Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sağlık Gibisi Yok

Sağlık Gibisi Yok
 

Hastayken, sağlıksızken anlarız sağlığımızın kıymetini.


<ı>halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi...

Bu sözlere aşinamısınız? En azından bir yerlerden işitmişsinizdir. Bu tarihe geçmiş olan dizelere, dünyaya nam salmış, ünlü Osmanlı İmparatoru Kanuni Sultan Süleyman’a ait. Bu sözler aynı zamanda, Divan Edebiyatı’nın en güzel eserlerinden ve örneklerinden birisidir. O büyük Süleyman bu sözü ile halkın devletten daha önemli, daha itibarlı bir şey olmadığını ama devlet olmak, devleti yönetmekten de daha önemli bir unsurun sağlık olduğunu ve hatta ona göre her şeyden önce sağlık olmalı demektedir. Ayrıca insan sağlıklı olmadıktan sonra cihan padişahı olmuş neye yarar diyerek günümüze kadar hep hatırlanacak ve üstünde durulması gereken bir nasihat bırakmış.

Hepimiz, hatta dünya üzerindeki tüm insanlar, ancak rahatsızlandığımızda, yatağa düştüğümüzde, iş yapamayacak durumda olduğumuzda sağlığımızın kıymetini anlıyoruz. Biraz rahatsızlandığımızda, ateşlenip elimizi, kolumuzu kaldıramayacak durumda olduğumuzda <ı>“Allahım bira önce iyileşsem” dediğimiz olmuştur. Çoğumuz hemen hastanelere, doktorlara, eczanelere koşarız. Neden ? Bira önce eski sağlıklı günlere ulaşmak ve işimizin başına dönmek, günlük hayatımızın döngüsüne yeniden kavuşabilmek için. Bazı hastalıklar geçicidir, bazı rahatsızlıklar, dikkat edilmezse hastalığı, bu hastalık tedavi edilemezse de daha ciddi sonuçlar doğurabilir. Geciken tedavi ve müdahale’nin sonu ne yazık ki, nahoş bir durum oluşturur. Her ne kadar rahmetli Barış Manço’nun bir şarkısında <ı>“ilaç neye yarar vade gelmişse eğer” dediği gibi olsa da yaşam, o gün gelene kadar, bize emanet olan bu cana, vücuda, zihine, bedene, ruha iyi bakmamız gerekir.

Zaman içinde kendimize iyi bakmazsak, bir takım unsurları boş verirsek, hastalık denilen şey bir gün, bir an, hiç belli etmeden kapımızı çalıverir. İşte o zaman, güçten, kuvvetten, işten, elden, ayaktan düşersiniz. Yataklara mahkum olursunuz zamanlarca. Ne kadar direnmeye kalksa da vücudunuz, eğer bir zayıf nokta yakalamışsa, uzun süre savaşır içinizdeki sinsi düşmanlarla. Yorgun, halsiz, ateşli olduğunuzda, bazen bir tabak çorba içecek bile haliniz yok ise, o zaman “ keşke şunları yeseydim, şunları içseydim, şunları yapsaydım” falan dersiniz. Kafanızın içinde yıldırımlar dans eder, atlılar, süvariler geçer. Davullar çalınır gece gündüz. Kurtlar, çakallar ulur durmadan. Sabahlara kadar ter dökersiniz, vücudunuz yorgun düşmüştür savaşmaktan, siz sabah uyandığınızda “ bugünde ecelden kaçtık” diye geçirirsiniz içinden. Eğer kendinizi biraz daha iyi hissediyorsanız, hemen bir doktora görünmek yada eczaneden ilaç, milaç almak istersiniz. Sonra, ilaçları kullanırsınız, bir süre iyileşirsiniz. Günlük hayatınıza geri dönersiniz, yiyip, içmeye başlarsınız. Oh be hayat varmış dersiniz. Ama bir gün gelir, bunlar unutulur, yine hasta olursunuz. Lanetler okursunuz. Belki küfredersiniz. Tanrıya yakınırsınız. Yine mi ben ? Niye ben diye.. Ama hastalık zamanlarını neden unuttuğunuzu size kimse hatırlatmaz. Belki hatırlamak istemezsiniz.

Yaşamımızdaki her rahatsızlık, bedenimizde ve ruhumuzda izler bırakır. Bu vücut, bu beden, bu ruh gerçekten bize emanetse, ona layığı gibi bakmamız icap eder. Emanete hıyanetlik yaptığımızda da, sonunun ne olacağı aşikardır. Yaşadığımız yıllar içinde, kazanımlarımız, zenginliklerimiz, yediklerimiz, içtiklerimiz neye yarar ki ? Çeşit çeşit, en lüksünden giyinmelerimiz neye yarar ki ? En sonunda herkesin giyeceği 5 metre bez zaten. Bugüne kadar ne yaptıysak yaptık. Geriye dönüş yok. Önümüzde ne kadar ömür kaldığını da bilemeyiz. Bu sebepten dolayı, bundan sonraki yaşantımızı daha rahat, daha ferah ve daha dengeli yaşamak için, vücudumuza, ruhumuza zararlı olabilecek şeylerden uzak durup, yararlı olabilecek şeylerden nasibimizi alalım. Kanuni’nin veciz sözlerini unutmayalım. Ne demişti “olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi..” Yazımı rahmetli Barış Manço’nun bir şarkısının sözleri ile bitiriyorum. Sağlıkla kalın…

<ı>

<ı>usta terzi dar kumaştan bol gömlek diker
doğru tartan esnaf rahat huzurlu gezer
eğrinin ve doğrunun hesabı mahşerde
dünyada biraz huzur her şeye bedel
sağlığın nasıl gülüm sen ondan haber ver
ilaç neye yarar vade gelmişse eğer
halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
han senin hamam senin konaklar senin
tarla senin çiftlik senin bağ bostan senin
diyelim ki dünya malı tümünden senin
ağız tadıyla yersen bir şeye benzer
halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
barış der biraz tuzum ekmeğim olsa
buz gibi pınar suyundan bir testim olsa
bir de şöyle püfür püfür bir çınar gölgesi
kaç kula nasip olur ki keyfin böylesi
bir lokma ye, bir yudum iç, bir oh çekiver
ilaç neye yarar vade gelmişse eğer..

<ı>halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat<ı> <ı>gibi

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..