Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '10

 
Kategori
Siyaset
 

Seçim barajında AKP-CHP ittifakı

Tüm muhalefet stratejisini AKP hükümetinin yaptıklarına cepheden karşı durmak üzerine kurmuş olan ana muhalefet partisi CHP, seçim barajı konusunda AKP ile birlikte davranıyor. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde olmayan, seçmen iradesine ipotek koymak anlamına gelen %10 barajının kaldırılmasına iktidar partisi AKP nin karşı çıkmasını anlarız da, toplumu değiştirmek, dönüştürmek iddiasında bir CHP’ nin bu ayıplı uygulamaya destek vermesini anlamak mümkün değil.

Benim ihtiyacım olduğunda demokrasi” anlayışıyla mevcut seçim yasasının bu anti-demokratik uygulamasından siyasi rant elde etmeye çalışan bir parti; bırakın demokratlığı, nasıl sosyal demokrat olabilir? Sosyal demokrasinin evrensel ilkelerinden olan eşitlik(fırsat eşitliği) anlayışını yok sayarak AKP ile birlikte parlamentoya ipotek koymaya çalışan CHP, bir kez daha demokrasi sınavında sınıfta kaldı. AB ülkelerinin temsilcilerinden oluşan Avrupa Parlamentosu Sosyal Demokratlar grubunda yalnızlaşan, sosyalist enternasyonalde dışlanan CHP, kendi ülkesinde de kamuoyu nezdinde giderek güvenirliğini yitirmekte olup, sosyal demokrat parti olup olmadığı tartışılmaya başlanmıştır. CHP, 12 Eylülde milyonlarca insanı mağdur eden, yüz binlerce insanı cezaevlerine tıkan, on binlerce insanın ölümüne neden olan askeri vesayet rejiminden kalma anayasa yerine; yeni, sivil, demokratik bir anayasanın yapılmasına bile yapay gerekçelerle karşı çıkıyor. Bir parti düşünün ki, kendi örgütsel yapısından kaynaklanan iç dinamikleri yerine, başka güçlerden medet umuyor. Bir parti düşünün ki, kendi tüzüğüne koyduğu anti-demokratik maddelerle başkan ve adamlarının dışında kimseye temsil hakkı vermiyor. Parti içi demokrasi yerine, ” başkanın izin verdiği ölçüde siyaset” anlayışına dayalı bir yönetim anlayışı egemen kılınıyor. Demokrasi ve özgürlükler konusunda TÜSİAD’ ın bile gerisine düşen bir siyasi partinin 12 Eylül vesayet rejiminin yerine başkan vesayetine dayalı bir siyaset tarzını dayatması ne kadar demokratiktir? Ne yazık ki, ülkemizde bir siyaset oyunu oynanıyor. Oyunun senarist ve yönetmenleri Ankara’ da, baş aktörleri perde gerisinde, sahnede yalnızca figüranlar. Birde salonda oturup oynanan bu traji-komik oyunu seyretmeye mahkum, bizim gibi seyirciler! Ülkemizde her geçen gün daha da kirlenen siyasetin tüm topluma açılması, halkın gözünde yeniden saygın bir noktaya gelmesinin yolu; 12 Eylül anayasasının ürünü olan siyasi partiler ve seçim yasalarının değiştirilmesi, seçim barajının kaldırılması ya da makul düzeye çekilmesi ve sonuçta toplumda tüm siyasi görüşlerin temsil edilmesinden geçiyor.

Bunu sağlamadan yapılacak seçimlerle oluşacak bir parlamento, belki yasal olabilir ama kamu vicdanında hiçbir zaman meşru olamayacaktır.
Türkiye’ nin; kendi örgütlerinden, kendi dışındaki soldan korkan, yönünü sola değil, sağa çevirmiş bir CHP’ ye değil, gerçek anlamda emek eksenli, barış ve özgürlüklerden yana, demokrasiyi kurumsal olarak özümsemiş bir sol partiye ihtiyacı vardır. Sol görünerek halkın bu anlamdaki beklentilerinin önüne marj koymaya, böylesine güçlü bir potansiyeli bloke etmeye CHP dahil hiçbir parti ya da grubun, hele de başkan ve adamlarının hiç hakkı yoktur.

CHP gibi, ulusal kurtuluş mücadelesinin küllerinden doğmuş bir partiyi ulusalcılık adına giderek MHP den daha ırkçı bir konuma sürükleyenlerden, Ergenekon davasında haksız yargılanan bazı insanlara sahip çıkma adına eli kanlı katillerin de avukatlığına soyunduranlardan tarih bir gün mutlaka hesap soracaktır.
Yaklaşan CHP kurultayını yine ve yeniden, başkan ve adamlarının iktidarlarını perçinleyen, her zaman duymaya alıştığımız “CHP değişiyor”yutturmacasıyla CHP tabanının siyasi iradesine bir kez daha ipotek koyarak demokrasi ve çağdaşlık umutlarını bir başka bahara erteleyen bir platforma dönüştürülmesine izin verilmemelidir. CHP içerisinde bunu gerçekleştirebilecek iyi niyetli, dürüst, kararlı kadrolar var. Tüm tüzüksel engellemelere, merkezden gelecek baskılara karşın CHP bunu başarmak zorundadır.

Aksi halde kendi savundukları o ucube seçim barajının altında kendileri kalabilirler.
Tüm bu tespitlerin ardından çıkan sonuç; hem Türkiye demokrasi güçlerinin örgütlü mücadelesine öncülük etme adına, hem de ülkemizde siyasetin yeniden ve doğru biçimde dizayn edilmesi adına gerçek bir sol partiye her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır. Böyle bir partinin varlığı belki CHP’ yi de kendi doğru rotasına çevirecek, taşlar yerine oturacaktır. Bu konuda yeni oluşacak bir sol partide yer almak isteyen kadroların eski siyasal kimliklerini bir yana koyarak, tüm siyasi ön yargılardan ve kişisel hesaplardan arınmış bir şekilde davranmalarının rolü ve önemi büyüktür. Hiç kimsenin bu konuda komplekslerini, kariyerist duygularını bu siyasal yapının içerisine taşımaya, mevcut statükocu partilerdekine benzer bir egemenlik yarışına girmeye hakkı yoktur. Ülkesi için sorumluluk duyan; ilerici, devrimci, demokrat hiç kimsenin ülkemiz için yaşamsal öneme sahip bu tarihsel görevden kaçma, savsaklama, erteleme lüksü yoktur. Aksine davrananlar tarih önünde bunun hesabını veremezler.

ayhanongun@gmail.com.
 
Toplam blog
: 396
: 168
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Barış içinde, birlikte yaşayabilmek adına insan ve emek odaklı paylaşımlardan yanayım.   Öğretmen..