- Kategori
- Kitap
Salkım Hanımın Taneleri - Yılmaz Karakoyunlu
Hissettiğim hep geceydi.
Dursun, Nimet, Bekir, Nefise, Halit Bey!.....
İstanbul'a madem gece giriş yaptın, ne yaşarsan yaşa, yine gece çıkış yapacaksın!
Suzan sabırla Hilmi Bey'i bekledi, ya sen, ya ben? Mösyö Lui, Nora'dan sonrası yok mu?
Kitabı elime aldığımda, dolacağımı sanıyordum, dolmadım. Boşalmadım da! Halit Bey'i anlamaya çalıştım, anlayamadım. Bekir ile Dursun tamam, bildik; ama ya Hilmi? Suzan aldı götürdü beni....Bıraktığı yerde kimsenin elini tutmadım.
Nora, derin bir acı.
Gece girdim kitaba ve yine gece çıktım kitaptan. Yolda başladım ve yolda bitirdim kitabı. Nefise'nin çıkışı aradığı yerde, giriş kuyruğundaydım.
Kitap bende karıştı, ben kitapta. Dönemi yakalayamadım ama, içinde bir yerlerde bana yakalandım. Yanımda kim vardı? Hatırlamak için kitabın sayfalarını karıştırdım; Leon Baba!
İstanbul'a geldiler, İstanbul'u onların elinden aldılar ve bir daha geri vermediler.
1. Not: Seç birini deseler, hangisi olurdun; trenle gelen mi, yoksa dönen mi?
2. Not:
Kusurumuz Lui,
hayatın içine giremememiz,
yüzeyde yaşıyoruz,
sonucu ya trene binip
gidiyoruz
ya da dönüyoruz;
arada bir gülüp
ağlayarak
teselli buluyoruz,
yaşadık diyerek.
Ş.Y.