Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '17

 
Kategori
Güncel
 

Sağlık tellalları…

Sağlık tellalları…
 

Sağlık tellalı dediğimiz kişilerin medya yolu ile beynimize yaptığı tecavüz artarak sürüyor. Önceleri gülümseyerek geçtiğimiz bu hücumlar giderek huzur bozmaya başladı. Çoğumuz zaman zaman yazılarımızda bazı yiyecek ve içeceklerin veya onların belirli oranda karışımlarının sağlık açısından faydalı olacağını yazıyoruz. Tabii bu bilgilere tanıdık bir uzman, internet v.s. gibi çeşitli kaynaklardan ulaşıyoruz. Ancak görüyorum ki bizim bu masum bilgi paylaşımlarımız bile sağlık tellalı dediğimiz bu konuyu paraya çevirme gayreti içinde olanlar tarafından acımasızca kullanılıyor.

Kullanılan hastalıkların başında çeşidi çok fazla olması nedeni ile kanser geliyor. Aman Allahım! Bir yaygaradır gidiyor. Onu yemeyin bunu içmeyin kansorejendir. O kadar ileri gittiler ki, utanmasalar nefes almayın hava kansorejendir diyecekler. Peki, bunlar yalan mı söylüyor? Önce kanserin tanımına bir bakalım.

“  Vücudumuzdaki sağlıklı hücreler bölünebilme yeteneğine sahiptirler. Ancak, kas ve sinir hücrelerinde bu özellik bulunmaz. Ölen hücrelerin yenilenmesi ve yaralanan dokuların onarılması amacıyla bu yeteneklerini  kullanırlar. Yaşamın ilk yıllarında hücreler daha hızlı bölünürken, erişkin yaşlarda bu hız yavaşlar. Fakat hücrelerin bu yetenekleri sınırlıdır, sonsuz bölünemezler. Her hücrenin hayatı boyunca belli bir bölünebilme sayısı vardır. Sağlıklı bir hücre ne kadar bölüneceğini bilir ve gerektiğinde ölmesini de bilir. Buna apoptosis yani hücrenin programlı ölümü denir. Normalde vücudun sağlıklı ve düzgün çalışması için hücrelerin büyümesi, bölünmesi ve daha çok hücre üretmesine gereksinim vardır. Bazen buna rağmen süreç doğru yoldan sapar, yeni hücrelere gerek olmadan hücreler bölünmeye devam eder. Bilincini kaybetmiş kanser hücreleri, kontrolsüz bölünmeye başlar ve çoğalırlar. Fazla hücrelerin kütleleri bir büyüklük veya tümör oluştururlar.”

Yani ne imiş? Tıbbın kesin bilemediği bir nedenle hücreler çoğalmaya, işe yaramayınca da deforme olup kanser yararatmaya başlıyormuş. Bu itibarla tabii ki telalarlın haykırdıkları gibi o da, bu da kansorejen olabilir. Hatta basitçe her şey muhtemel kanseri tetikleyebilir. Sigara gibi tıbbın kanseri tetiklediği üzerinde hemfikir olunan bazı şeyler dışında birilerinin masumca uyarışları bu işten çıkar sağlamaya çalışan telalarlın ekmeğine yağ sürüyor.

Konuyu biraz açalım. Bilirsiniz, birçok ağrı kesici vardır, neden? Bir tane ağrı kesici yetmiyor mu? Tabii ki yetmiyor. Sizdeki ağrıyı kesen ağrı kesici bendeki aynı ağrıyı kesmiyor. Bu şunu kanıtlıyor. Her insan nasıl özel ise hastalığı da özeldir. Size iyi gelen nasıl bana iyi gelmeyebiliyorsa, bende hastalık tetikleyecek bir şey size yarar bile sağlayabilir. Bu bakımdan sağlığımız için onun bunun dediklerine değil, bizi tetkik eden hekimimize kulak verelim.

Bir anımla bitiriyorum.

Yıllar önce bir rapor için hastaneye gittim doktor bir akciğer röntgeni istedi. Aşağı kata çekim yerine indim. Bir kalabalık akla zarar. Sıcak bir yandan. Kendimi bahçeye attım. O zamanlar günde bir paketten fazla sigara içiyorum. Her boş zamanda olduğu gibi bir sigara yaktım. Tam sigaramı bitirmiştim ki aklıma akciğer röntgeni çekileceğim geldi. Yanlış yapmıştım ama dönüş yoktu. İçim huzursuz oldu. Çekim yerine bir bakayım dedim. Tam gittiğimde adım okunuyordu. Meğer bekleyenlerin çoğu yan taraf içinmiş. Çekim yapıldı. Bekledim, filmi alıp doktora gittim. Doktor, filme baktı, mutlu bir yüzle “işte sigara içmeyen bir insanın akciğeri, tertemiz” dedi. Gerçek mi dedim. Evet dedi tebrik etti.

Hiçbir hastalık, hiçbir tanı, hiçbir ilaç, hiçbir yöntem genele ait olamaz. Çünkü her insan tektir, özeldir.

İzmir 16.03.2017

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..