerji Bakanlığı kendi yaptığı düzenleme ile bu bildirimlerin yapılmasına engel olmuştur. 

Enerji yöneticisi çalıştırmakla ve bildirimde bulunmakla yükümlü binalara, bu yükümlülüklerini yerine getirmediklerinde cezai işlem yapılıyor mu? 

Hayır… 

Bina Enerji Performansı yönetmeliğine göre (BEP.TR) mevcut binaların enerji performansları belirlendi ve tüm binalara Enerji Kimlik Belgesi (EKB) verildi mi? EKB si olmayan bina sakinleri artık evlerini satamıyor ya da kiralayamıyorlar mı?

Hayır; BEP.TR hala hazır değil, Enerji uzmanları ne yapacaklarını bilmiyor ve işin sahibi yok… Her şey eskisi gibi devam ediyor.

Milli Eğitim Bakanlığı, toplumu enerji verimliliği konusunda bilinçlendiriyor mu?

Hayır… 5627 sayılı Enerji verimliliği kanununun ardından topluma enerji verimliliği bilinci kazandırmak ve okulları enerji verimli hale getirmek için 4 yönetmelik ve bir genelge çıkartarak her ilde “Enerji Yönetim Birimi” kuran MEB, 2012’de bu birimlerini kapatmıştır.

MEB bununla da kalmamış, son yılların en popüler istihdam alanı olan Yenilenebilir Enerjiler Mesleki Eğitim alanı öğretim programını da hazırlamış, maalesef, yanlışlıklaJ)))) tüm dünyanın yaygın olarak kullandığı ve ülkemizin de zengin enerji kaynakları (güneş enerjisi ile sıcak su hazırlama/ ısıtma/ soğutma, biokütle enerjisi, jeotermal enerjiler, ısı pompaları)  sayılan ve enerji verimliliği dalları bu programlara dahil edilmemiştir. 

AB de mantık şudur; ‘’Devlet kanun çıkartıyorsa önce kendisi uymalıdır’’ der. Biz de kanun çıkartılmış ancak devlette uyan yok, uymayana ceza yok. Ticari sektörü ise denetleyen yok. Eeeee ne oldu?

Kanuna uymayanları cezalandırmadığınız sürece, kanun yapmanın gereği yok…

Henüz kamu ve özel sektör için herhangi bir yaptırım olmayınca Enerji yöneticilerinin ve EVD’lerin  (Enerji Verimliliği ve Danışmanlık Firmaları) durumu da çok vahim bir hal almıştır. Bina Enerji Yöneticisi, ya da Sanayi Enerji Yöneticisi” sertifikası bulunan insanların sertifikaları, gene Enerji Bakanlığının çıkartmış olduğu bir yönetmelikle 31 Aralık 2013 de geçersiz kılınmış ve yerine başka bir çözüm getirilememiştir.

Ha geldi ha uygulanacak derken bir sürü sahte enerji uzmanına, sahte yalıtımcıya piyasada iş yapma ve cirit atma fırsatı tanınırken, gerçek anlamda iş yapanların eli kolu bağlanmıştır.

Devlet ise en vahim noktadadır, çünkü uzun süredir iyi yönetilememektedir.

Başta da dedim ya…. artık kutlamak içimden gelmiyor….

 
Toplam blog
: 41
: 2690
Kayıt tarihi
: 29.04.12
 
 

Gazi Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi'nden 1984 yılında mezun oldum.  Ardından Ankara Üniver..