Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '15

 
Kategori
Siyaset
 

Savaş Suçu İşlemek

Savaş Suçu İşlemek
 

Bayırbucak Türkmenlerine gittiği söylenen Mit tırları ve malum mühümmat (!)


-Mit tırları neden gizli bir operasyon şeklinde yürütüldü ?

-Eğer o silahlar Bayır Bucak Türkmenleri’ne gidiyorsa gerçekten, neden gizlendi ?

- Abd bölgede kimseden saklamadan silah dağıtırken, biz neden açık açık onlara silah veremiyoruz ?

Türkiye uzun süredir buna benzer sorularla MİT TIR’larındaki silahları tartışıyor.. Sanırım tartışmaya da devam edecek. Çünkü ortada çok ciddi iddialar, suçlamalar, tahrikler, tutuklamalar ve davalar ve birçok soru var…

Bilindiği üzere meşhur tırlar sınırı geçecekken bir operasyonla durduruldu ve tırların içindeki malzemeler (!) ifşa edildi, olay basına servis edildi. İktidar, TIR’ları paralel yapının durdurduğunu ve bu operasyonla devletin zor durumda bırakmayı amaçladığını iddia etti, hala da ediyor.. Devlet eliyle yapılan gizli bir operasyonun ifşa ettiklerini (açığa çıkarıldığını) söylüyor.. Bunun sorumluların da cezalandırılması gerekiyordu.

Hükümet tırlar da bulunan (ya da ifşa edilen) silahların Bayır Bucak Türkmenlerine gittiğini söyledi. Hatta, hatırlarsanız, bugünlerde ‘geçici Başbakan vekili‘ olan  Tuğrul Türkeş de “Vallahi de, billahi de o silahlar Türkmenlere gitmiyordu” demişti.. Bu konuda davalar açıldı.. Olaya karışan savcılar, polisler, generaller tutuklandı.. Hatta bu operasyonu haber yaptılar diye Can Dündar ve bir başka gazeteci hapse atıldılar. Cumhuriyet gazetesi de ayrıca teftiş ve dava yoğunluğu yaşıyor

Yalnız burada birkaç noktaya dikkat çekmek gerekmiyor mu ?

1) Önce o tırlar da silah yok yaşamsal malzemeler var dendi ?

2) Sonra tırların içindekiler medyada geniş yer bulup, belgelenince "o silahlar Bayırbucak Türkmenlerine gidiyordu" denildi.. Yani Tırlar da silah olduğu kabul edildi.

3) Sonra Türkmenler" bize hiç silah gelmedi, o silahlar da bize gelmiyordu " dedi.

4) Sonra da tırlara operasyon emri veren savcı, operasyonu yapan Jandarma komutanı ve bunu haber yapan gazetecilere dava açıldı.. Hatta, Erdoğan "bu işin peşini bırakmam, ceza alacaklar" bile dedi.. Öyle de oldu.

Benim anlamadığım ama herhalde kimsenin de anlamadığı bir şey var.  Kime gönderildiği tam belli olmasa da Suriye’ye silah yollandığı ve yollanacağı aşikar. Velev ki öyle olacaktı. Ancak oraya sadece silah gönderen biz değiliz ki.. ABD, PYD’ye açık açık silah yardımı yapıyor.. Daha önceki gün Haseke bölgesindeki PYD-Arap ittifakına helikopterle 50 ton cephane attı.. Kobani savaşı sırasında da atmıştı.. Rusya'da Pyd'ye 5 ton silah yardımı yaptı. Suriye rejim ordusuna ciddi ve hem de ağır silah yardımı yapıyor.  Amerikalılar ve Ruslar Kürtlere helikopterle havadan atarak silah veriyorsa.. Bizim sınırımıza yalnızca 5 km uzaklıktaki Türkmenlere  biz neden silah yardımı yapamıyoruz.. Amerika mı zin vermiyor yoksa ? Yoksa Batı’yı karşımıza almamak için mi ?

Ve açık açık, resmen yapılıyor bu silah yardımları ve bunlar gizli değilken, tüm dünyanın gözü önünde yapılıyorken, biz bu silah sevkiyatını (velev ki Türkmenlere gidiyorsa) neden gizli yürütüldü ? Ortaya çıkınca neden önce inkar sonra neden kabul edildi ve ortaya çıkartanlar cezalandırıldı ?  Bu soruların henüz bir cevabı yok.

Ayrıca; eğer başka bir plan, proje yoksa, gerçekten o silahlar Türkmenlere gidiyor idiyse o zaman bu gizliliğin anlamı ne? Bunun ötesinde Tırlarda ‘tank mermisi ‘ olduğu iddia edilen malzemeler çıkmıştı. Bu da bir iddia.. Eğer öyleyse, ve bu tırlar Türkmenlere gidiyor idiyse, tankları olmayan Türkmenlere bu mermiler neden gider ?

Görüldüğü gibi soruların arkası kesilmez. Bu konu daha çok su kaldıracak gibi gözüküyor. Bu uğurda medyaya yayın yasakları konuldu. Davalar açıldı. Savcılar görevden alındı, askeri yetkililer yargılanıyor. Gazeteciler tutuklu. Siyasilerle bir kısım medya arasında bir psikolojik harp var. Hükümet hatta Erdoğan hala bazı medya yayın organlarına kızgın. Açık açık, o silahların Türkmenlere gittiği sürekli söyleniyor. Peki bu psikolojik harbin sebebi ne ?   Yoksa, Batı’ya karşı zor durumda kalmamak için mi bu silahların bölgeye gönderilmesi gizlendi. Netice de Lahey Adalet divanında “savaş suçu” işlemekle yargılanak da var elbette. Yetkililer bu konuda haklı olabilir. Ancak, o Adalet Divanının olduğu Avrupa yıllardır terör örgütlerine silah yardımı yapmıyor mu ? Bazı Avrupa ülkelerinin, İsrail’in hatta Rusya’nın Pkk’ya yaptıkları silah yardımları (iane, iaşe yada satma ne fark eder) biliniyorken, Abd’nin körfez savaşında bölgeye ve Irak’a yığdığı silahlar biliniyorken, yine bu Abd’nin ve Rusya’nın Suriye’ye havadan veya karadan göstere göstere tonalrca patlayıcı malzeme, hafif ve ağır silah yardımı yapmaları onların da suç işlediğinin resmi değil midir ? O Adalet Divanı bunları görmez mi ?

Türkiye’nin yaptığı ne kadar doğru, ne kadar yanlış elbette tartışılacaktır. Hükümet ve yetkili organlar, bizi bu konuda bilgilendirecektir, bilgilendirmeli. Yoksa zan altında kalmaya devam edeceklerdir. Hatta, bugünlerde sıkça telaffuz edilen ‘savaş suçu’ kavramına da açıklık getirmeliler. Ancak, bu bağlamda Türkiye’ye ‘vurun kahpeye’ organizasyonu yapılırken, bir şeyi de hatırlatmakta fayda var.  Eğer ortada bir savaş suçlusu aranacaksa, önce bu Avrupa ülkelerinden, hatta Abd’den, Israil’den ve bu listeye eklenen Rusya’dan başlanmalı..

Kimse masum değil. Sanırım  dünya ülkeler top yekün Lahey’de Adaletin karşısına çıkacak bu gidişle…  

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..