Şehit anası babası...

Ülkemizde kırk seneyi aşkın bir zamandır PKK terör örgütü denilen bir baş belası vardı, bir türlü ellerini kollarını kırıp, gömemedik yerin kırk kat altına…

Şimdi bir de IŞİD belamız oldu…

İkisi sırt sırta verdiler, ülkenin temeline dinamit koymaya, rejimi yıkmaya, topraklarımız üzerinde başka oluşumlar kurmaya çalışıyorlar…

***

Bunlar yetmezmiş gibi komşularımız ve tüm Ortadoğu coğrafyasında iç savaşlar ve terör var.

Etrafımız resmen ateş çemberi gibi…

Suriye resmen “işgal” edilmiş bir halde, Rusya ABD Almanya Fransa Irak İran İsrail Suudi Arabistan Katar orada, dünyanın hemen her yerinden gelen “militanların” oluşturdukları “illegal” İslami Terör örgütleri de orada…

***

Ve ülkemizi idare edenlerin Suriye üzerindeki yanlış seçim ve tercihleri yüzünden bir şekilde ülkemizde orada ancak ne yazık ki İslami terör örgütlerine destek olarak…

Son Rusya’ya ait bir savaş uçağının hiç gereği yokken düşürülmesi sonrasında ise bu bölgede ve ülkemizde görünen o ki hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…

Umarım, dünyayı defalarca sürükleyen akıl ve fikirler dikkate alınmaz, taraflarda sağduyu egemen olur, kahrolası savaşlardan uzak durulur…

***  

Neyse, ülkeyi idare edenlerin ve “tuzu kuru” olanların bizim düşüncelerimizin, korkularımızın endişelerimizin ve çektiklerimizin umurlarında olmadığını biliyorum…

O yüzden yaşanması gereken ne ise yaşamaya hazırız, ama bunları asla unutmayacağız, unutmamamız gerekir…

***

Ülkemizin doğu ve güneydoğu bölgesi resmen PKK denilen terör örgütü ve yandaşları tarafından kuşatılmış durumda. Bu bölgelerden hemen her gün güvenlik güçlerine karşı saldırıları sonucu,  şehit ve yaralı haberleri geliyor.

İlk zamanlar çok büyük tepkiler gösteriyorduk ama inanın artık sıradanlaştı, çoğumuz kısa bir süre tepki gösteriyoruz sonra unutulup gidiyor.

Yani ateş düştüğü yeri yaktığı ile kalıyor maalesef…

***

Sadece PKK terörü değil her türlü “terör” oluşumu bu ülkeye ve topluma çok büyük zararlar verdi. Çok büyük rakamlara ulaşan “şehitler” verdik, çok sayıda masum insanımız hayatını kaybetti,

Ekonomik olarak çok büyük rakamlarda milli servet heba oldu, onlarca yerleşim merkezi, yerleşke yakıldı, yıkıldı bombalandı yok edildi…

2000 yılı öncesi terörist başının yakalanmasıyla birlikte terör olaylarında ve şehit sayılarında azalma oldu hatta yok denecek kadar azalmıştı…

AKP nin iktidara geldiği 2002 yılından terör neredeyse bitmiş gibiydi…

Ama son on üç yılda zaman zaman azaldı zaman zaman çoğaldı ve “güvenlik teşkilatında” ve TSK da önemli değişiklikler yapılmasına ve yeni birimler kurulmasına rağmen, terör olayları ve polis ve asker şehit sayıları hızla artmaya başladı, halen de aynı hızla devam etmektedir…

***

En son Tahir Avcı’ nın öldürülmesi terörün azalmadığını, devletin ve devleti yönetenlerin aczi’yet içinde olduklarını gözler önüne serdi…

***

PKK terör örgütü ile IŞİD belasının ne olduğunu kime kimlere hizmet amacında olduklarını artık hepimiz biliyoruz, tek tek yazmama gerek yok diye düşünüyorum.

İsteyen bu konuda hem polis hem asker şehit sayılarını, yaralanana, sakat kalanların sayılarını Genel Kurmay Başkanlığının ve gazetelerin internet sitelerinde, arşivlerinde bulabilirler…

Buraya kadar sadece hatırlatmak istedim. Bu nedenle ben bir başka konuya dikkat çekmek istiyorum.

***

Her şehit cenazesinde hatta “maçlarda” şehitler ölmez vatan bölünmez, kahrolsun PKK sloganları atılıyor. Bu sloganlar atılırken şehit analarına babalarına çocukların ailelerine baş sağlığı dileyenler ekranların karşısında boy gösteriyor “şehitlik” mertebesi ile “ahkam” kesiyorlar…

Üzülerek yazmak zorundayım; bunların bir tekinin yakını akrabası oğlu ne şehit oluyor ne de yaralanıyor. Ne yazık ki çoğunun “oğlu” askere bile gitmiyor…

***  

Garip gurebanın çocukları adam gibi askerlik yapıyor ve şehit düşüyorlar. O yüzden şehit ailelerinin çocuklarının yaşadıklarını çektiklerini ancak onlar anlayabiliyorlar…

***

Şimdi sizin saçının teline bile zarar gelmesin diye üzerinde titrediğiniz oğlunuzun doğu ve güney doğudaki bu çatışma bölgelerinde “asker” ya da “polis” olduğunu bir düşünün…

Biliyorsunuz, yabancısı değilsiniz artık;

Hemen her gün televizyonların son dakika haberlerinde, alt yazılarında bir çatışma, yaralı ya da şehit haberleri geliyor…

Bir ana bir baba olarak o anda neler yaşandığını hiç düşündünüz mü?

***

Bırakın çatışma anında yaşananları, bulduğu ilk fırsatta aradığı telefonun öbür ucunda, “baba bugün nöbetteyim, akşam devriyeye çıkacağız”

Yer yer PKK ile çatışmalar var ne olur ne olmaz, hakkını helal et, dediğini, her gün bir şekilde aradığı telefon görüşmelerinin aniden kesildiğini bir düşünün…

“Hakkını helal et baba!”

Yarattığı psikolojiyi kabusları, aklınızın ucuna bile getirmek istemezsiniz sanırım…

***

Düşünsenize bu psikoloji yüzünden gözleriniz ister istemez kapandığı için yatıyorsunuz ama aklınızda sabah şehit anası şehit babası şehit karısı olarak uyanma ihtimaliniz var…

Her gece böyle, polis ise başka yere tayini çıkana kadar, asker ise teskeresini alıp gelene kadar aynı şeyler günlerce defalarca yaşıyorsunuz…

Ne yediğiniz yemekten ne oynadığınız tavladan ne seyrettiğiniz maçlardan zevk alamıyorsunuz.

Konuşulanları bile duymadığınız anlamadığınız oluyor…

***

Elinizi vicdanınıza koyun son derece basit bir şekilde anlattıklarımı hangi ana hangi baba aile yaşamak ister. Ama bunların tamamı hayatın içinde var ve bir gerçek, polislerimiz de askerlerimiz de ana kuzusu onlarında babaları çocukları sevdikleri var…

***

İnanın, sadece siyasiler değil, çoğumuz yaşananların acıların farkında bile değiliz. Onun için bir hatırlatayım dedim…

Başta yazdığım gibi; “ateş düştüğü teri yakıyor…”

Şehitlerimiz Allah’tan rahmet diliyor ülkemizi ve bizleri canları pahasına koruyan “polis” ve “Mehmetçiklerimize” gazilerimize yürekten teşekkür ediyorum…

Erdoğan ÖZGENÇ

Adana 02.12.2015 02.00