Seks partnerinizi, burç haritanıza göre, ÖSYM ek kontenjanından bulabilirsiniz

Böylesine uzun bir başlık yerine, “<ı>saçmalama hakkımı kullanıyorum” diye, daha kısa bir başlık da atabilirdim yazıma. Tabi böyle bir hakkım ve özgürlüğüm varsa. Aslında bu ifademi ve şimdi yazacaklarımı, yazımı ilk yazdığımda, son bir paragraf yapmış ve orada anlatmaya çalışmıştım. Ama daha ilk cümlelerden -çeşitli nedenlerle- rahatsız olup, yazının sonunu beklemeden, gerçeğini, sebebini öğrenmeden, protesto yorum ve mesajları için kalem ve klavyelerine sarılan okurlar olabilir düşüncesiyle ilk bölüme almayı uygun buldum. Biliyorum tadı kaçtı ama ne yapalım bizde durum böyle maalesef.

Efendim bu yazı, ironik bir yazıdır. Yazının yazarı tarafından, hasbelkader, bir kara mizah örneği olarak kaleme alınmaya çalışılmıştır. Ne kadar başarılmıştır, tabi ki tartışılır. Bu cihette ele alınması ve değerlendirilmesi, önemle rica olunur.

Bu kadar ön uyarıya ve uzun girizgaha rağmen tadınız kaçmadı ve okumaya devam etmekte iseniz buyurun efendim...

Haftalardır hatta aylardır beynim bir konuya odaklıydı. Kendi kendime muhakeme ediyor, plan-projeler yapıyor, bazen sesli düşünüyor sonra da çevremi kontrol ediyordum, aklımdan şüphe eden var mı diye.

Öyle bir yazı yazmalıydım ki hatta yazıyı da bırak, öyle bir başlık atmalıydım ki, daha “<ı>kafadan” olayı koparmalı, arama motorlarına abone olmalı, “<ı>parsayı” toplamalı, bir başka ifade ile “<ı>sürümden” kazanmalıydım.

Bütün derdim-sıkıntım; şu en çok okunan yazılar, yazarlar sıralamalarında en tepelere çıkmaktı. E malum işin ucunda; yakamıza takılacak devlet nişanı, boynumuza geçirilecek altın madalya, cüzdanımıza girecek bol sıfırlı çekler vardı. Çok önemli ve hassas bir konu yani.

Aylardır beynimi kemiren inatçı kurtlar, sonunda beni bir çözüm bulmaya sevk ettiler. Uzunca bir süre, en çok okunan yazıları takip ettim. Kalemi defteri aldım elime, oturdum çetele tuttum, istatistiklerini çıkardım. Sanki yapacak daha hayırlı ve anlamlı bir iş yok gibi. Ve sonuçta şunu gördüm:

Benim, bu büyük idealime ulaşmam için üç mevzua dikkat etmem ve içi dolu boş farketmez, yazmam lazımdı. Ama başlıktan, “kafadan” yani daha. Yüce arama motorları aşkına ve blog ilahları yüzü suyu hürmetine: Seks, fal, ÖSS.

Bunları ayrı ayrı yazıp, kuvvetler ayrılığı prensibini benimsemek yerine; daha akılcı, demokratik ve çağdaş bir çözüm olan kuvvetler birliği ve dayanışması, tam entegre zihniyetini -yarım entegre nasıl oluyorsa- kabul ettim ve “<ı>üçü bir arada” konseptiyle ne yapabileceğimi düşünmeye başladım.

Eh be kardeşim dedim kendi kendime. Yıllardan beri yazar-çizersin, on dört-on beş aydır da bu sayfalarda yazmaktasın, buralarda, tam beş yüz iki adet yazı yazmış yayınlamışsın, hiçbirinde bu kadar zorlanmadın. Ne zor işmiş bu, üçü bir arada yazı yazmak meselesi yahu.

Yine dedim ki kendi kendime; cilveleşmek, oynaşmak, sevişmek için insanların ihtiyaç duyduğu seks partnerlerini bulabilme meselesini, hani şu bizim Merkür’ün teraziye girmesinden, başak ile aslanın da Jüpiter’in çekim kuvveti alanında mayışmasından hareketle, bu işi ÖSYM ek kontenjanları bağlamında çözebilir, rehabilite edici yapısal önlemler alabilir miyiz? Önce bir miktar acayip gibi durdu ama valla hiç de fena gelmedi konu diğer taraftan.

Attığım başlığın karşısına geçip, tam on dakika, Salvador Dali’nin sürrealist tablolarından birini, müthiş ama boş bir megalomanik hayranlıkla seyreder gibi kendisini seyrettim ve yazmaya karar verdim.

İşte yazının hikayesi budur değerli dostlar. Ha, yazı mı? Seks partnerinizi, burç haritanıza göre, ÖSYM ek kontenjanından nasıl bulabileceğiniz konusu ne oldu, hala açıklamadın bir şey diyorsunuz değil mi?

Efendim bu kadar. Lütfen başlıkla idare ediniz. Yazıya ne gerek var canım. Arama motorları, başlık soruyor başlık. Gerisi laf-ı güzaf. Gerisi boş iş.

@Geçen sene bugün: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=8949