Saklı bahçe

Orası
Gizli bir mabet gibiydi içimde
Morun, mor
Kırmızının, kırmızı olduğu yer
Ağır aksak adamdı, ama olsun
İlyas usta işinin erbabı
Bir dikişte içerdi bir şişe şarabı
Kahretmezi, küfür etmezdi
Meyaneciydi amma asil adamdı
Sarı bir yaprak gibi düşünce akşamları
Aşkımızı meşkimizi teslim ederdik
Kaldırır kordu dolaba
''Unutmayın giderken alın derdi''
Beni de Osmanı'da kardeşi gibi severdi
Doldurur, doldurur verirdi her istedikçe
İşte böyle bir yerdi anılarımda
O saklı bahçe..

''Yaz oğlum''Derdi
''Benim hayatım varya
Allahıma dinime romandır.
Bir düdüklü tencere için
terketti karım beni.
Yıllar varki çocukları görmedim.
Anasıyla gitti dürzüler..
İşte meyhane, işte ben
Allahını seversen
ben kötü adammıyım?..''

Ağı aksak adamdı İlyas usta
Bir ayağı topal
Ne para, ne mal
Umurunda değildi adamın
Yazardı hesabı deftere
İki adana, iki rakı, iki cacık
Vesaire..Vesaire...

Osman kıllanırdı bazan
''Çürüyüp gideceğiz burada'' Derdi
Yalan,
Hesabı beş ayda bir öderdi
Evde karısı
Kaynanası, ana yarısı
Çor çoçuk
O'da ayrı bir alemdi işte
Akşamları her gelişte
Ya katlanmış olurdu, ya bölünmüş
Sorardım ''Osman ne iş?''
''ANam ağladı'' Derdi
Yada bütün gün ölmüş...

Haber aldım
Vallahi donakaldım
İlyas usta ölmüş
Hemide kaç yıl önce
Ne meyhane kalmış, ne saklı bahçe..
Erkek adamdı İlyas, erkekçe
Nice emanetlerimizi sakladı dolabında
Sarı bir yaprak gibi düştüğümüz günler
Ahhh saklı bahçe, vah saklı bahçe...

Ali SÖNMEZ