Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Salaklar gezegeni

Salaklar gezegeni
 

O


Samanyolu diye adlandırılan büyük gök adanın kenar köşesinde bir yıldız varmış ve çevresinde dönen gezegen parçacıklarının birinde her nasıl olmuşsa yaşam formu gelişmiş. Büyük zaman aralığından sonra, neredeyse uzay zaman birimine göre son dakikada ortaya çıkan yeni bir canlı türü diğer tüm canlılar üzerinde egemen olmuş. Bir zaman av olduğu diğer güçlü türlerin dahi avcısı olarak hakimiyet kurduğu bu gezegeni sahiplenmenin sarhoşluğuna öylesine kapılmış ki, yaşadığı yeri tüm evrenin merkezi ve kendisini de özel yaratılmış, bulunmaz Hint kumaşı sanarak kutsamış.

Tüm evrenin merkezine sahip ve yaratıcının kendisinden bir parça olmanın gurur ile yaşayıp giderken önce uyuzun biri çıkıp o gezegenin Evrenin merkezi olmadığı Güneşi etrafında dönen sıradan bir gezegen olduğunu söylemiş. Yıl 1540

Gene de kendini Tanrının yarattığı özel imalat sanarak gururlanan kendine insan diyen bu türü, 1859 da bu sefer kendini bilmez bir biyolog, diğer tüm canlılar ve özellikle hayvanlardan ayrı olmadıkları hatta çok yakın akraba oldukları hakkında çok geçerli bir teori ile, hayvanlar alemin in bir türü olan primatların çocukları olduklarını açıklayan çok gerçekçi bir iddia ile aşağılamış.

Bu gezegende tutulan tarihin 19 uncu yüz yıl sonu ve 20 yüzyıl içinde yaşamış psikologlarının ortak çalışmasının sembolü olarak, Freud isimli bir zat ta üstelik bu hayvandan dönme canlının onarılmaz ruh hastalıkları ile boğuşan zavallı olduğunu söyleyerek son darbeyi vurmuş, bu özel yaratıldığına inanan canlıya.

Gerçekten de bu günkü bilim seviyesinden bakıldığında, insan denilen bu türün kalıtım bilgi deposu ile sonradan gelişen üst beyin bilgisinin çatışması içinde bocalayan zavallı, kalıcı olamayacak bir yaşam geçiş formu tür olduğu, kabul gören en geçerli savdır.

Nitekim birlikte, küçük büyük gruplar halinde sosyal yaşamaya muhtaç insan aynı zamanda yaşa ve üre bencil kodları ile donanmış bir yazılımın esiri olarak, tüm hayatın benmerkezci olarak sürdürmek zorundadır. Yaşayan türlerin hepsinde ortak olan bu ana yazılım insanın kendinden büyük güçlere karşı ortak yaşam mücadelesinde birlikte olmasını desteklerken, iş kazanımı paylaşmaya gelince –Önce ben ile- başlar.

Bu yapısal sorun Dünya üzerindeki nimetlerden pay bekleyen büyük insan kitlesinin aslında ortada kalmamış diğer tür av hayvanları yerine konulması ve azınlık avcılar tarafından, üstelik yasalar ve silahlarla donatılarak artan bir vahşetle avlanmalarına neden olmaktadır. Güya bireyleri korumak vaadiyle organize olmuş devletler bu sürek avının sürdürülebilmesi için düzenlemeler yapar, av partisini kader haline dönüştürürken ne tuhaftır ki en büyük desteği de sayısal çoğunlukta olan avlarından almaktadırlar.

Paylaşımı bekleyen çok büyük sayısal çoğunluk en açık ve adi bir biçimde haklarını çalanlara destek olmaya devam ederken, ortada olmayan, ancak ölümden sonra gerçekleşeceğini bekledikleri bir adaletin tecellisine bel bağlamış beklemekle yetinmekteler.

En küçük şekilde organize olarak hırsızlara, dolandırıcılara kasa görevi gören banklara sahip çete devletlerden, tüm Dünya halklarından çalınmış servetlerin hesabını bile soramayan bu büyük çoğunluk, insan denilen canlı hiç şüphesiz ki ne Evrenin merkezinde olmayı hak eden, ne özenle yaratılmış bir tür ne de akıl sağlığı yerinde diyebileceğimiz bir yaratık olmakla kalmayıp belli ki epey de salaktır.

Bu gezegen üzerinde kurduğu yaşam biçimi egemenliğine bakınca geçici bir yaşam formu olmasına da şükretmeliyiz sanırım.

Gerçekte olmayan, masal ve hikayelerde yarattığımız İnsan, belli ki birkaç anomali dışında bu gezegende henüz doğmadı.

Saygılar

 
Toplam blog
: 88
: 265
Kayıt tarihi
: 14.10.11
 
 

İstanbul 1946 doğumlu, gazetecilik yüksek okulu eğitimliyim. Müzik ve her türlü spor aktivitesi y..