Sel geldi, garibana oldu!

Trakya sonra da İstanbul bir sel felaketi ile sanki depreme uğramış gibi perişan oldu.

Televizyonlarda seyrediyorsunuz sayın okurlarım; bu bir anormal durum değil. Beklenen, geleceği söylenen, haber verilen ilim olarak bilinen bir olay.

Meteroloji üç gün önceden haber veriyor. Anons ediyor.

Şiddetli yağmur geliyor, metrekareye büyük miktarda yağmur düşecek diyor. Afet ben geliyorum diyor.

Pekiii… Bu ülkenin Başbakanı, İçişleri bakanı, valisi, Belediye başkanı nerede, bunları duymuyorlar mı?

Başbakan, içişler Bakanı “Kürt açılımı“ denen saçmalıkla uğraşıyor, belediye başkanı o anlarda bir iftarda “güllaç“ yemekte olduğunu yazıyorlar.

Ey bu selde yakınları ölen benim bu ülkemin halkı, sen sellere kapılarak bu beylerin rahatını niye bozuyorsun.

Sayın okurlarım; bu Allahın verdiği afet değil.

Bu seni kandırarak, oyunu alanların yaptıkları rezaletin sonucudur. Lafı eveleyip, gevelemesinler.

Allah’ın yarattığı derelere sana ev yaptırırlarsa, imarsız yerlerde binalar yükselirse, rant peşinde ihalelerle yakınları zengin edilirse sonun her zaman budur.

Şimdi bekle yağmur çok yağdı ne yapalım diyecekler.

Evinin kapısına iki kilo pirinç –yağ bırakacaklar.

Çocuğuna oyuncak dağıtacaklar, evine gelip yalan yanlış laflarla seni uyutacaklar, şimdiden söyleyeyim, benim gariban halkım sen yine oyuna geleceksin.

Başbakan helikopterle gökyüzünde yapılacak 3. köprünün geçiç yerlerini söylüyor. Böyle şey olur mu?

Başbakan imarcı mı, şehir uzmanı mı, ilime –bilime verdikleri öneme bak… Kendilerini ne zannediyorlar?

İşte bundan dolayı başımız belalardan kurtulmaz.

Karadenize sahil yolu kendilerine göre yaptılar.

Biz biliriz, yaparız dediler. Bir çok kendi adamları zengin oldu.

Geçenlerde Giresun ilimiz selden yıkıldı.

Suçlu yağan yağmur değil, suyun akışını önleyen yapılarmış..

Senin paraların işte böyle çarçur ediliyor, kimileri kul hakkı paralarla zengin oluyor.

Sana da iftar çadırlarında bir kap yemek kalıyor.

Bence bu bile sana çok.

O kadar garibansın ki kardeşim uyuyorsun, aç gözlerini de etrafında ne fırıldaklar dönüyor bir anlamaya çalış.

Ben sana başka de diyebilirim ki.

Sen yaratıyorsun, sonuna da sen katlanacaksın.

Yine de sana acıyorum.