Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '13

 
Kategori
Güncel
 

Sarai Sierra cinayetinde medyanın içler açısı halinin nedeni rating kaygısı mıdır?

Sarai Sierra cinayetinde medyanın içler açısı halinin nedeni rating kaygısı mıdır?
 

Sarai cinayetinde medya kelimenin tam anlamıyla çuvalladı... Ancak bu kadar çuvallamak için bile bilinçli hareket etmek gerekir... Neredeyse her ‘’hıyarım var diyene bir avuç tuzu’’ koşturarak ulaştırdı... Her saçma sözü, savı hiç düşünmeden manşetlere taşıdı... Sıralayalım:

Haber: Amerika'ya inen uçağı FBI ile birlikte karşılayan Sarai'nin eşi anında İstanbul emniyetini ayağa kaldırdı... Bu nasıl olabilirmiş? Demek ki işin içinde FBI varmış... Hatta ABD elçiliğinin bombalanmasında bile parmağı olabilirmiş... Oysa işin aslı öyle değil; Kişisel bir dostları var Eskişehir'de öğretim üyesi... Ona ricada bulunuyorlar... O öğretim üyesi Eskişehir Emniyetine kayıp olan kişiyi söylüyor... Eskişehir Emniyeti durumu İstanbul Emniyetine bildiriyor... Yani her yerin aynı anda alarma geçme olayı yok... FBI adı ise Sarai’nin orda çalışan bir aile dostundan dolayı geçiyor…

Haber: Tüm şüpheler Taylan kod isimli şahıs üzerinde toplanıyor... İnternet üzerinden tanıştığı bu kişi ile buluşmuş... Oysa bu kişi ile Ağustos ayından beri iletişim halinde... Aylarca aynı adresle iletişim kuran bir sapık/katil yok benim bildiğim... Ayrıca herkes bilir ki, cinayetlerde ilk ulaşılan yer telefon numarası ve internetteki iletişim adresleridir... Planlı işlenen cinayetler bu kadar salakça yapılamaz... Karşılıklı etkileşim içinde olduğu birisidir hepsi bu... Sanaldan reele dönüşen bir ilişki yani... Bir şeyler yaşandı ya da yaşanmadı, bir cinayeti birisinin üstüne yıkma sebebi olamaz bu durum... Taylan yada Tarkan’ın iyi ki kimliği saklı kaldı… Yoksa çok ciddi zarar görecekti…

Haber: Sarai yoksul olmasa da, sıkıntı içinde  biri, hatta kişisel iflasını bile vermişken, nasıl olurda 15.000 dolarlık bir seyahate çıkabilir? Bu sözü söyleyenler ya para saymayı bilmiyor, ya hiç dayak yememişler... ABD-Türkiye arasında gidiş geliş 1000-1500 dolar arası... Kaldığı eve günde 18 dolar veriyor... Yemek filan koy üstüne, günde 50 dolar ile yaşayan biri... Bu 15.000 doları kim nasıl hesaplıyor, söyleyebiliyor ve kim doğruymuş gibi haber yapıyor şaşmamak mümkün değil? Abartılır ama beş katı, altı katı abartılmaz…

Haber: Sıradan, iki çocuklu bir anne tek başına tatile çıkar mı? Üstelik bir iki günlüğüne başka ülkelere de gidip gelmiş...  Olaya Türk kafası ile bakmanın dik alası budur işte... Çıkar... Ve Milyonlarca kadın çıkıyor... İyi ki de çıkıyorlar...

Haber: Amatör fotoğrafçıymış… Fakat sorup soruşturulmuş; çektiği fotoğraflar profesyonel değilmiş... Üstelik fotoğraf makinesi bile yokmuş, telefonla çekiyormuş... Yahu adı üstünde Sarai amatör... Zevk için, kendi için yapıyor bu işi...

Haber: Kurye olma ihtimali varmış... Mafyalara arasında hesaplaşmaya kurban gitmiş olabilirmiş… Ya da açığa çıkınca infaz edilmiş de olabilirmiş... Cinayeti de tinercilere yıkmak için oraya bırakmışlarmış... Bence bu bakış açısı mafya denilen kuruma hakarettir... Mafya zavallı bir kuryeye bunu reva görmez... İnfaz gerekliyse de bu şekilde yapmaz... Ve infaz ettiği kişiyi istemezse kimse bulamaz...

Haber: Hanutçular işaret ediliyor... Türk turizminin kanayan yarası hanutçuların parmağı olabilir bu işte demeye getiriliyor... İşte bu noktada delirmek işten değil: Her kavram, her değer birbirine karıştırılıyor... Hanutçuluk, yaptığın hizmet karşılığı alınan komisyondur... Bu yasal olarak yapılır ve faturalıdır... Türk turizminin de ana motorudur... Üstelik bu dünyanın her yerinde aynı şekilde yapılır… Bu hizmeti yapan ciddi kurumlar, satılan bir malı beş yıl sonra bile geri alırlar...

Haberde bahsedilen ise olay ise turiste zorla mal (kartpostal, simit, ayakkabı boyası ve hediyelik eşya) satmak, hatta zorla bir takım yerlere götürüp soyulmasına yardım etmek olayıdır... Nerden baksan organize bir suçtur, çete işidir... Mafyamsı bir durumdur... Bu işi yapanlar her yerde kapılarda durur ve insanları canından bezdirir... Dilencilik, zorbalık, çetecilik karışımı bir şeydir bu…

Daha bu haberleri uzatmak olası... Şöyle diyeyim sonuç olarak: Medyaya yansıyan her olayda sistemimizin eksik yanları kabak gibi ortaya çıkıyor... Fakat ne gariptir ki her zaman, her olayda en çok eksik hep Medyada çıkıyor... Bu bilinçli yapılıyor gibi gelmeye başladı... Çünkü bunca eksiklik ancak ya eğitimle olur, ya da isteyerek... Rating  kaygısı diyelim bu isteğe... Habere ulaşmak yerine haber yaratmak ise kullandığı yöntem…

Haaa bu cinayete gelince: Tam ''bürokrat'' bir kafa tarafından işlenmiş bir cinayet bence... Kimsenin cinayet işlemesini beklemediği birisi ya da birileri işledi cinayeti... Öte yandan ise bir o kadar acemi bu kişi... Çünkü o ıssız yerler dışarıdan bakan birisi için ıssızdır... Gerçekte İSE oralar, birçok evsizin yaşadığı yerlerdir... Ve bu evsizler orada olanları bilir, bir göz mutlaka oraları ve orda olanları izler... Orada olanlar ya da orada olanların tanıdığı biri yapsaydı bu işi, çoktan çözülürdü... Hatta yapanı kendileri ele verirdi, kolay değil, evlerini başlarına yıktı bu cinayet…

Belki çözüldü de yakalanamıyor…

İstediğini alamamış, sinsi ve acımasız bir ''bürokrat kafa'' ısrarım rezil olma pahasına sürüyor hala... Bürokrat değil, kafa diyorum... Çünkü planlandığı gitmeyen işlerde bu kafa çıldırır...

 

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..