Seçim gülmecesi...

Bir gazete haberi…

CNN International'da milyonlarca kişinin sokaklara dökülmesine rağmen Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı adaylığına devam etme kararını ele aldığı haberin (Gul defiant as secular Turks rally) içinde sunulan ankette "Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde askerlerin yaptığı açıklama Türk demokrasisini yaraladı mı" sorusu yöneltiliyor. Yaklaşık bir haftada ankete katılan 76 bin 168 kişinin (4 Mayıs Cuma Saat: 16.30 itibariyle) yüzde 76'sı (57 bin 535 kişi) hayır yanıtını verirken yüzde 24'ü (18 bin 633 kişi) evet yönünde oy kullanıyor.

Yani…

Bu haber iktidara ve dolayısıyla Recep Tayyip ERDOĞAN’a duyurulur…

Türk Silahlı Kuvvetlerinin “Gece yarısı” internet duyurusu, yurt dışında kendilerinin algılandığı gibi algılanmamış.

Demek ki, Türk Silahlı Kuvvetleri, demokrasiyi yaralayacak bir şey yapmamış.

Niye?...

Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hükümetinin, bir başka deyişle Recep Tayyip ERDOĞAN’ın sokaklara dökülen milyonlarca kişiye rağmen “Dayatma” içinde olduğunu görmüşler…

Gördükleri için de TSK’nin “Bildirisi” için “Demokrasiyi yaraladı” dememişler, o kanıya varmamışlar.

Hani bunlar kim?...

AKP Hükümeti ve yetkililerin savunduğu AB ülkelerinin vatandaşları oluyorlar efendim.

Aynı şekilde bir de “Anayasa mahkemesi, aldığı karar ile demokrasiye kurşun sıkmış mıdır” diye de sorabilme olanağımız olsaydı keşke…

O zaman görürdük ki, Recep Tayyip ERDOĞAN’ın sözünü ettiği kurşununun, demokrasiye dayatma yoluyla kendi sıktıkları kurşunun kendilerine sekmesi olduğunda hemfikir olurduk…

Bakın yine “Oyun” oynamaya devam ediyorlar.

Bu bir seçim gülmecesi veya bilmecesi, nasıl algılarsanız algılayın ama dinleyin lütfen…

Cumhurbaşkanlığı seçimi oylaması sonucunda eğer Cumhurbaşkanı seçilemez ise, Anayasamızın 102. maddesi şöyle diyor.

“…Cumhurbaşkanı seçilemediği takdirde derhal Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimleri yenilenir.”

Yani ne demek bu?...

Ey Recep Tayyip ERDOĞAN… Uğraştın, dayattın ama görünen o ki cumhurbaşkanını bu meclise seçtiremeyeceksin. Sonunda da Anayasanın ilgili maddesi gereğince zorunlu olarak seçime gideceksin…

İki kere iki dört eder gibi, Anayasa’ya göre bu böyle mi?

Böyle…

Peki şimdi 22 Temmuz 2007 tarihinde “Seçim kararı” neyin nesi?...

Ben size bunu Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın hiç değilse birazcık bildiğini sandığım tek yabancı dil olan “Arapça”dan Türkçeye çevireyim…

Cumhurbaşkanlığı seçim turları sonucunda zorunlu olarak “Seçim” ortaya çıkacak. Muhalefet partileri de 22 Temmuz gibi bir tarihte seçimin yenilenmesinin teknik açıdan bir sakıncası olmadığını ama mevsimsel açıdan sakıncalarını düşünüp seçim kararının iptali için Anayasa mahkemesine gidecekler.

İşte o zaman AKP’nin ekmeğine yağ sürülecek…

Veya…

Bu kez de Yüksek Seçim Kurulu, ortaya çıkan bu durum üzerine ”Resen” karar verip, seçimleri daha ileriki bir tarihe atacak ve meclisin aldığı “Seçim” kararı kendiliğinden yok olacak…

O zaman da “Demokrasiye kurşun sıkan” YSK olacak galiba…

Bakalım göreceğiz, ne olacak…

05 MAYIS 2007