Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Haziran '09

 
Kategori
Deneme
 

Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin”

Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin”
 

sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin”


Yukarıdaki dizelerle başlayıp biten şiiri hepimiz biliriz. Abidin’ e bu soruyu soran Türk şiir ustası Nazım Hikmet'ten başkası değildir. Mutluluk tartışmalı bir konu olsa da mutluluk üzerine kafa yormayanımız yok gibidir. Kimi rakı şişesinde balık olmayı mutluluğunun nişanesi sayar kimi para da pulda arar bazıları erişir mutluluk mertebesine çoğu bu yolda heder olur gider heyhat. Oysa beyin bilimcisi Jeffrey M. Stibel mutluluğun öğrenilebilir olduğunu düşünüyor. Ona göre birkaç basit adım atarak mutlu çalışanlar yaratmak mümkün.

Bana ilginç geldi paylaşmak istedim.

1- Gülün: Gülmenin mutlulukla doğrudan bir ilişkisi var. Bu ilişki bir korelasyonla başlamış olabilir ancak beyin zaman içerisinde ikisi arasında bağlantı kurdu. Bana inanmıyorsanız şunu deneyin: Yüzünüze kocaman ve güzel bir gülücük oturtun ve negatif bir şey hakkında düşünmeyi deneyin. Ya gülmeyi bırakacak ya da olumsuz düşünceyi aklınızda tutmayı beceremeyeceksiniz.

2- Endişelenmeyi bırakın: Endişe insanlığın en iyi özelliklerinden biridir. Öngörü, planlama ve tahmin yeteneğinin arkasında bu duygu yatar. Endişeleniriz çünkü henüz gerçekleşmemiş bir olay belirsizdir ve endişe duygusu o işi nasıl ele alacağımızı düşünmeye başlamak için bizi teşvik eder. Sorun örneğin ekonominin gidişatı gibi kontrolümüz dışında gelişen olaylarla ilgili çok fazla endişeleniyor olmamızda. Ruhsal birçok hastalığın tetikleyicilerinden biri de endişe. Bugünlerde endişelenecek çok konu olduğu bir gerçek. O yüzden derin bir nefes alın ve küçük şeylerle ilgili endişelenmeyi bir kenara bırakın.

3- Mola verin: Özellikle gelişmiş ülkelerde insanlar çok fazla çalışıyor. Fazla çalışmak çağın “bilgi işçileri” için ters tepen, amaca zararlı bir durum. Bu kişilerin bitkin düşecek kadar çok çalışması onlardan verim almaya çalışmanın en kötü yoludur. Mola vermek düşünüp taşınmak ve kendini dinlemek için iyi bir fırsat yaratır ve böyle zamanlarda en iyi fikirler, en derin içgörüler açığa çıkar. Öğle yemeklerinin mutlaka ofis dışında yenmesi konusunda ısrar ediyorum. Adına ‘siesta’ ya da mini tatil deyin, fark etmez. Tek başına bu bile daha mutlu insanlar yaratmak için oldukça işe yarıyor.

4- İşleri farklı yöntemlerle yapın: Birçok çalışan için sorunun bir parçası da can sıkıntısı ve bıkkınlıktır. Ofisten girdiğimiz andan itibaren defalarca aynı şeyleri yaptığımız bir rutine sıkışmış gibiyiz. İşleri farklı yollardan icra ederek heyecan ve hevesinizi yeniden kazanın. Her adımı öğrenmek, büyümek ve kendinizi zorlamak için atın. Daha fazla sorumluluk alın ve daha önce becerebileceğinizi tahmin bile etmediğiniz yeni bir şeyler yapmayı deneyin. Eğer sorumluluklarınız esnekliğe çok fazla müsaade etmiyorsa var olan sorumluluklarınıza farklı bir yaklaşım getirmeyi deneyin.

5- Yönetmeyi bırakın liderlik edin: Eğer yönetim ekibindeyseniz çalışanlarınızı motive ve teşvik etmenin yollarını bulmalısınız. Ama nasıl? Beyinlerini esnetin. Onlara daha fazla sorumluluk, karar verme gücü ve özerklik vererek ekibinizi güçlendirin. Kapsayıcı olun ve onları süreçlere dahil edin. Şirketin genelinde neler olup bittiğini çalışanlarınıza açıklayın ve onlara yaptıkları işin, şirketin genel operasyonunu nasıl etkilediğine dair daha geniş bir perspektif verin.

6- Delege edin: Küçülme dönemlerinin en yıkıcı ve ters tepen yan etkilerinden biri de korkudur. Çoğu yönetici kendilerini kullanım dışı bırakacağı korkusuyla kontrolü elden bırakmaktan korkar. Eğer böyle düşünüyorsanız çoktan devre dışı kalmışsınız demektir. Kontrol etmek fiziksel ve ruhsal sağlığınız için kötü olması yanında işin kendisi için de kötüdür. En iyi liderler kendilerinden daha iyi, daha akıllı ve yetenekli insanlarla çalışmayı tercih eder.

7- Eğlenin: Eğer yaptığınız işi beğenmiyorsanız o işi yapmayı bırakın. Hayat eğlenceyi bir kenara atmak için çok kısa. Sevdiğiniz işi yapmalı ve onu sevmekten vazgeçmeye başladığınız an başka bir işe yönelmelisiniz. Bu ekonomik ortamda bile eğer yaptığınız işte iyiyseniz ve üstelik o işi yüzünüzde bir gülümseme ile icra edebiliyorsanız her zaman sizi talep eden şirketler olacaktır.

Bunlar bana göre değil derseniz siz bilirsiniz, uygular da mutluluğa ererseniz eğer, haber edin bizde sizin mutluluğunuzdan kendi mutluluğumuza düşen payı alalım sayeniz de.

Kaynak: Hüsniye GÜNGÖR, husniye.gungor@sabah.com.tr

Resim: www.evetbenim.com

 
Toplam blog
: 405
: 914
Kayıt tarihi
: 19.04.07
 
 

Okumayı ve kendimce yazmayı severim. Samimi eleştirilere açık biriyimdir. ..