- Kategori
- Mizah
Şamanizm ile Budizm arasında kaldım!
Rahmetli dedem vasiyet etmişti!
“Öldüğümde beni bastonumla gömün evlatlarım!”
Ciddi söylüyorum!
Merak etmiştim!
“Dedem neden böyle bir vasiyette bulundu? Ne yapacak orada bastonu?”
Eski Türklerde adetmiş. Yiğit atıyla, kılıcıyla, varsa bastonuyla gömülürmüş!
Şaman âdeti yani!
Yoksa dedem gizli bir Şaman mıydı?
Şüphelenmiyordum değil! Koca bir ocağımız vardı odada! Sırtını verir yatardı ocağa!
“Ahmet Ağa, ben uyuyorum; odunlar biterse şu meşe kökünü atarsın ocağa ha! Unutma; üşümeyeyim! “
“Namaza uyandırayım mı dede?”
“Kaza ederim!”
“Gece işin zor dede!”
“Niye?”
“ İki vakti es geçtin de!”
“Allah rahman ve rahimdir oğlum!”
“Kaskolu yani! (şimdi diyorum! o zaman sıkardı biraz!)
Köydeki evimizin saçağında at kafası sallanırdı!
"Evimizi kötü ruhlardan korur oğlum!" Demişti dedem!
Dayımlar dağda iş yapıyorlardı! Kesim işi! Gittim birgün yanlarına! Akşam üzeri koca bir ateş yaktık etrafında sıralandık.
Gecenin yarısı herkes kıvrıldı ateşin etrafına uyudu! Dayımın ön dörtlüsü belimde olduğu halde korkudan uyuyamadım!
Sırtımı ateşe dönsem yüzüm üşüyor, yüzümü dönsem sırtım! Horlayanlara ilk defa orada kızmadım! Arkadaş oluyor
geceleri!
Genlerimizde kırıntıları kalmış Şamanizmin!
Geçen Sayın U. Kesici’ye yorumumda yazdım!
“Kızıyorum Şaman olacağım!” Dedim!
Fakat kararsızım!
Budizme de merak saldım birkaç gündür!
Çinlileri ve Korelileri tanıyorum Iraktan! Balık arkadaşlarım! Onlar daha ustaydılar bu işte! Oltaları attıkları gibi yayını
yakalamaları bir olurdu! Hemen oracıkta postunu soyar çiğ çiğ mideye indirirlerdi zavallıları!
El- Kumait’ta köpek kalmamıştı. Temizlemişler! Bana önce ters gelmişti bu!
“Ne midesiz adamlar yaratmışsın Allahım!” Derdim hep!
Düşünüyorum da şimdi, ne kadar haksızmışım!
Hayvanları aşağılamışım ben! Allahın yarattığı o hayvanları görünce midem bulanıyordu yahu! Beni görüp de midesi
bulanan biri olsa kahrederim!
Bunu Budizmde buldum arkadaşlar!
Empati buydu işte!
Şamanizmle Budizm arasıda git-gellerdeyim!
Akıl verin!