Sarmısak mı? Parfüm mü?

Doğanın ürünü olan ve tarihi insanlık tarihiyle paralel olduğu bilinen, doğal antibiyotik olması, verdiği enerji, tansiyon dengeleyici ve bilmediğimiz faydalarıyla şifa kaynağı olan sarmısak; görüntüsü ve şekliyle sevimliyken kesildiği andan itibaren ağır kokmaya başlar, yenirken damağa ulaşan tadıyla iz bırakırken, ağızdan, sindirimiyle tenden ve idrardan çıkan ağır kokusuyla çevreyi ve insanın kendisini bile rahatsız etmektedir. Yani çok faydalı ve lezzetli olan sarmısağın çevreye yansıması da çok rahatsız edicidir.

Buna karşılık, şık kutular ve şişelerdeki ambalajıyla şişenin içindeki rengiyle estetiğin en somut örneklerinden olan, daha şişenin kapağı açılırken çevreye saldığı, sonrasında sürünene katttığı kokusuyla ürettiği ferahlıkla oluşturduğu şıklık algısyla medeniyet sembolü olan parfümün direkt tene uygulanması halinde allerji oluşturduğu bilinmektedir hatta çok güzel kokuyor deyip yanlışlıkla içilirse büyük ihtimalle zehirleyebilir.

Bir yanda çok ekonomik çok faydalı ama kötü kokan sarmısağı, diğer yanda çok güzel kokan biyolojik zararlı ama çok pahalı parfümü düşünün hangisi size cazip gelmektedir. Sağlıklı olan mı, imaj oluşturan mı?

Bu metaforu yazarken hem sağlık hem de imaj üretecek güzel kokan sarmısak üretilemez mi? diye başladım, bir gün belki o da olur ama genetiği değiştirilmeden güzel kokan sarmısak üretilirse yerken lezzet ve sağlık, sonrasında güzel koku, çok muhteşem olur.

Güzel kokan sarmısağın üretildiğine yetişmek dileğiyle...