Sahibinden satılık, hazır kurulu örgüt-2

Nihayet, malumun ilanı gerçekleşti. İçeriği az çok tahmin edilen İmralı mektubu okundu, gerçi kürtçesi biraz problemli olmuş ama Sırrı Süreyya Önder Türkçe kısmında problem yaşatmadı!

Öcalan'ın verdiği mesajlar o kadar iyi niyet doluydu ki, Başbakanın söylediklerini aynen tekrar etmeye başlamıştı! Evet öyle ya da böyle Pkk'nın sonu geldi. Aslında bu süreç geçen yıl başlamıştı. Geçen yıl yazdığım "PKK'yı kim dağıtıyor" başlıklı yazıda, bu sürecin özellikle emniyet, asker ve istihbarat üçgeninin gayet güzel işlemesiyle oluştuğundan bahsetmiş ve ilk kez bu  kadar isabetli operasyonlar yapıldığını anlatmıştım. Bu işin biteceği yönündeki ışık o zaman belirmişti. 2012 Yılı bu barış ve çekilme sürecinin de temeliydi aslında. Çünkü Pkk şimdi zafer çığlıkları atsa da,  Karayılan efendi "biz savaşa da hazırız" gibi bir erkeklik!  taslasa da aslında savaşmayı bırakın, yerlerinde beslenecek takatlarının bile kalmadığını kendileri çok iyi biliyor.

Dünya terör tarihinde, eylem yapacak gücü olan örgütlerin  geri çekilip silah bıraktığı pek görülmemiştir.

Başbakan'ın sağ kolu Yalçın Akdoğan aslında işin can alıcı noktalarını açıkladı: 2012 Yılında yapılan KCK ve Pkk operasyonlarında, örgütün hazırlandığı ayaklanma ve yerleşim merkezlerindeki örgütlenmelerin önü alındı ve tabiri caizse "oyun bozuldu". Oyunun bozulmasının yanı sıra Pkk ilk kez en büyük icraatı olan karakol  baskınlardan istediği sonuçları alamadan dağılarak kaçmak zorunda bırakıldı. Hem kırsalda hem de şehir yapılanmalarında yaşadıkları bu hüsran örgütteki lider kadrosunun da birbirine girmesine sebep oldu. İşin özü Pkk 2013 başına gelindiğinde ilk kez çözülme sürecine bu kadar yaklaştı ve bu sürece girmekten başka yolu kalmadı.

Bu süreci uzaktan izleyen Abdullah Öcalan, hem kendini hemde  hem örgütü kurtarmak için son hamlesini yaparak "zaman barış zamanıdır, silahları bırakın" diyerek ortaya atıldı.

Çünkü öyle bir an gelmişti ki ne örgüt, ne de tarihi fırsatı haklı olarak  kaçırmak istemeyecek iktidar bu işten kendini soyutlayamadı. Öcalan'a kukla demek en kolayı ve bu söylemin büyük oranda da haklılık payı var, ama bir gerçek daha var ki Öcalan aynı zamanda akıllı bir kukla.

Şimdi ise gelinen noktada iki tarafta bu süreçten vazgeçemeyecek. Çünkü herşeye rağmen, silahların susması adına istemeye istemeye de olsa iktidara destek veren kamuoyu ve artık kepenk kapatmaktan, örgütü beslemekten ve korkularla çocuklarını yetiştirmekten bıkan BDP'li ve Pkk sempatizanı kitle  bu saatten sonra vazgeçene sırtını dönecek, bu tarihi fırsatı kaçırdığı için verdiği desteğini çekecektir. Başbakan'ın içtiğini söylediği zehir de, süreçte yaşanacak olası bir aksilikte tesirini gösterecektir. Şu an iki tarafta bıçak sırtında yürüyor. Umarım Devletim için sonu hayırlı olur!