Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ocak '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sarı Lalem, Şelalem. . .

Sarı Lalem, Şelalem. . .
 

SARI SARI...


Hangi mevsimde açarsın sen ?
Hep böyle hüzün mü dökülür gözlerinden ?
İrem kokulu şarkının sesinden,
Gözlerimde hasretinden düşen nem.
Sen de özler misin beni sarı şelâlem ?

Boynunu niçin bükersin ?
Beni derde meyledersin.
Ben sustukça sen söylersin,
Sen de beni seversin,
Sevdiğimi cümle alem öğrensin,
Benim sarıl lalem, şelalem. . .

Merhaba blog arkadaşlarım. Umuyorum ki güzel bir başlangıç oldu. Doğayı seven her insan çiçekleri de sever herhalde. Şimdi sizlere çiçeklerin güzel sarı güneşi, Şehvet kırmızısı " Laleler " i anlatmak istiyorum.


Lale (Tulipa) , zambakgiller (Liliaceae) familyasından Tulipa cinsini oluşturan güzel çiçekleri ile süs bitkisi olarak yetiştirilen, soğanlı, çok yıllık otsu bitki türlerinin ortak adıdır .

Anavatanı Kazakistan'dır. Türkiye’nin çoğu yerine özellikle Nevşehir ve bölgesine doğal olarak yayılmıştır. Soğanlarının üzerinde zarımsı bir örtü bulunur. Etli ve yeşil 2-8 yaprağı vardır. Çiçekler, saplar ucunda çoğunlukla bir, bazen ikidir. Çiçek parçaları altılıdır. Kırmızı, sarı ve ara tonlarda renklere sahiptir.

16'ncı yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafindan Hollanda Kralı'na gönderilen laleler, ilk başta Hollandalılar'ı ve kısa zaman içerisinde tüm Avrupalılar'ı hayranlık içinde bırakmışlardır. Ayrıca Avrupa'da Tülbent Lalesi zaman içinde Tulip daha sonra Tulipa'ya dönüşmüştür. Böylece günümüze kadar dünya'nın en fazla lale üreten ülkesi Hollanda olmuştur.


Lale özellikle doğu kültür ve mitolojilerinde özel bir yere sahiptir. Edebi eserlerde sıkça kullanılmasının yanı sıra mitolojilerde de lalenin ortaya çıkışına dair farklı ve çok çeşitli hikâyeler bulunmaktadır. Bunların en ünlüsü ve özellikle doğu edebiyatında en sık kullanılanı Pers mitolojisindeki lalenin kökeni söylencesidir. Bu söylenceye göre yaprağın üstündeki bir çiğ tanesine yıldırım düşmüş, böylece çiğ tanesi ve yaprak alev almıştır. Daha sonra donarlar ve lale meydana gelir. Bu hikâyeden yola çıkarak, lale çiçeğinin ortasındaki koyuluğun bu yanma işleminin sonucu olduğuna inanılırdı.


*** yARDIMCI kAYNAK : WİKİPEDİA

 
Toplam blog
: 749
: 1983
Kayıt tarihi
: 11.10.07
 
 

Yazmanın hayatın akışının bir parçası olduğu kanısındayım. 6 Mayıs 1982'de doğdum ve İstanbul Kar..