Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '11

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Sandığın şifresi gözbağı...

Sandığın şifresi gözbağı...
 

Çok şükür, 2011 seçimleri bitti. Bir tarafta devletin yeni sahibi diğer tarafta ise muhalefet partileri yarıştı.

Herkes galip, yurttaş hariç.

Seçim sürecinde asıl konuşulması gerekenler “kaset, alçak, şerefli, şerefsiz” ve çılgın projelerin gölgesinde kayboldu gitti.

Memleketin sermayesi çıkan sonuçtan memnun, etekleri zil çalıyor. AKP tek başına anayasa yapacak çoğunluğu sağlayamadı. Para yönünü görebiliyor bu sermaye için iyi!

CHP’nin zaten iktidar olamayacağı belliydi.

Artık küresel sermayenin beklentilerine uygun olarak sürdürülen ekonomi politikaların önünde yakın gelecekte görünür engel yok. Tek sorun sıcak para girişine dayalı kırılgan ekonomik modeli devam ettirebilmek. Cari açığın büyümesi engellenemiyor, balon şişiyor, patlarsa “Yunanistan gibi oluruz” diye uyarılarda bulunan ekonomistleri yurdum insanı dikkate almadı.

Enflasyon dişini göstermeye başladı.

Kamu çalışanlarına yapılan zamlar ilk çeyrekte eridi.

Erdoğan’ın şahsında vücut bulan AKP halktan bir dört yıl daha vize aldı.

Balkon konuşması “uzlaşma” çağrıları, helalleşmeler ülkenin “karizmanın” gölgesinde dikkate alınmayan devasa sorunlarını çözmeye yetmeyecek.

Soru çok!

Ülke daha demokratik bir iklime mi savrulacak yoksa balkonda konuşulanın balkonda kaldığı geçmişte verilen sözlerin unutulduğu ve muhalif sesleri zaptu-rapt altına alındığı yolda “Durmak yok yola devam” mı denilecek.

Benim öngörüm bu dönemde devletin yeni sahibinin egemenliğini pekiştirmek için demokratik tepkilere tahammülsüzlüğünü artırarak devam ettireceği yönünde.

Dereler satılmasın diye yürüyen solculara, devrimcilere gösterilen tahammülsüzlük ile ip uçlarını veren yeni vesayetin yerleştirilmesi için daha otoriter bir yönetim sergilenmeyeceğini kim iddia edebilir ki.

Bırakın Türkiye’yi bir tarafa, İslam ve Türk coğrafyasında söz sahibi olmak iddiasındaki “Yeni Osmanlıcılık” hayallerinin “Enver paşa”lar yaratması ihtimalinden bile söz ederken ürküyorum. Malum kendi evinin içindeki sorunları halledemeyen, yeteneksiz, öngörüsüz ve de cesaretten yoksun siyaset erbabının şimdilik dışarı ile ilgili olanlarını ham hayal ya da seçim kazanmak uğruna yapılan gözbağcılık gösterisi olduğuna kanaat getirerek rahatlamayı seçiyorum.

AKP iktidarında MEB bütçesi 7.5 milyar dolardan 34 Milyar dolara yükseldi. Lakin ne eğitimin kalitesi, ne de başarısı ve sınav sistemi değişti. Bedava kitap dağıtma vatandaşın gözünü bağlamaya yetti.

Şifre skandalları bile gözbağını çözmeye yetmedi.

Sağlık farklı mı ki, alınan katkı payları şimdilik belli ki vatandaşın canını yakmıyor. İstediği yere, hastaneye ‘gidebilme’olanağı ileride pahalı tedavi paketleri ve katkı payları gündeme geldiğinde ne olacak. Devlet hastaneleri özelleştirmenin projeksiyonunda olmalı. Dereler,ormanlar. Satacak ne kaldı ki. Yeni alanların başında kamunun elinde bulunan sağlık/hastane sermayesi önemli bir kalem.%49.9’luk oy desteği uygulanan neoliberal politikalara onay vermedi mi, ‘durmak yok yola devam’ öyleyse.

Ekonomi başarılı” gözbağı öyle bir tuttu ki, kimse bu başarılı ekonomi yönetiminde neden ha bire mali afların gündeme getirildiğini seçmen olarak sormayı akıl edemedi.

İhracat, ithalat, iç borç dış borç rakamları nedense hiç konuşulmadı. Seçmen kendi basit çıkarına bakarak gelecekte ödeyebileceği bedelleri aklının ucundan geçirmedi.

Çiftçinin 4 liraya aldığı mazotu dönüm başına ödenen tarla parası unutturdu. Ürettiği ürünün para etmemesi, her şeyi ithal eden bir tüketim ekonomisine dönüşmemiz umurunda bile olmadı. Çay, fındık, tütün, üzüm, zeytin üreticileri ürün fiyatlarından çok mu memnun ki desteğini bu politikaları uygulayan iktidara verdi çoğunlukla. Yurttaş elbette küçük çıkarlarını düşündü ve sözde “İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün” sloganın gözlerini bağlamasına gönüllü izin verdi.

Yeni CHP Kılıçdaroğlu’nun neredeyse tek başına koşturduğu seçim sürecinde topluma gerçekleri anlatarak “kral çıplak” diyemedi. AKP’nin belirlediği alanda top çevirdi. Klasik seçim söylemlerinin, saldırgan üslubun oy getireceği yanılgısı pahalıya patladı. Elbette vekil adayları tercihlerinin, örgütteki tasfiyenin de payı var kuşkusuz alınan sonuçta. Alınan sonuçtan ötürü eski CHP’li bir vekilin (adı lazım değil) televizyonlarda neredeyse sevinçten oynamadığı kaldı!..

Kendi otomobilini yapmaktan üretmekten aciz bir sanayi ile “Göktürk Uydusu” ile kendi uçağımızı nasıl yapacağımıza dair soru sormak yerine hayali olarak uzaya çıktık, kendi uçağımıza binerek hindi gibi kabarıp; bastı seçmen “evet”i…

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..