Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '08

 
Kategori
Anneler Günü
 

Gölgede....

Gölgede....
 

gölgedeyim anne..





Zaman geçtikçe, özlem arttıkça başedilmez bir hal alıyor... Bazen sağanak bir yağmur gibi geliveriyor anlayamıyorum. Onunla yaşadıklarım birer film karesi gibi gözlerimin önünde...
Sürekli o konuşuyor, ben konuşuyorum..
O konuşuyor ben dinliyorum ve cevap veriyorum...

Delilik bu biliyorum.. Gözlerimi kaçırıyorum ondan, ama hala konuşuyor.. başka şeylerle ilgileniyor gibi yapıyorum... Ne olur sus, canım acıyor diyorum susmuyor.. sonunda beni ağlatıyor..
Katıla katıla ağlıyorum !!...


Hatırladığım ise bir yaz günü....


Çınarcık köyü yolunda asfaltın kenarında bir tarladayız annemle ikimiz. Ben çok küçüğüm.. O sebze topluyor Hanım halamla beraber.

"Semaa... gölgede oynaa!!!" diye bağırıyor bana olduğu yerden..
"Tamam anneee" diye cevaplıyorum...

Havada kavruk bir sıcak .. Asfalt yola çıkıyorum. Güneş bulutların arasına girip çıkıyor, sürekli yer değiştiriyor. Bazı yerler güneş, bazı yerler ise gölge...

Annemin "gölgede oyna" sözü aklımda hep..

Bulutların gölge yaptığı yerlerde dikiliyorum gülümseyerek..

Bulutlar kaçıyor benden sanki.. ben kovalıyorum peşlerinden.. Gölgeler yer değiştiriyor tarlaların, tepelerin üzerlerinde geziniyor bekliyorum...

Sonra
Yine
Başka bir gölgeye doğru koşturuyorum.

Annem tekrar sesleniyor içi rahat değil..

"Semaaa gölgede oynaa!!!"

Telaşla gökyüzüne bakıyorum.. Bulut bir türlü gelmek bilmiyor... Ben açıkta kalıyorum.


Annemin yanına doğru koşuyorum...

Güneşten kızarmış yüzüme bakarak;

"Güneşte kalma demedim mi ben sana? diye azarlıyor beni.
Etrafıma bakınıyorum, taa uzakta tarlanın tam ortasında tepesi top gibi bir ağaç görüyorum ama Annemden çok uzak.. gözüm yemiyor..

Hemen yan taraftaki fasulye sırıklarının dibine zıplıyorum bir asker gibi. Sıska bedenim bir tüy kadar hafif. ayağımdaki naylon terlikler güneşten eriyecek neredeyse..

Çıplak omuzlarım kızarmış.. Üzerimde annemin diktiği kat kat kolsuz bir elbise allahtan bacaklarımı örtüyor.

Ağzımı kocaman açarak gülümsüyorum anneme.. Yanaklarım güneşi koşturmaktan al al.. dişlerimin yarısı var yarısı yok.. ""fasulye dişlim benim" diyor bana bakarak.. arık karga'm..."

"Tamam" diyorum anneme ve dikiliyorum fasulye sırıklarının hemen dibine öylece.. birden ensemde kaşınmalar başlıyor, sonra yanaklarıma geçiyor.. sonra kollarıma.. fasulyenin yaprakları kaşınmama sebep oluyor.. yanık kollarım omuzlarım kıpkırmızı oluyor..

Annem gülmeye başlıyor, gülmesiyle birlikte titreyen ve hoplayan göbeğini görüyorum.. ben de gülmeye başlıyorum.. Birlikte gülüyoruz katıla katıla... oracığa fasulye sırıklarının gölge sine oturuyorum..

En güvenli gölgenin annemin yanındaki gölge olduğuna karar veriyorum..


Yine
biR
Yaz'dı....

"Semaa nerdesin?...

Annem tahta pancurlu evimizin penceresinden sarkmış yan bahçeye.. bana sesleniyor...hiç geciktirmezdim... yan bahçedeki beyaz yemek masamızın altından cevap verdim bu seslenişe...
-Gölgedeyim anneee!!!

Küçük plastik bebeklerimle oynardım kendi kendime.. onlara küçük etekler, şortlar bluzlar dikerdim. İğnem ipliğim makasım herşeyim vardı torbamda..

Annem az sonra elinde üzerine toz şeker serpiştirilmiş veya sana yağ sürülmüş bir dilim ekmekle çıkagelirdi..
-Bunu ye çabuk.. sonra dooğru uykuya derdi...



**** Gökyüzü, tarlalar, hep beraber gittiğimiz köyler... çayırlardan kalkan güzel koku.. ve hala zaman zaman işittiğim ama o seslerle kıyas bile yapamadığım ağustos böceklerinin o cırtlak sesleri iç içe geçip kaynaşıyor içimde.. kuşatıyor çevremi, aklımı beynimi..

Ve Annem....
Yakıcı bir özlemle büyüyor içimde günbegün..

Annemin eteklerinin altında, onun yakınında gölgesinde olmak isterdim...

Ve çocukluğumun, genç kızlığımın geçtiği o yerlere gitmek, geriye dönmek.. Evimizin bahçesini kuşatan çitlere yaslanarak annemin her akşamüstü uzun hortumumuzu musluğa takarak yazın kavruk güneşinden kuruyan ve yer yer çatlayan toprağı, bahçedeki domatesleri, salatalıkları, sulamasını izlemek isterdim.. O ıslak toprağın dayanılmaz kokusunu içime derin derin çekmek isterdim...

Onun sesini, gülüşünü, ona has serin, ılık anne kokusunu duyumsamak isterdim..
Küçücük ellerini kavrayıp öpmek... ve ağladığımda;
Dizlerine yatıp parmaklarını saçlarımın arasından geçirerek beni sakinleştirmesini isterdim......

Oysa o şimdi..
Sürekli anlatttığım,
Dilimden düşüremediğim..
Adını söylerken bile sesimin titrediği bir masal kahramanım..

Annem....

O şimdi ılık.. serin bir gölgede yatıyor..

Sen gittin, ben açıkta kaldım Anne'm...


 
Toplam blog
: 319
: 1390
Kayıt tarihi
: 29.10.06
 
 

"Ben; hiç yalnız kalmadım... Kalabalık bi ailede yere atılan yataklarda Yan yana, baş başa, el el..