Şampiyonlar Ligi Galatasaray Manchester United

Galatasaray-Manchester United:(1-0)
 
Galatasaray Şampiyonlar Ligi H Grubunda 5.hafta maçında İngiltere Premier League ekiplerinden Manchester United ile Ali Sami Yen TürkTelekom Arena'daki karşılaşmasında tribünlerin tamamen dolu olduğu bir ortamda Ali Sami Yen cehenneminin atmosferini sarı-kırmızılı vefakar taraftarlar fazlasıyla hatırlatırcasına bir geleneği sürdürmenin keyfini ve coşkusunu yaşıyorlardı. Galatasaray,her ne kadar kadrosunda pek çok eksik barındıran bir dünya devini ağırlarken ve maç öncesi de ibre kendisinden yana gibi gözükse de sonuçta bu ligin Şampiyonlar Ligi olduğunu göze aldığımızda oynadığı Manchester her zaman Manchester'dır...
 

Teknik Direktör Fatih Terim bu maçta defansta önemli bir revizyona gitti ve son haftaların formsuz ismi Cris'i kulübeye çekerek defansta Semih Kaya'nın yanına Danny'yi monte etti.Deneyimli teknik adam bu değişikliğin meyvelerini maç sonunda fazlasıyla alıyordu ve Galatasaray 3.kez İstanbul'da United'a karşı yaptığı maçı gol yemeden kapama başarısı gösterdi....
 
İlk yarıda Galatasaray özellikle sol kanattan özellikle Riera'nın  etkili bindirmeleriyle etkili olmaya çalışsa da ama buna Ambraabat da zaman zaman eşlik etti.Sağ kanatta ise Hamit Altıntop çabalasa da saman alevi gibi parlayıp sönen bir yıldızı andırıyordu adeta.Sonuç olarak Galatasaray ilk yarıda kanatları etkili kullanamayarak adeta yumruklarını boşa sallayan bir boksör misali rakibini nakavt etmede son vuruşu bir türlü yapamadı dersek fazla abartmış olmayız.Hele bir de buna geçen senenin en iyi performansını gösteren Eboue'nin de etkisiz futbolu eklenince Galatasaray bir türlü ileride Burak Yılmaz'ı topla buluşturamamasının sıkıntısını fazlasıyla yaşadı. Bu durumda yapılacak tek şey kalmıştı rakibi göbekten(ortadan) delmek. Ama her ne hikmetse Fatih Hoca elinde Emre Çolak gibi genç bir virtüözü neden hiç düşünmedi diye sormadan da geçemeyeceğiz.Ayrıca son haftalardaki çıkışıyla Yekta ve uzun süren ceza dönemini atlatan Engin Baytar da keza bu bölgeye ilaç olabilecek kapasiteye fazlasıyla sahipti işin doğrusu...
 

Galatasaray maça aslında hızlı başladı 22.dakikada soldan Selçuk İnan 'ın yaptığı enfes ortaya Burak Yılmaz müsait pozisyonda kafayla yükseldi ancak top az farkla üstten auta çıktı.
 
İlk yarıda sağ kanatta etkisiz kalmasına rağmen Hamit ceza alanı dışından çok güzel vurdu ve İngiliz kaleci Lindegaard aynı güzellikte çıkardı.Eğer bu gol olsaydı Şampiyonlar Ligi'nin en güzel golü olurdu hiç şüphesiz ki.Galatasaray adına da maçın kırılma anı diyebiliriz. Kim bilir belki de gol olsa Galatasaray'ın maçı daha farklı kazanması işten bile değildi.
 
Manchester United 'ın ilk yarıdaki en önemli tehlikesi köşe vuruşundan gelen topa 42.dakikada Anderrson ortaladı arka direkte arka direkte Powell kafayı vurdu ama top direkten döndü.Bu pozisyonda İngiliz temsilcisinin maç boyunca yakaladığı yegane önemli fırsatlardan biriydi.
 
Fazla pozisyon üretilmeyen ilk yarıda Amrabaat'ın soldan ceza alanını içinde omzundan tutularak bariz çekilmesini göremeyen İspanyol hakem Carlos Velasco Carballo maçın gidişatına fazlasıyla tesir etti.
 
İkinci yarıya Galatasaray etkili başladı.Sağdan Eboue 'nin nefis ortasına Melo'nun uçarak vurduğu kafa adeta ileride gelecek golü müjdeliyordu .Bu pozisyonda Lindegaard'ın yaptığı jenerikliğe geçecek kurtarışının hakkını vermek lazım.
 
Ve nihayet beklenen gol Burak Yılmaz 'la geldiğinde dakikalar 53'ü  gösterdiğinde Ali Sami Yen Arena adeta yıkılıyordu.Selçuk İnan'ın  kullandığı köşe vuruşunda Burak Yılmaz kafayla topu ağlara göndermekte fazla zorluk yaşamıyordu.
 
58.dakikada Galatasaray defansı az adamla yakalandığı anlardan birinde Manchester forvetlerinin Galatasaray defansını 2'ye 2 yakaladığı pozisyonda Macheda'nın pasıyla buluşan Hernandez ceza alanı içinde uygun pozisyonda çok kötü vurarak takımını mutlak goldenetti.Kimbilir belki de bu pozisyon maçın kırılma anıydı.
 
Manchester United golden sonra oyuna daha fazla ağırlığını koyarak Galatasaray kalesini az adamla yakalayarak tehlikeler yaratma peşinde olsa da Galatasaray da buna karşın her an orta alanda presle kaptığı toplarla savunma hattı çizgisini biraz daha ileriye taşıyan Manchester defansına gönderdiği derin paslarla boşlukları yakalamaya çalışarak hücumda etkili olmaya çalışıyor. Galatasaray'da.özellikle golden sonra Manchester'ın daha çok topla oynayan takım olduğunu görüyoruz Galatasaray ise kontra-ataklarla buna yanıt vermeye çalışan tarafolduğunu gördük.
 

65.dakikada Selçuk İnan'ın akıl dolu ara pasında topla buluşan Eboue sağdan kale çizgisine 0'dan indi ve nefis bir orta yapsa da kaleciyi geçen topa ceza alanı içinde tek bir Galatasaraylı oyuncunun olmaması olası mutlak bir tehlikeyi de önlüyordu.Galatasaray'ın bu dakikalarda oyunun temposunu maçı kazanmak adına ivedilikle düşürmesi lazım.73.dakikada Galatasaray'da savunmanın arkasına atılan derin pasa hareketlenen Hernandez'den önce Muslera savunmasının da kontrolüyle topu bloke etti.
 
75.dakikada uzun bir aradan sonra Galatasaray'ın rakip kaleyi yokladığı anlarda kazanılan serbest vuruş soldan Selçuk'la kullanıldıyükselen Burak Yılmaz'ın kafası az farkla kalenin yanından auta çıkıyordu.Galatasaray'ın orta alanda kaptığı topla geliştirdiği ani atakta Amrabaat'ın enfes pasıyla ceza sahasında buluşan Burak Yılmaz yerde kalıyordu ancak burada hakemin tecrübeli oyuncuya kendisini
aldatmaya dönük gösterdiği sarı kart yerinde bir karardı.
 
78.dakikada Hamit kaleyi cepheden gören bir pozisyonda 30 metreden kaleyi yoklayarak adeta bir füze gönderdi ve top üst direğe çarparak kale çizgisinin dışına vurduğunda tribünler de hop oturup hop kalkıyordu adeta.80.dakikada Ambraabat alkışlarla yerini genç EmreÇolak'a bırakıyordu...
 
Oyunun son bölümlerine girildiğinde Manchester United'ın topurakip sahaya gezdirirken orta alanı çok rahat geçtiğini gözlemledik. Galatasaray ise daha çok savunmada kalarak orta alandan kapabildiği toplarla rakip kaleyi yoklamaya çalışsa da bunda pek başarılı olduğunu maalesef söyleyemeyeceğiz.Ama bu durumu da kabullenmek gerekiyor sonuçta Galatasaray belki de dünyanın en iyikulübü olarak lanse edilen takımı karşısında oyunun son bölümlerine önde girmenin de vermiş olduğu avantajı sonuna kadar lehine kullandı. Bu Fatih Terim'in takımı savunmaya çekme adına uyguladığı taktik mi dir yoksa takımda düşen kondisyonun dışa vurulmuş hali midir? Bunlara cevap aramak en azından belki bu maç için gereksiz kalıyor çünkü futbolda kazanan her zaman haklıdır hele de yendiği takım bir dünya deviyse.Sonuçta Galatasaray çok iyi oynamasa da gol yemeden kazanarak gruptan çıkma yolunda büyük avantaj sağlayarak ve önemli bir virajı da kayıpsız atlattı.Ve nihayet ''Avrupa Fatihi' yeni mabedinde dev bir ekolün temsilcisini yenmek de nasipmiş.Ne desek azdır...
 

Yorum:Erdem Dinseven