Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Haziran '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Seni seviyorum üzerine öylesine

Seni seviyorum üzerine öylesine
 

Diyeceğim sana da, Seni seviyorum ..


Zaman nasıl akıp gidiyor.

Nasılda hoyratça hemde,

Geriye dönüpte baktığımda kendime dair yaptığım en iyi şeyin iki büyülü kelimeyi yan yana getirip kurabilmek olduğunu görüyorum.

" Seni Seviyorum " diyebildim ağız ve yürek dolusu tüm sevdiklerime

" Seni Seviyorum " diyebilmenin nasıl bir zamansızlığı olabilirdi ki?

Hiç düşünmedim .

Sevdiği birini kaybettiğinde insan , en çok söyleyemediklerinin yükünü taşıyor.

Belki de ben bu yükü taşımak istemediğimden. Sarıldım sevdiklerime , öptüm, kokladım onları.

Yürek dolusu " seni seviyorum " dedim onlara " Seni Seviyorum ".


Niye kasılırız?

Neden karnımıza ağrılar girerde karnımızdan söyleriz bu iki büyülü kelimeyi?

Bu kadar zor mudur,

yüzlerce, binlerce kez içimizden geçipte sevdiklerimize söyleyemediğimiz,

içimizde tutup, büyüttüğümüz, kimse dokunmasın , incitmesin diye taşıdığımız bu iki büyülü sözcüğün yükünü taşıyabilmek daha mı kolay söyleyebilmekten .

Dilinizin ucuna kadar gelirde söyleyemezsiniz hani.

Dilinizin ucundan geri gönderirsiniz içinize.

İçiniz acırda yine söyleyemezsiniz . "Seni Seviyorum".

"Seni Seviyorum'"un ağırlığıyla yaşarsınızda, seni seviyorum dediğinizde sevdiklerinize hafiflerde uçarsınız diye mi korkarsınız?

Sevginin anahtarı yüreğinizin sesinin sözcüklerle ifade edilmesi değil midir ?

Seni seviyorum diyebilmek , yüreğimizin kilitlerini açarda , yine söyleyemezsiniz bunu , bir yumru olurda yüreğinizde, yutkunamazsınız, yine de söyleyemezsiniz. Ağırdır bununla yaşayabilmek .

Seversinizde söyleyemezseniz.

Birgün sevdiğiniz gittiğinde, sevildiğini bilmeden, siz seni seviyorum demeden, işte o zaman anlarsınız ki... Bunu taşıyabilmenin vebali boynunuzda bir esaret zinciri gibi dolanmakta...

İşte o zaman;

Seni seviyorum diyebildiğinizde, geç kalmışsanız hele, b u yükle yaşayabilmek daha mı kolay sanırsınız?

Seni seviyorum dediğinizde teslim olmuş sayarsınız kendinizi .

Teslim olmak kalkanlarınızı indirir aşağıya da korunmasız kalırım diye mi korkarsınız?

Sevgiden korunmayı kendinize reva görürsünüz de "seni seviyorum" diyebilmenin hafifliği ile korunmaya ihtiyacınız olmadığını da mı bilmezsiniz?

Seni seviyorum babam, annem, kardeşim

Seni seviyorum arkadaşım, dostum

Seni seviyorum canım, ciğerim, gönül gözüm

Seni seviyorum sevdiğim.

.... Diyebilmenin nasıl bir zamansızlığı olabilir ki?

Zamanın ;hoyratça aktığını, bizi un ufak edercesine kaydığını, ardımıza bakıp düşünemeyeceğimiz kadar , bizi savurup durduğunu biliriz de, kalkanlarımız yere inerde, korumasız kalırız diye mi kasarız?

Kasılırız karnımızın ağrısıyla ,

boğazımızda döğümlenen ,

yüreğimizde yumru olan ,

dilimizin ucuna gelen, ancak söylemekten çekindiğimiz İki büyülü cümleyi kurmaktan korkarız ...

Korkarız da korkumuzun yüküyle yaşamayı reva görür de, "seni seviyorum " diyebilmenin bahar dalıyla yaşayamayız .

Geriye dönüpte baktığımda ; kendime dair yaptığım en iyi şeyin, iki büyülü kelimeyi yan yana getirip kurabilmek olduğunu görüyorum " Seni Seviyorum " diyebildim ağız ve yürek dolusu tüm sevdiklerime...

" Seni Seviyorum " diyebilmenin nasıl bir zamansızlığı olabilirdi ki? Hiç düşünmedim .

Sevdiği birini kaybettiğinde insan , en çok söyleyemediklerinin yükünü taşıyor.

Belki de ben bu yükü taşımak istemediğimden .

Sarıldım sevdiklerime , öptüm, kokladım onları...

Yürek dolusu " seni seviyorum " dedim onlara,

"seni seviyorum" diyemediysem sana,

diyemeyeceğimden değil,

hele sen bir gel,

pamuk yüzlüm,

gülparem, can parem,

canımın yarısı,

diyeceğim sana da,

"seni seviyorum"

Neden düşündüm " Seni Seviyorum " üzerine ?...

Bir sohbetti beni buralara kadar taşıyan, " Seni Seviyorum " diyememenin ağırlığını yüreğinde taşıyan birinin :

-Sevilmek istiyorum anlıyor musun ?

- Sevildiğimi bilmek , düşünüldüğüm, özlendiğim .

- Hissettirilsin bana istiyorum demesiydi ....

Derken " Seni Seviyorum " diyememiş. ..

Ancak etrafındaki herkesi çok sevmiş, değerli birinin sözleriydi bunlar ....

"Seni Seviyorum " diyememiş ama.

Gözlerinin buğusu , konuşurken titreyen sesi , dilinin ucuna gelipte söyleyemediği kelimeler İncitmişti yüreğini...

"Seni seviyorum diyememişti hiç " ...

Derse gücünden olur, yaprakları sararırda dökülür korkusuyla ...

Sonbaharı sevmemişti ,

o hep bahar istemiş, ancak kışı yaşatmıştı kendine .

Oysa kışı yaşayamacak kadar çiçek çiçekti yüreği.

O çiçeklerini verememişti sevdiklerine...

Dinlerken O'nu, gözlerim doldu içine kadar , dokundukça yüreğime, yaşlar yağmur oldu aktı yüzüme...

Seni seviyorum dedim O'na,

Seni Seviyorum can tatlısı,

Yürek yarısı sevgili dostum,

Sen söyleyemesende , duyarım ben o yüreğin sesini,

Sende söyle ama sevdiklerine,

Seni seviyorum de tüm sevdiklerine...

" Seni Seviyorum " diyebilmenin nasıl bir zamansızlığı olabilirdi ki? Hiç düşünmedim .

Sevdiği birini kaybettiğinde insan , en çok söyleyemediklerinin yükünü taşıyor.

Seni seviyorum diyemediysem sana, diyemeyeceğimden değil,

Hele sen bir gel,

Pamuk yüzlüm,

Gülparem, can parem,

Canımın yarısı,

Diyeceğim sana da,

Seni seviyorum ....

 
Toplam blog
: 43
: 1843
Kayıt tarihi
: 24.06.07
 
 

72 istanbul doğumluyum.  Yağmur yüklü buluttan pamuk şekeri, Yağmurdan sonraki gökkuşağı, to..