Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Seni özledim...

Seni özledim...
 

Balkondaki karanfillerimiz tomurcuk verdi.

Anlaşılan şehre bahar geldi ve aklıma da sen...

SENİ ÖZLEDİM...

Güzel günler sığdırdık satırlarımıza, ardından da yalnızlıkları. Hiçbir zaman anlayamadım, neden böyle tükettik koca bir zamanı..

SENİ ÖZLEDİM...

Bugün, bugün öyle farklı doldun ki içime.

Bambaşkaydı, her şey başka.

Duygularım başka, hayallerim başka, sen başka...

İliklerime kadar sen doluydum bugün.

Bütün gün yüreğimin ucunda bir özlemdin ve dilimde bir melodi, anısı olan..


İlk olarak hayali balkonumuzdaki hayal ettigimiz karanfillerimizle “günaydın” dedin bana. Güne seninle başlamak güzeldi.

Sonra kahvaltımızı yaptık bahar serinliğinde, o çok sevdiğin keyif sigarasını içmedin bugün.

Sonra sokaklara döküldük birlikte.

Karşıyaka'dan Alsancak'a, hiçbir yer bırakmadık İzmir'de gitmediğimiz. Kentin sokaklarında kitapçıları dolaştık uzun zaman,

“Yüzyıllık Yalnızlık”ı aldık birlikte, neden onu seçtin anlayamadım... Fuar'da el ele dolaştık saatlerce, deniz kenarında yaşamaya dair muhabbetler yaptık.

Sonra Meyhaneler sokagı, sonra bir barda dansettik, çıktıgımızda vakit çoktan geceyarısını geçmişti..

Bütün gün birlikteydik, bütün gün içimdeydin...

Şimdi evdeyim. Elimde Yüzyıllık Yalnızlık...

Okuyup okumama arasında mücadele halindeyim....

Düşünüyorum! Kendimi kandırmamın işe yarayıp yaramadığını düşünüyorum. Çok oldu... Birbirimizi terk edeli, şu kapıdan çıkıp gideli çok oldu...

Kapına kadar gelip bekledigim günler, bir cezaevi anısı oldu. Bense hala alışamadım yalnızlığa!

Gariptir ki, hala her sabah seninle uyanıyor, her günümü seninle geçiriyorum, hala bir martı kanadı sevgin yüreğimde...

Hayat o kadar basit olmamalıydı oysa ve hayaller de bu kadar sınırlayıcı...


Bunları bilmek yetmiyor.

Belki bir gün gerçekleri gördüğümde, daha doğrusu gözümün önündeki gerçekleri kabullendiğimde, bu kandırmacadan vazgeçebilirim. Ama şimdi değil! Şu an olmaz!


Şimdi yüreğimde, kente yeni gelen bahar gibi cıvıl cıvıl hayalin..

Kırmızı yatagın üzerindeki lacivert elbisen...

Şimdi seni yaşamaların en güzelindeyim. Duvarlarındaki resimlerdeyim..

Şimdi yüreğimin en içindesin, en derinlerinde..

Şimdi olmaz... Belki.. günün birinde... belki...

Hiç haberin olmadı, çekmecem sana yazdığım, sonra durmadan degiştirdigim mektuplarla dolu.

Oysa adresin meçhul biliyorum ve onları asla okumayacağını da...

Ama yazmak huzur veriyor bana. Bir gün o çekmecede sararacaklarını bildiğim halde yazıyorum.

Bir gün sarardıklarında bile içten olacaklar yine de, çünkü taşıdıkları hisler içten.

Sen bütün bunları bilirsin, bilirsin ama bilmezlikten gelirsin...

Denemedim sanma, bir şeylerden kaçarcasına, gülüşündeki esaretten sıyrılmak için çırpınırcasına başka denizlere kulaç attım, başka yollara uzandım.

Kaçtım... Ardıma hiç bakmadan yeni dünyalar aradım.

Gökyüzünde binlerce yıldız vardı, ama senden başka gökkuşağı bulamadım..

Denemedim sanma, başaramadım.

Sonum hep sana çıktı...

Yolum hep sende bitti...

SENİ ÖZLEDİM...

Bir bilseydin, hala ekranımda resmin duruyor..

Biliyorsun artık, cüzdanlara konacak resimlerin de vakti geçti. Ona bakamıyorum çogu zaman, varlığı yetiyor.


Hala senin adını koydugum karanfilin balkonumda duruyor. Onu atmıyorum, ruhum bahara yeni umutlarla giriyor.

Kendimi kandırmak kolay ama yüreğim kanmıyor, hala ellerim yanaklarımda, düşüncelerim sana kayıyor.

SENİ ÖZLEDİM...

Bir yengeç kabuğu,
Bir martı soluğu,
Bir yakamoz buğusu gibi yalın hasretin..

Ağlatan bir şiir.

Huzur veren bir melodi.

Korkutan bir karanlık gibi yüreğimdesin..

Sen hala içimdesin! Sen bendesin! SENİ ÖZLEDİM..

Bu hasret ne zaman bitecek bilmiyorum. Her yeni denememde baharları eskitiyorum.

Düşüncelerimi zincire vuruyorum, başardım sanıyorum! Her bahar o zincirler paslanıyor, yeniden başlıyorum..

Oysa ki...

Artık bir başımayım, biliyorum.

Artık yoksun.. Hem varsın hem yoksun...

Artık ne karanfiller açacak gelecek bahara, ne de kapımı çalan olacak.

Her gece “bitti” diyorum, “bitti”.

Yüreğim yıprandı, eskidi gitti, derken tutkuyla sarsılıyor.

Her gece yeni ümitlere gebe kalıyorum...

Nafile !

Her sabah seninle uyanıyorum...

Baharlar içimi üşütüyor, gidişini yüzüme vuruyor, her yeni bahar yüreğimin ucuna konuyor, ellerimle yüzümü örtüyorum, olmuyor...

Her bahar seninle başlıyor!

Baharlar ne zaman biter? Hasretin nasıl geçer? İçimdeki samyelin hangi baharda diner? Bilmiyorum... Gün agardı, bir uzun gecenin sabahında rüyadan uyandım...

SENİ ÖZLEDİM.....

sevgililer günü kutlu olsun/ şubat.2008

 
Toplam blog
: 88
: 1115
Kayıt tarihi
: 09.01.07
 
 

Ankara SBF'yi bitirdim. Öğrencilik yıllarında gazetecilik, sonrasında uzun yıllar özel sektörde ü..