Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

22 Eylül '13

 
Kategori
Güncel
 

Seçimler yaklaşınca (Düğünde siyasi konuşma yapılır mı?)

Hep merak etmişimdir; politikacılar özellikle de iktidarın başları yani Başbakanlar, her çağrıldıkları yere gitmek, gittikleri yerlerde de “konuşma” yapmak zorunda mıdırlar, diye…

Biliyor ve eminim ki;

Hiç kimse karakaşı kara gözleri için “siyasetçileri” ne çocuklarının düğünlerine davet ederler ne de iş yerlerinin açılışlarına…

Başında veya sonunda mutlaka bir çıkar ilişkisi bir beklenti bir reklam ihtiyacı yoksa bugün ister Başbakanı olsun ister bakanları milletvekillerini kimse davet etmez; birbirimizi kandırmayalım…

***

Çağırılan yerlere koşa koşa gidenlerin konuşma yapmalarını ve yani açılan iş yeri ise iş yeri ve iş koluyla ilgili ahkam (?)  kesebilirler ya da düğün dernek ise gittikleri yerler özellikle günün anlam ve önemine uygun konuşma yapabilirler bunu anlarım da,

Ama düğünlerde, iş yeri açılışında “siyasi” konuşmak neyin nesidir anlayamıyorum; zaten gittiğin,z yerde ne kadar adam varsa sizdendir…

Düğün dernek değil gittikleri yerler sanki kini nefretini kusma rakibini kötüleme aşağılama “merkezi”

Ben asıl oraya onları davet edenlere, orada olanlara onları dinleme mecburiyetinde bırakanlara, bütün bunları görüp de “yağcılık” olsun diye alkışlayanlara acıyorum…

Şurada üç beş kişisiniz yedi sülalenizi de soyunuzu da sopunuzu da tıynetinizi de biliyoruz,  kime ne anlatıyorsunuz anlamıyorum; alın birinizi diğerinize vurun aynı ses çıkacaktır bilmiyor muyuz?

***

Seçimler yaklaşınca “saçmalamalar da” çoğalmaya başladı…

Yukarıda yazdığım gibi Başbakan’da her çağrıldığı davet edildiği yere koşarak gidiyor, önüne mikrofon konulduğu andan itibaren de ya CHP defterini çıkarıyor ya da “Taksim ve Gezi parkı” eylemlerinin filmlerini çıkarıyor önüne en ufacık bir vicdan taraması yapmadan yükleniyor…

Defalarca yazdığım gibi ya Cumhuriyet tarihinin en barışçıl hal eylemlerini “diline” doluyor, onlara kah “çapulcular” diyor kah “tencere tava havası” diyerek aşağıladığını sanıyor…

Tek millet tek bayrak tek vatan diyen adam; bir tek gün bile “eylemcileri” anlamayı denememiş,

Yedi vatan evladı öldürülmüş, 14 yaşındaki masum bir genç ölüme karşı koymak için mücadele ediyor,

Binlerce yaralı onlarca sakat kalmış “vatandaşımız” var…

Bugüne kadar ne ölenler için “başsağlığı” mesajı ne de yaralı ve sakat kalanlar için “acil şifalar” temennisinde bulundu…

İnsan kendi kendine soruyor; böyle bir kafaya sahip biri her fırsatta “Taksim ve Gezi Parkı” eylem ve eylemcilerini diline dolar ki?

“Seçim kaygısı oy kaybetme korkusu…”

***

Yarın bir gün seçimler var, önce “yerel” seçimler sonra da “genel seçimler…”

Nasıl olsa meydanlara çıkacak “ailece” oy isteyeceksiniz bu dışladığınız ve beğenmediğiniz insanlardan,

Merak ediyorum acaba hangi yüzle çıkacaksınız onların karşılarına?

Hoş AKP’nin mitinglerinde seçim gezilerinde partili olmayan yandaş olmayan biat etmeyen “kindar ve dindar” olmayan çoğu kez de “türbanlı” olmayan bir tek kişiyi oralara sokmazlar ya neyse…

Tamamı seçmedir tamamı tek tiptir ve biat etmekten orada olmaktan onlara oy atmaktan onları alkışlamaktan başka hiçbir çareleri olmayan kişilerdir…

Asıl sorun ise şu; bugüne kadar iç içe yaşadığımız aynı denizinde yüzdüğümüz aynı mesire yerlerinde piknik yaptığımız aynı suyunu içtiğimiz aynı havasını soluduğumuz bu insanlar;

“Ötekileştirilen” komşusuna dostlarına arkadaşlarına bu yapılanları reva görürler, nasıl içlerine sindirir bir gün benzerlerinin kendi başlarına da geleceğini göremezler anlayamıyorum…

Demek ki bu ülkede hoşgörü bitmiş demek ki bu ülkenin en büyük özelliği birlik ve beraberlik yalanmış, demek ki komşuluk dostluk arkadaşlık ve saygı laftaymış demek ki bizi biz yapan “aile” mevhumu paramparça olmuş…

***

Yani bu demektir ki sizler her seçimde bizleri paramparça eden bölen yok etmeye çalışanlara oy atmaya devam edeceksiniz,

Komşularınızı dostlarınızı sevdiklerinizi kendi elcağızınızla yok edeceksiniz…

Demek ki seç dediklerini seçtiğiniz için itiraz etmediğiniz için eleştiremediğiniz için alternatifsiz dediğiniz için; kendi ayaklarınıza prangaları boyunlarınıza “boyunduruk” vurmalarına izin vereceksiniz…

Niye yaşıyorsunuz ki?

Afrika’daki doğal hayvanat bahçelerinde de aynısı yaşanıyor…

Ne işiniz var bu ülkede?

Hadi bir an başka bir gezegenden (?) geldiğiniz farz edin ve

Adam gibi, haklarını bilen vatanına milletine bayrağına ve değerlerine sahip çıkan vatanın her karış toprağını sahiplenen “vatandaş” olmaya ne dersiniz…

Zamanı gelmedi mi? Çok zaman kaybetmedik mi?

***

Saçmalıklardan uzak düşmanlıktan kinden nefretten arındırılmış bir Türkiye de,

Bir “Pazar sohbetinde” daha birlikte olmanın mutluluğu ile “aydınlık, huzur ve sevgi dolu” ama refah içerisinde yaşanabilir günlere diyorum…

Esen kalınız!

Erdoğan ÖZGENÇ

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..