Sakalı Bıyığı Çekmek

Çocuk biraz palazlanıp kendini bilmeğe başladığında, başkalarının da sınırlarını öğrenmek için müthiş atılımlarda bulunur.

Acaba annem nasıl bir insan, acaba babamın tahammül sınırları ne kadar? Çocuk babasının kucağına oturur, yüzüne gülümser, bıyığını çekmeye başlar, güler? Aslında düşündüğü, aradığı , “babam bana ne zaman kızacak, tokatı ne zaman vuracak…” sorusunun cevabını bulmaktır. Babası , gülümser, bıyık çekilir; çocuk gülümser, baba gülümser. Kulak çekilir, babanın canı yanar, tokatı aşkeder... Çocuk ondan sonra sınırın nerede başladığını nerede bittiğini anlar.

Herkesin bir sınırı vardır. İnsanlara yüklenirsiniz. Eziyet edersiniz. “Mobbing” ğe insanlar bir yere kadar katlanırlar. İşyerlerinde bu çok görülür. Kadınlar üzerinde, sessiz personel üzerinde yıldırmaya yönelik, küçümseme, sarsak davranma, itip kakma veya taciz etme şeklinde süre giden tavırlar. Asıl amaç istenilmeyen o elamanı şu veya bu şekilde ortamdan kaçırtmak, uzaklaştırmak veya açıkça yenilgiye uğratmaktır. Eziyet yapan kimse, “ben senden üstünüm..” der bütün davranışlarıyla; sen bir hiçsin. Bu ortamda ben seni mahvederim. Bu çeşit eziyet davranışlarına uğrayan kişi ya sürekli geri çekilmeye, meydanı rakibine bırakmaya razı olur ve sonunda kişinin, özvarlığı silinip gider; zalimin bir yalakası durumuna düşer; el etek öper hale gelir. Yada hiçbir zaman başını eğmez, eyvallah, demez; gidebileceği en kötü duruma kadar sürüklenir . Ama bakarsınız, bir anda hiç belli olmaz, Zalim öylesine belalara uğrar ki, ne olduğunu anlayamaz.

“Mobbing” (Türkçesi yok, bulmak gerekir) . Hadi biz “Eziyet diyelim” Mobbing’in tanımı toplu bir iş yerinde kişilere yapılan duygusal saldırı yada psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı vermek, özellikle hiyerarşik yapılanmış gruplarda ve kontrolün zayıf olduğu örgütlerde, gücü elinde bulunduran kişinin yada grubun, diğerlerine psikolojik yollardan, uzun süreli sistematik baskı uygulamasıdır.

Doğrudan yada dolaylı yoldan saldırıya uğrayan kişiler durmadan geri çekilirler ama, durmadan da kendilerince birtakım taktik ve stratejiler geliştirirler. Çünkü bilirler ki bu davranışlar kendileri yenilinceye kadar, silininceye kadar devam edecektir. Bazen çekişme oldukça denk kuvvetler arasında olabilir. Bazen de taraflardan biri ötekinden çok üstün güçlerle donanmış olabilir. Aşağı durumda olan sürekli ezilecektir, sürekli geri çekilecektir.
Bu durumda ne yapılmalıdır.

Böyle durumlarda insanoğlu tabiatı, daha doğrusu hayvanları kendine örnek almalıdır (bilmiyorsan doğaya bak). Doğa sana yardım edecektir….

Kediler köpekler karşısında ne yaparlar? Önce sürekli kaçarlar. Ama iyice kıstırıldıklarını anlayınca tırnaklarını çıkarır, sırtlarını kamburlaştırır, karşıdakinin hücum etmesini beklerler kocaman köpek boş bulunup daldığında burnunun üzerine kedinin tırmığını yer ve acıyla bağırır; ne olduğunu anlamamıştır, bu ufacık varlığın kendisine böyle nasıl karşılık verebildiğine anlam veremez, şaşırıp, vay anam diye kaçar.

Demek mi neymiş.
Sonsuza kadar geri çekilmenin anlamı yoktur. Sizin üzerinize hep gelirler ve sizin gücünüzü hep ölçerler. Sürekli korkarsanız, geri çekilirseniz, aman efendim, sepet efendim, derseniz..zokayı yutmuşsunuz, demektir. Ondan sonra köpekleşmeye ve üstünüzün arkasını yalamaya devam edersiniz.

Ama zamanı gelince tırnaklarınızı çıkarmasını biliyorsanız ve attığınız tırnağı rakibinizin tam burnuna oturtuyorsanız o zaman rakibinizin söyleyeceği söz kalmaz. Kıçının üzerine devrilip oturur. Hem ele güne rezil olmuştur. Hem de beklemediği bir tokat yemiştir.
İşte mobbing böyledir.

Hem insanlar üzerinde, hem de kurumlar üzerinde işkence mümkündür.
Ne kadar katlanırsınız. Valla tahammülünüz bilir. Ne kadar sabra sahipseniz o kadar dayanın. Bu işi şeref işi, onur işi diye de almayın; o zaman silaha sarılmanız gerekir ki; bu da içerde en az 30 sene demektir. O alçak için değmez. Onu hesap edin, ondan sonra tokatınızı yapıştırın.

Sözüm bütün toplumlarda, işkence kurbanı olanlara adanmıştır. Ne olur, tırnaklarını çıkar Gülsarı... Tırnaklarından başka kaybedeceğin hiçbir şey yok... Bunu görmüyor musun?