Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca

Türk şiirinin en büyük isimlerinden birisi olan şair fazıl hüsnü dağlarca 1968 de ABD deki şiir formunda “Yaşayan en büyük Türk şairi seçilmişti.” Türkiye jürisindeki bütün üyeler oylarını şaire vermişti. Bugün orta yaş ve üzerinde yaşayanlarımız Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın ismini çok iyi bilirler. Bayramlarda , törenlerde sık sık onun şiirleri okunurdu. Kırk yıldır bu sıfatla anıldı. 94 yaşında 15 ekim 2008 aramızdan ayrıldı. Çocukluğumuzda okula giderken ders kitaplarından veya başka kaynak ve yazıları araştırırken şairin şiirlerini okumadan geçmezdik.

Aslında iki tane Fazıl Hüsnü Dağlarca var. Birisi okul ve çocuk şiirleri yazan, ikincisi daha sonra değişen imgesel şiirler yazan Fazıl Hüsnü Dağlarca, büyük bir şair olduğunu ikinci özelliğiyle kazandı. Şiirlerinde epik, dramatik, lirik özellikler görülmektedir. Televizyon ve radyo’da şair Fazıl Hüsnü Dağlarca için programlar yapıldı. Yazılı basında şairle ilgili yazılar ve röportajlar yayınlandı. Şair ismine yakışır bir şekilde anıldı. “Ben şiirlerimi Türkçe’yle yazıyorum. Şair konuştuğu dilin kimyasını çok iyi bilmelidir.” derdi. Şiirsiz geçen her saniyeyi yaşanmamış sayardı. 140 dan fazla şiir kitabı yazdı. Yaşasaydı Türk şiirine olan katkıları devam edecekti. İyi bir gözlemciydi. Şiirlerinde imgeleri kullandı. Kendi rotasını kendisi çizdi. Diğer şairlerden şiirleri farklıydı. Şiire yepyeni bir anlayış getirdi ve sürekli bir arayış içindeydi. Hatta bir konuşmasında “Şiir bir saat gibi olmalı içinde bulunduğumuz zamanı göstermeli, bir pusula olmalı gideceğimiz yönü işaret etmelidir. ”

Kısacası Fazıl Hüsnü Dağlarca kendine özgü bir şairdi. Kendi üslubu ve tarzıyla şiirlerini yazdı ve büyük bir beğeni kazandı. İlk şiiri 1933 yılında bir İstanbul dergisinde yayımlandı. Dağlarca'nın ilk şiir kitabı “Havaya çizilen Dünya “ dır. Çok sevdiği askerlik mesleğini daha rahat şiir yazabilmek için bırakmıştı. Türkçe’nin büyük şairi Fazıl Hüsnü Dağlarcayı kaybettik ve gözyaşlarıyla uğurlandı. 2008 yılının edebiyat dünyasındaki en acı olaylarından birisi şairin ölüm haberiydi. Türk edebiyatı büyük bir şairini kaybetti. Onunla ilgili şimdiye kadar şair ve yazarların, eleştirmenlerin görüşleri hep olumluydu. Şairin eserleri İngilizce, almanca , Fransızca, Rusça ve birçok dile çevrildi. Oturduğu evin müze haline getirileceği İstanbul’da kültür ve turizm bakanı tarafından duyuruldu ve çalışmalara başlandı... Şunu özellikle belirtmeliyim, sadece Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın değil diğer şairlerimizin de Türk şiirine büyük emek ve katkıları olmuştur.

Kendisini Türk şiirine adayan, 94 yaşında aramızdan ayrılan Türk şiirine yaptığı katkılardan dolayı şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın ismini bir kez daha saygı ve sevgiyle anıyoruz. Fazıl Hüsnü Dağlarcayla birlikte ebediyete intikal eden bütün şair, yazar ve sanatçılarımızın ruhları şad olsun. Yazımızı şairimizin güzel bir şiiriyle bitirelim.

Günlerinizin sağlıklı ve mutlu geçmesi dileğiyle hoşçakalın sevgili okurlar!....

Ahmet Demir- Salihli

AKDENİZ ACILIYDI XI

Denizin sakladığı bir şey var
Sevmek der kimi,
Kimi unutulmak.

Peki neden üşütür hep
Bu ağustos gecesinde
Karanlığın büyüklüğü?

Beni düşünme, demiştin ayrılırken
Düşünmüyorum ki
Düşüncem sende kalmış.

Fazıl Hüsnü Dağlarca