Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '08

 
Kategori
Anneler Günü
 

Şehitlerine dağlandık Türkiye'm

Şehitlerine dağlandık Türkiye'm
 

BU VATAN BÖLÜNMEZ BU VATAN TEK TÜRKİYE


Ülkem Adına, Tüm Şehit Annelerinin Anneler Gününü, Şehitlerimize Dağlanan Yüreklerimizle Kutluyoruz.

Şehitlerine Dağlandık Türkiye'm

Şehitlerimize ağıtlar yakıp,

Acının buharı olup toplandık, gökyüzünde.

Bulutlara tek yürek verdik acıları,

Öfkelendik! Kabardık!

Yağmurların gözyaşıyla, şehit kanı yıkadık.

Filiz olduk, yine umutlara çoğaldık.

Şimşek gibi, Gabar’a, Cudi’ye isyanlarımızı çıkardık.

Kürt, Alevi, Laz, Çerkez, hepsine yürek dağladık.

Hepsinin ortak adı Türk…

Türkiye’me, coştuk, çağladık.

Tüm şehitlerin adı, birkaç harf alfabeden…

Hepsine, en güzel harfleri bir araya getirdik.

Ortak adlarına “Mehmet” dedik, “Mehmetçik” dedik…

Türkiye’min şehitleri, adınız mezar taşınızda yazılı kalsın.

Sizin asıl adınız Mehmet, Mehmet ismi sizde yazılı kalsın.

Eyy Sarıkamış, Çanakkale, Sakarya, Yemen şehitleri,

Bilin ki şehitler ölmezler!

Bakın, tek yürek, tek bilek bayrağa süzüldük.

Yüreğimizi yollara serip, üstünde yürüdük.

Acıyan yüreğimizi acıyla pençeleyip çürüttük!

Yüreğimizi kanattık, sızlattık!

Açık yaralarımıza tuz bastık.

Bugün ve dün toprağa düşen şehitlerimize ağıtlar yaktık.

Sonra dönüp, vatan aşkına coşup çağladık.

Feryadımızı Cudi’ye, Gabar'a çıkarttık…

Biliyorum, tamam, ateş düştüğü yeri yakarda…

Yinede siz çok mutlusunuz.

Ölümünde güzeli, çirkini vardır ya;

Sizin ki si, en güzeli, en şereflisi…

Hem bu ateş bir evin üstüne düşmedi ki…

Siz sadece, analarınızın doğurduğu bacıların kardeşleri değildiniz ki…

Siz sadece, analarınızın doğurduğu evlatlar değildiniz ki…

Can! Mehmetlerimiz can!

Oooyy ocağın batsın, Kürt’e, Türk’e, Laz Çerkez’e yan bakan.

Ne istedin bu vatandan?

Yara kabuk bağlar, iyi olur derler.

İrin akar gider, yeri boş olur derler.

Yok vallaha!

Ben ki, Sarıkamış’ın kızıyım, bilirim Sarıkamışlı oluşumdan.

90 bin yiğidin, 90 bin yarası, 90 Bin kabuk bağladı da,

Yine aktı acının irini, çıban oldu yüreğimizde.

Dolduk taştık! Ağıtlar yaktık! Şiirler yazdık...

(Zemherinin Kardeleni Sarıkamış) diyip,

İçimizi boşaltmak istedik, yine de;

Daha dün gibi, dolu yüreğimiz Sarıkamış şehitlerine.

Daha dün gibi, yere yeni düşmüş, Mehmetlerimiz.

Daha dün gibi, şehitleri haber figan etmiş, kardelenler.

Daha dün gibi, yaramız taze çıban.

Daha dün gibi, kabuk bağlamaz yaradan akan kan…

Ey Sarıkamış’ın gururu Tarık Emeket, Mehmet!

Sarıkamış’ın 90 bin kardelen tarlasına,

Bir kardelen’de sen oldun.

Kim bilir, belki de 90 bin asker senin için,

Yılların ayaz uykusundan kalktı.

Seni kardan kefenlere sarıp,

Kurşun yaralarını, kardelen yapraklarıyla sardı.

Seni kardan soğuk kefene, sıcak kundak gibi sarmaladı.

Hem onlar, ayazlarla ısınmaya çoktaaan alıştı.

Sahi, hâlâ ayaz kokuyorlar mıydı?

Hâlâ silahları parmaklarına yapışık mı, kalmıştı?

Hâlâ tipi boran kar yağıyor muydu üstlerine?

Şehitler toprağa düşünce gözlerini açık bırakır, anıldığında kaparlar.

Şehitler toprağa düştüğünde ölmez, utulduğunda ölürler.

Sahi, gözleri hâlâ açık mı kalmıştı?

Sahi, unutulduklarını düşünüp ölmüşler miydi gerçekten?

Sana sordular mı, kendilerini nasıl andığımızı?

Sana sordular mı, tarihin donduğu gece,

Ayazın çektiği son resimlerini, asıp asmadığımızı yüreğimize?

Söyleseydin Tarık asker, bir yol söyle sende;

Türkiye’mizin artık, 90 bin kardelenine yürüdüğünü.

Doksan bin kardeleninin tablosunu yüreğine, yüreklere astığını.

Tarık asker, 90 bin şehidin, kar fırtınasının kapattığı gözlerini,

Sen sıcak ellerinle, artık anıldıklarını söyleyerek kapat.

Sen ki, toprağa yeni düşmüş bayrağa kan, Mehmet.

Sen ki, dalgalanan bayrağın üstüne düşmüş al yıldızlı renk.

Sen ki, asker potinlerinin arasına sıkışmış,

Vatan topraklarını, hasret zarfı gibi,

Kardelen çiçeklerine vatan mektubu götüren sen…

Vatana hediye ettiğin canına, canımız kurban, canın canımız asker.

Sen 90 bin kardelen’in, açık kalan gözlerini kapat, sıcak ellerinle.

Dün Sakarya’da, Yemen’de, Sarıkamış, Çanakkale’de,

Kınalı hasanlar, Havranlı Seyit Onbaşılar, beyaz kardelenler,

Bugün hepsi canımız, en şereflisinden kırmızı kanımız.

Bayrağımız o yüzden kırmızının en güzeli.

Dün 90 bin askerde, canlarını filiz vermişlerdi toprağa.

Toprağa kan düşmüş, karlar kapatmıştı tüm yaralarını.

Sarmıştı hepsini kardan kefenlerine dağlar,

Beyazın morgunda tutmuştu kat be kat örtüleriyle ayazlar.

Sonra baharlar gelmiş, kardelenler açmıştı, hem de 90 bin kardelen…

Bugün kardelenler, ayazlara inat duruşlarıyla,

Türk askerinin duruşunu, gösteriyorlar düşman ülkelere.

Bugün düşman dışarıda elinde kumandasıyla,

Meze olarak kullanıyor kardeşlerimizi, kanıyor bir kaçı…

Kürt, Türk kardeştir…

90 bin şehidin kardan kefenine düşen, Tarık asker,

Sen arkanda bıraktığın anan, bacın, yârin için hıçkırırken,

90 bin kardelen kardeşlik ninnilerini söylemediler deme inanmam.

Onlar ki Laz’ı, Alev’i, Çerkez’i, Kürt’ü, Türk’üyle,

Tek yürek, tek bilek,

Yıllarca Sarıkamış’ın, ayaz kokan topraklarında en güzel örnek…

Tarık asker benim kulağım hep onlarda.

Ben onlardan duyduklarıma ağlıyorum da,

Onlar beni duysalardı, bir gün beni de alacaklardı yanlarına.

Dertlerine bacı, yaralarına sargı olurdum.

Bakın Sarıkamış’ın, can şehitleri.

Koynunuza aldığınız “Tarık” şehidin,

Asker Potinlerinin altına sıkışmış vatan toprakları,

Hasretiniz olan, Türkiye kokuyor, vatan kokuyor.

Bakın başımızda dalgalanan bayrak,

Sayenizde hep coşkuyla dalgalanıyor.

Yinede bir yanımız gençliğinize buruk,

Bir yanımız vatana kanıyor,

Bir yanımız hep sancıyor.

Hani içimdeki hıçkırıkları yazabilsem…

Bir ben değilim ki üzülen…

Yazamıyorum işte, yazamıyorum…

Şu satırlar neden bulanık gözlerimde?

Ülkemin başındaki sisler dağılın hadi.

Sizin savaşınız satırlarımla değil ki.

Çekilin sisler satırlarımın başında.

Bir gün, evet bir gün,

Ülkemin başlındaki sislerde çekilecek.

ŞEHİTLER TOPRAĞA DÜŞÜNCE DEĞİL, UNUTULUNCA ÖLÜR, ANCAK,

ANILINCA TOPRAKTAN GÖKLERE AL AL, DALGA DALGA YEŞERİRLER.

BİZ ŞEHİTLERİMİZİ UNUTARAK ÖLDÜRMEDİK Kİ

ŞEHİTLERİN ÖLMEDİ Kİ TÜRKİYEM…2007

DİLEK EJDER

(Not: Eski soyadı Dilek FIRAT'TI)


 
Toplam blog
: 52
: 596
Kayıt tarihi
: 22.04.08
 
 

Araştırmacı yazar, şair, aforizmacı, ressam, besteci... Kardelenler diyarı Sarıkamış’ta doğdu..