Şak şak şak Schalke!

Muhteşem bir skor, muhteşem bir sonuç: Galatasaray Avrupa'nın en iyi sekiz takımı arasında!

Başlıkta kullandığım "şak"lar Schalke'ye alkış değil. Galatasaray'dan Schalke'ye üç tokat ve Schalke yerde manasına..

Ama alkış olarak da alabilirsiniz çünkü Schalke'nin ikinci yarıda oynadığı oyun aslında alkışı hak ediyor. Ancak ilk yarıda kaçan treni ikinci yarıda yakalayamadılar. E haliyle tur da gidince bu alkışı ne kimse duyar ne de bir işe yarar.

Sonuçta Galatasaray çeyrek finalde!

Hele ilk yarıda yıllardır görmediğim kalitede oynayan bir Galatasaray vardı ki gelecek adına çok umutlandım, müthiş keyif aldım. 

2-2'den sonra hiç bir Schalke atağını izle(ye)medim. Totem totem üzerine!

Bu bir destan tabi. Ama Galatasaray'ın kağıt üzerindeki kadrosuna bakarsanız olması gereken bir sonuç.

Bu maçın teknik analizi yapılmaz aslında. Ama bir kaç gün önceki yazımı hatırlatarak küçük bir değerlendirme yapalım.

Fatih Terim, Melo, Burak veya Snijder'den birinden vazgeçmeli, çünkü ya kanatlar işlemiyor ya da Sneijder solda oynamak zorunda kalıyor demiş ve üç alternatif sıralamıştık. Ancak Fatih Terim 4. bir alternatifle oynadı ve Selçuk'u sola çekti. Hakkını teslim etmeliyim ki çok da güzel oldu.

Zafer sevincini doya doya yaşayacağız. Biz bunu yaparken Fatih Terim de Galatasaray'ın ikinci yarıdaki oyununa çareler düşünmeli. Yani skor avantajına sahipken, rakibin sürekli kendi kalemizin önünde oynamasını engelleyecek bir anlayışı yerleştirmeli.

Tebrikler Terim, tebrikler Galatasaray..