Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '16

 
Kategori
İlişkiler
 

Samanlıkta iğne & Yanaklarına dokundu Kızın - 2. Bölüm

Samanlıkta iğne & Yanaklarına dokundu Kızın - 2. Bölüm
 

Samanlıkta iğnemizi aramaya devam ediyoruz;

İşte sihirli cümle, seni çok seviyorum, duyduğunuz anda mutluluk hormonlorunuzu harekete geçiren kelimeler topluluğu. Peki seviyoruma kadar nasıl geliyoruz biraz bunu konuşalım.

Nasıl başlamıştık ilk yazımızda hatırlıyor musunuz, bir genç, kız arkadaşına en içten ve doğal haliyle sevdiğini ifade etmişti ama sormuştuk kendimize artık eskisi kadar saf yaşıyor muyuz sevgileri ve büyük aşklar nereye kayboldu ?

Öncelikle şunu belirteyim, yazdıklarım sadece normal insanlar için, umarım siz de onlardansınız ama sırf ego tatmini için insanların duygularıyla oynayanlar lütfen okumayın bunları...

Evet hepimizin az çok fikri var değil mi bu konularla ilgili, yapmaya çalıştığım fikirlerinizden sıyrılarak biraz da kendinize dışardan bakmaya çalışmanız ve kendimizi görmek, tekrar yelkenlerimizi sevgi rüzgarıyla dolduracak gücü bulmak kendimizde, büyük aşklara uzanmak.

Öncelikle insanoğlu sevgiye ve güvene muhtaçtır, hemfikiriz değil mi, bebekliğimizde en çok kime sarılıyoruz, annelerimize, salt bir sevgi ve güven kaynağı, kokusu bile uykuya dalmamıza yetiyor. Evet sevme ve sevilme isteğimizin kaynağında da bu var, güven ve sevgi kaynağına olan ihtiyaç, bulduğumuz anda da salıyoruz kendimizi. Bunun kadını erkeği de yok, tüm bireyler buna muhtaç yaşıyor, yapılan araştırmalar da bunu doğruluyor, erkek için güven hissi, kendisi ile ilgilenecek, her şeye yetişebilecek anneden sonraki varlık, becerikli ve sevgi gösteren kadınlara yöneliyor erkekler. Peki ya kadınlar, durum aynı, yine sevgi gösteren ve koruyan bir varlık, sadece küçük bir fark var, kadın ruhu biraz daha fazla incelik istiyor, gerçek deneyler var, eş adayına karşı kibar olan erkeklerin birliktelik oranı daha yüksek, hatta bir adım daha ileri gidelim mi, üzerimize alınmayalım ama şempanzelerde bile durum aynı, yukarıda anlattığım tüm olguları çeşitli şekillerde deniyorlar, seçim yapan dişi ve erkekler de aynı bizdeki gibi hareket ediyor, hepsi insanlar gibi. Yani istesekde istemesek de bir kere iç güdüsel olarak eşlerimizi seçmeye çalışıyoruz.

Tamam neden iyi bir ilişkiye ihtiyaç duyduğumuzu hemen hemen anladık, Bunlar aynı zamanda salt bir aşk yaşamanın da ilk aşamaları. Hani artık yaşanmıyor denilen sevgilerin yaşanamamasın da bu duygulardan uzaklaşmanın büyük payı var. Şimdi kendinizi tartın bakalım, sizler için de bunlar geçerli mi... Peki siz de salt bir şekilde sevgiyi bulmak istiyorsunuz, bir sonraki aşamaya geçelim. İhtiyacımızı belirledik peki bunu doğru kişilere ve doğru şekilde mi yönlendiriyoruz, yani doğru zamanda doğru insana isteğimizi aktarabiliyor muyuz.

Önce doğru şekilden bahsedelim, genel olarak çekingenizdir, ihtiyaçlarımızın öncelikle kendi kendine yerine gelmesini bekliyoruz. Önce bekliyoruz, bu da yine çok eski bir güdü insanoğlu için, kendi kendine bir şeylerin olması. Yani düşünün, tam aradağımız gibi bir insanın gelip bizi bulması ne güzel olurdu değil mi ama gerçek hayatta bu çok nadir oluyor. Düşünün bakalım kaçımız içimizden geldiği gibi sevgili olabilecek her ihtimale açılabil dik, ya da fırsatı kaçırdığımız için arkasından keşke dediğimiz insanlar var değil mi. İşte hepsinin kaynağı reddedilme korkusu, bu da bi koruma mekanizması, toplulukta kötü duruma düşmeme isteği.

Aslında bu aşılması kolay bir durum, nasıl biraz konuşalım mı diyecektim ki yazının uzadığını gördüm, fazla vaktinizi almayayım, devamını bir sonraki yazımızda paylaşalım.

Fikirlerinizi ve yorumlarınızı da bekliyorum, ayrıca

twitter adresim; @dincerozden

instagram: dincer.ozden

Sevgiyle Kalın 

(yazı dizisini istediğiniz sanal ve/veya sosyal ortamda paylaşabilirsiniz)

 
Toplam blog
: 21
: 2723
Kayıt tarihi
: 13.07.13
 
 

İstanbul doğumluyum ve bu Şehri çok seviyorum. Finans Sektöründe çalışıyorum. Sinema, kitap, spor..